DAÜ İçin Değişim Grubu, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde (DAÜ) akademik kadronun karşılaştığı sorunlara ve üniversite yönetiminin yaklaşımına dikkat çekti. DAÜ İçin Değişim Grubu, tarafından yapılan açıklamada, akademisyenlerin ve araştırma görevlilerinin, sürekli daha fazlasını isteyen ve tatmin edilmesi güç bir grup olarak görüldüğü ve bu algının bilinçli olarak yaratılmaya çalışıldığı belirtildi. 

DAÜ İçin Değişim Grubu’nun açıklamasının tamamı  şöyle:

"DAÜ’de, akademik kadronun adeta “sorunların tek kaynağı” olarak görüldüğünü üzülerek gözlemliyoruz. Akademisyenler, ki bu akademisyenlere araştırma görevlileri ve yarı zamanlı meslektaşlar da dahildir, hep daha fazlasını isteyen ve tatmin edilmesi mümkün olmayan bir güruh olarak görülmektedir ve böyle gösterilmeye çalışılmaktadır. Bunun sonucunda bilim üretmek üzere çalışmaya dair motivasyonumuzu ve Üniversitemize olan bağlılığımızı ve aidiyetimizi sarsan bir tabloyla karşı karşıyayız.

Bir üniversitenin en önemli fonksiyonu bilim üretmektir. Üniversitemiz araştırmaya önem veren bir eğitim üniversitesi olarak tanımlanmış olsa da, sanırız bir üniversite olmak bilime mümkün olduğunca katkı koyabilmeyi gerektirir. Son zamanlarda üniversitenin bilim üretme fonksiyonuna maddi ve manevi olarak yeterince önem verilmediğini yahut verilen önemin akademik yaşamlarımıza yansıtılamadığını düşünüyoruz. Bizce, akademik çalışma motivasyonunun akademisyenin kendi bilim alanına, uzmanlığına göre belirlenecek ölçütlerle gerçekçi değerlendirmeler yapılarak canlı tutulması lazımdır. Her bilim dalının kendi dinamikleri içinde yapılacak değerlendirmeler, bizleri kariyerini devam ettirmek için puan toplayan eğitimciler olmaktan çıkararak, motivasyonu artıracaktır. Ne yazık ki üniversiteye dayatılan bu politikaları ilkesel bulmuyoruz. Üniversitede atılan her adımın mevzuat çerçevesinde ve ilkelere uygun olarak yapılması, hukuka ve teamüle aykırı davranılmaması prensibiyle hareket edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Kurallar dikkate alınmadan göz yumulan bazı durumların yarattığı, “Çalışmadığı halde maaş alıyor” algısının en çok biz akademisyenlerin aleyhine olduğunu unutmamak gerektiğini de hatırlatırız.

Bütün bunların ötesinde, biz akademisyenlerin oldukça sıradan olan talepleri kimi zaman “aşırı talepler” olarak görülmüştür. Halkın gözünde DAÜ öğretim elemanları başta mali konular olmak üzere bir karalama ve itibarsızlaştırma politikasına konu olmaya başlamıştır. Öyle ki sayın Çavuşoğlu Meclis kürsüsünden ve basındaki açıklamalarında akademisyenlerin maaşlarıyla ilgili doğru olmayan bilgiler paylaşırken, geçtiğimiz hafta da DAÜ’de akademisyenlerin ders yapmadıklarını, derslerde sıkıntılar olduğunu söyleyecek kadar ileriye gidebilmiştir! Ne yazık ki sendikamız DAÜ – SEN bu politikayı engelleyememiş, konu üniversite sınırlarını aşarak toplumsal bir sorun haline gelmiştir.

DAÜ’de akademisyenlerin istediği çok basittir: birincisi emeğinin karşılığını maddi, manevi görmektir. İkincisiyse iş barışı içerisinde çalışmalarına devam etmektir. Sanırız bu idealin yerine getirilmesinde en büyük görev sendikamız DAÜ – SEN’e düşmektedir.

Unutmamalıyız ki bilim evrensel bir dildir ve DAÜ ülkemizin dünyaya açılan ilk ve en önemli kapısıdır. DAÜ’de sorunlar olduğu doğrudur ancak bizce bu sorunları çözmek için mücadele edilmeyeceği ve hem bizim için hem de toplum için vazgeçilmez bir değer olan Üniversitemizin sürdürülebilir ve verimli bir geleceği olması için çalışmayacağımız anlamına gelmez. Burada olduğumuz sürece hem bilim için hem de DAÜ için çalışmaya devam edeceğiz."