Devlet kendi malını düşük fiyatla kiralıyor, başkalarının o kiralama üzerinden zengin olmasını sağlıyor

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
24/08/2022


Ali Baturay Ali Baturay


   Siyaset anlayışı büyük oranda “avantaj dağıtma” üzerine kuruldu ülkemizde.

   Hem yandaşlara kıyak sağlamak hem de kendinden olmayanları tavlamak, kendi tarafına çekmek istediklerine rüşvet nitelikli avantajlar dağıtmak…

   Bu ülkenin hayır etmemesine ve ucube bir yapıya dönüşmesine yol açan torpil, partizanlık düzeni…

   Başta UBP olmak için sağ patilerin en büyük numarası partizanca menfaat dağıtmaktır.

   Bu durum o kadar yaygınlaşmıştır ki iktidara gelen diğer partiler partizanlık yapmak istemediğinde tabanından tepki görür.

    1974 sonrası, Rum mallarını dağıttılar yıllarca, Rum malları üzerinden yandaşlarına menfaat sağladılar, dağıta dağıta bitiremediler…

    “T izni” dağıttılar, “Benzin istasyonu izni” dağıttılar, “devlet arazilerini”, “arsaları”, “tarlaları”  yandaşlara verdiler, veremediklerini kiraladılar, Rumlardan kalma fabrikaları, bazı iş merkezlerini, otelleri verdiler veya kiraladılar ve daha neler neler…

    Bazı önemli makamlarda olan kişiler, imkânlar da ellerinde olduğu için hem kendileri faydalandı hem de çevrelerini nemalandırdılar.

    Rum malları üzerinden yaptıkları kıyaklarla, zenginler yarattılar…

    Bugün pek dağıtacak bir şey kalmadı ama fırsatını buldukları her şeyi vermeye, peşkeş çekmeye çalışıyorlar.

   Yukarıda “kiralama” dedim ya, dağıtacak pek bir şey kalmadığı için devletin elindeki kıymetli binaları ya da arazileri halen yandaşlara kiralıyorlar.

   Çok kıymetli malları çok düşük fiyatlara kiralayıp, bazı kimselerin çok büyük gelirler elde etmesini sağlıyorlar.

     Birkaç yıl önce Kıbrıs gazetesinde çalışırken bu kıyak kiralamaların bir haberini yapmıştık, bulabildiğimiz bir dökümünü ortaya koymuştuk, çok kıymetli malların nasıl düşük paralara yandaşlara kiralandığını haberleştirmiştik. Çok güzel bir haber olmuştu, bu yazıya başlamadan önce aradım ama o haberi bulamadım…

    Sanırım yeniden böyle bir haber yapmak lazım, ilgili dairelere yazı yazıp, bu dökümleri yeniden almalıyız…

    Bu konuya neden girdim biliyor musunuz? Bir süreden beridir gazetelerde Palm Beach Hotel işletmecilerinin yaşadığı sıkıntıların yer aldığı haberler, röportajlar, köşe yazıları okuyorum.

    Geçen gün sevgili Rasıh Reşat da programında bu konuya değindi…

    Özet olarak mesele şu; bir işletme Palm Beach Hotel’i devletten kiralıyor ve çok daha büyük rakamlarla başka bir işletmeciye kiraya veriyor, devlete ödediği miktar artmadığı halde kendisi fiyatı artırıyor…

     Buna benzer başka meseleler de var, işte o Kıbrıs gazetesinde yaptığımız haberde bunu sorgulamıştık? “Neden devlet kendi malını direkt kendisi kiralamıyor da çok düşük paralara birilerine kiralayıp, onların büyük paralar kazanmasına vesile oluyor?” sorusunu sormuştuk…

    Bu kiralamaları yapan makamlardaki kişiler, devlet malını peşkeş çekiyor da o mal kendilerinin olsa aynı şeyi yapar mıydı?

    Bir bakan ya da bir daire müdürü, bir komisyon üyesi, kendi malını düşük paraya birisine kiralar, sonra da seyreder miydi kendi malı üzerinden başkasının milyonlar kazanmasını? Amma da ha! Kesinlikle yapmazlar ama mevzubahis olan şey devlet malıysa bunu yapıyorlar.

    Bir süreden beridir medyada okuduğunuz Palm Beach Hotel meselesi de böyle bir meseledir.

    Palm Beach Hotel, Rum malıdır, Kapalı Maraş’taki 50’ye yakın otelden birisidir, gerçek adı da Constantia Hotel Famagusta’dır…

    70’li yılların ikinci yarısından sonra sanırım 76 veya 77’de turizm eğitimi amaçlı kullanıldı kısa bir süre…

    70’lerin sonunda Türk- yabancı ortaklığında bir şirkete kiralandı ve işte o zaman adı Palm Beach Hotel oldu.

