Ülkemizde çok ciddi bir çürüme var… Geçmişte dedikodu, söylenti şeklinde gündeme gelen rüşvet, yolsuzluk olayları artık ayyuka çıktı, mahkemelere taşınıyor…

   Bir süreden beridir mahkemenin gündeminde olan ama ayrıntılar ortaya çıktıkça daha ilginç, korkunç ve üzüntü verici bir hal alan meseleye değinmek istiyorum…

  Medyada geniş yer bulan “1 milyon dolar rüşvet davasından” söz ediyorum. Ülkenin ne hale geldiğini gösteren bir mesele. Ya da “meselelerden birisi” diyelim.

   Düşünebiliyor musunuz, “Yargıdan ve Savcılıktan daha güçlü birisi davanızı kapatacak” denilerek, davası bulunan kişilerden rüşvet isteniyor, onları kurtaracakları vaadinde bulunuyorlar. Bu çerçevede Girne’de bir iş insanından bir milyon dolar rüşvet talep edildi.

    Üstelik de bu bir kez yapılmış değil, başka seferler, başkalarından daha fazla para karşılığı “dava kapatma” vaatlerinde bulunulmuş.

    Bu meselede “bir milyon dolar” geçiyor ama başka meseleler için “3 ile 5 milyon dolar” arasında rüşvet talep edildiği ortaya çıkmış.

    Bu meselede adı geçen zanlının buna benzer 9 meseleyle daha ilgili olduğu tespit edilmiş.

    Polisin elde ettiği ifadeye göre, bu zanlı “3- 5 milyon ne verebilirsen” deyip dava kapatma sözü veriyormuş.

    Bu konuda polis 12 kişinin daha ifadesine başvuracakmış.

    Tutuklu olan zanlının telefon konuşmaları ve mesajlaşmaları da meselede önemli rol oynuyormuş, çünkü telefondaki bilgilere göre soruşturma daha da derinleşecekmiş ama bu kişi telefonunun şifresini söylemiyormuş.

    Bugüne kadar iki kişi tutuklandı ama iddiaya göre, soruşturma dosyasında kamuoyunun yakından tanıdığı birçok kişinin ismi de geçiyormuş, işin ucu kamu yöneticilerine de sıçrayacakmış…

  Zaten konuyla ilgili olduğu düşünülen bir kamu görevlisi de yurt dışında kısılmış veya kaçmış ya da yurt dışındaydı da bu olaylar patlak verince gelmiyormuş bir türlü… 

    Şu ana kadar dosya sayısı 9’a yükselmiş…

    Mesele ciddi, birisi çıkıyor ve yargının da üstünde bir gücü bulunduğunu ya da böyle kişilerin aracısı olduğunu söylüyor.

    Bakar mısınız, “Yargıdan ve Savcılıktan daha güçlü birisi davanızı kapatacak” diyecek kadar ileri gidiyor ve bunun karşılığında milyon dolarlar talep ediyor.

    Kimmiş bu yargıdan ve savcılıktan daha güçlü birisi?

    Bir kişi mi bu, yoksa bir çete mi?

    Yargıdan ve savcılıktan daha büyük kim olabilir ki?

    Ne kadar gücü vardır ki davayı kapatabiliyor?

    Bu güçlü birisi ya da güçlü çete, birilerini satın alarak mı bu işi yapıyor?

    Polis ve savcılık kanadında çürük elmalar mı vardır?

    Bu güçlü kişi ya da çete, kişilerin dava dosyalarını nereden ele geçiriyor?

    Nereden buluyor bu dava dosyalarını, kolay mı paralı kişilerin ciddi dava dosyalarını tespit etmek?

    Milyon dolarlar ödeyebilecek gücü olan ama davası nedeniyle çaresiz ya da zor durumda bulunan davalı kişiler nasıl tespit ediliyor?

    Basit davalar değildir bunlar ki karşılığında milyon dolarlar isteniyor?

    Sığınacağımız son kale olan yargıyı da mı ele geçirdi bazı odaklar?

    Yargı ve savcılıktan daha güçlü olan kişi ya da çete, kimleri ele geçirdi ki bu kadar güçlendi?

    Yapılan bütün anketlerde, yargı ve polis en güvenilen kurumlar/ makamlar olarak gösteriliyor.

    Ne oldu? Şimdi güvendiğimiz dağlara kar mı yağıyor?

    Ülkede rüşvet olayları bulunduğunu ve bunların artış gösterdiğini biliyoruz ama şimdi bu olayların yargı ile ilişkilendirilmesi gerçekten üzüntü vericidir, umut kırıcıdır.

     Bu mesele çok ciddi şekilde ele alınmalı, soruşturulmalı, Mali Polis ve Savcılık kılı kırk yarmalı, mahkeme de davayı erken sonuçlandırmalıdır.

     Çünkü polisin elde ettiği bilgiler, verilen ifadeler, mahkemede konuşulanlar hem polisi hem savcılığı hem de mahkemeyi zan altında bırakmakta, itibarını zedelemektedir.

     Bakalım kendini polisin, savcılığın, mahkemelerin üzerinde gören güç odağı kimdir?

     Yukarıdan bir elin yine bir şeyleri engellemesine, müdahale etmesine, dosyaların bekletilmesini sağlamasına izin verilmemelidir.

      Bu ülkede temizlenmesi gereken çok pislik var, ciddi şekilde bu meseleden başlamak lazım, ucu kime dayanırsa dayansın. Zaten dayansın da artık bu güçlü odaklara, kurtulsun herkes onlardan…