    Bu ortaklık başarılı olamadı, yürüyemedi ve otel 1985 yılında İşadamı Asil Nadir’e satıldı.

    O dönem Nadir’in otel için devlete, değerinin de üzerinde çok büyük paralar ödendiği söyleniyordu.

     Ancak 1990’da Asil Nadir’in İngiltere’de Polly Peck International (PPI) isimli şirketiyle ilgili İngiliz hükümetinin ortaya attığı suçlamalar ve soruşturmalar nedeniyle PPI mali krize girdi, sonra da iflas etti.

    Bu çerçevede Asil Nadir’in Kıbrıs’taki işletmeleri de zora girdi ve malları elinden çıktı, devlete geçti. Palm Beach Hotel de bu mallarından birisiydi.

    Tam altı yıl sonra ise yani 1996’da yukarıda sözünü ettiğimiz film vizyona girdi.

    Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi, oteli yıllık 40 bin dolara “Bilfer” isimli bir şirketler grubuna kiraladı.

    Bu grup, 2007 yılında otelden daha fazla gelir elde etmenin bir yolunu buldu ve Palm Beach Hotel’i Arkın Group’a kiraladı.

    Kendisi devlete yıllık 40 bin dolar kira ödeyen bu şirketin sahibi, Arkın Group’a yıllık 400 bin Euro bedel biçti ve 2007’den 2019’a kadar da bu parayı aldı, ancak 2019 yılında kirayı 700 bin Euro’ya çıkardı.

    Arkın Group, 700 bin Euro'ya itiraz etti ama bu şirket, "Bana bu parayı vereceksiniz" diye ısrar etti. 

   Üstelik Arkın Group, Palm Beach Hotel’e 25 milyon dolara yakın bir yatırım da yaptı…   

   Tabii iki işletme arasında kira fiyatının 700 bin Euro’ya çıkarılması konusunda anlaşmazlık çıktı, davalaştılar, mahkemenin aldığı karar çerçevesinde otel hizmete kapandı. Devletten 40 bin dolara oteli kiralayan şirket, bu sorundan dolayı devleti de dava etti…

    Mahkeme süreci devam ediyor ama bir tıkanma oldu, bizde mahkeme süreçleri öyle kolay kolay sonuçlanmaz ama umarım bu dava en kısa sürede sonuca bağlanır.

    Burada söylemek istediğim şu; devlet niye kendi malını birisine ucuza kiralar da o malın üzerinden birilerinin büyük paralar kazanmasına fırsat verir?

    Hade birileri bir hata yaptı, neden bu hatadan dönülmez? Sen devlet olarak yıllık 40 bin dolara malını kiralayacaksın, o kişi de gidip yıllık 400 bin Euro’ya başkasına kiralayacak, hatta doymayacak rakamı 700 bin Euro’ya çıkaracak. Oh ne âlâ memleket…

    O şirket oteli kiraladığı günden mahkeme sürecinin başladığı tarihe kadar devlete 920 bin dolar kira öderken, kendisi kiralamadan 5 milyon Euro kazanç elde etti.

    Bu fakir devlet kuruşa kurşun atarken, neden kendi üzerinden başkalarının milyonlar kazanmasına fırsat versin ki? Neden 5 milyon Euro’yu devlet almasın?

    Üstelik Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’ndeki bir komisyon oteli 2045 yılına kadar bu şirkete kiralamış. Bu stratejik tesisle ilgili ne hükümetin bir kararı var ne de ihaleye çıkıldı.

    Dairedeki o komisyon karar vermiş, 1996’dan 2045’e kadar, 49 yıllığına yıllık 40 bin dolara oteli bu şirkete kiralamış. O da gitmiş 400 bin Euro yıllığına başka bir şirkete kiralamış…

    Devlet malları böyle peşkeş çekiliyor işte… Rakamlar bu kadar yüksek olmasa da buna benzer başka kiralamalar var bu ülkede, hem de öyle varlıklı kişilere öyle komik rakamlara kiralıyorlar ki devlet mallarını hayret edersiniz…

    Görüyor musunuz yıllardır bu devlet nasıl yönetiliyor? Görüyor musunuz devlet kaynakları nasıl peşkeş çekiliyor? Görüyor musunuz devlet malları üzerinden birileri nasıl nemalanıyor, nasıl zenginleşiyor?

    Bu devletin parası yokmuş… Devleti yönetenler doğru yönetim gösterse bu devletin parası vardır ama akıl almaz işler yapılır, kaynaklar bu şekilde yandaşlara peşkeş çekilirse tabii ki devletin parası olmaz.

   Bu olayda ve buna benzer olaylarda olduğu gibi devleti yönetenler devlet malının kıymetini bilse, ülke bu durumda olmazdı.

    

 

 

DİĞER YAZILARI
YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Devlet kendi malını düşük fiyatla kiralıyor, başkalarının o kiralama üzerinden zengin olmasını sağlıyor
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.