Bir vatandaş olarak bu devlete karşı bütün yükümlüklerimi yerine getiriyorum.

 Çalışma yaşamında benimle ilgili yatırılması gerekenler yatırılıyor.

 Vergimi de emlak vergimi de ödüyorum…

 Araç muayenemi zamanında yapıyorum, ehliyetimi, seyrüseferimi, araç sigortamı çıkarıyorum…

 Elektrik ve sabit telefon ücretimi hiç gecikmeden ödüyorum…

 Su, temizlik, kanalizasyon, sokak aydınlatma ücretlerini de sektirmeden yatırıyorum.

 Biraz acele edip radara yakalanırsam, gidip trafik cezamı da ödüyorum…

 Ben vatandaş olarak görevlerimi yerine getiriyorum ve istiyorum ki devlet de bana karşı olan görevlerini yerine getirsin…

 Pislik içinde ve darmadağın değil, temiz ve düzenli bir çevre istiyorum…

 Çukurları olmayan, yıpranmamış, dökülmemiş yollar arzu ediyorum.

 Dereler işgal edilmesin, yaşadığım bölgeyi su basmasın istiyorum…

 Bir devlet dairesine işimi yapmaya gittiğimde kuyruklarda çile çekmeyi ya da memurun keyfinin gelmesini beklemeyi, “bugün git yarın gel” denmesini duymak istemiyorum…

 Ölmeden önce dijital sisteme adapte olmuş, e-devlet meselesini halletmiş bir devlet görecek miyim diye düşünüyorum.

  Akaryakıt kaybolmasın, her hafta da zamlanmasın istiyorum.

  Tüp gaz bulmak için beş tane market gezmek istemiyorum.

  “Hastaların ilaç bulamama sorunu bitsin artık” diyorum…

  Dosyalar başsavcılıkta takılıp kalmasın… Sayıştay raporları dikkate alınsın ve gereği yapılsın… Mahkemelerde davalar uzamasın, adalet geç yerini bulmasın…

  Devleti yönetenler istedi diye çok önemli konular “araştırılıyor”, “soruşturuluyor” denip hasır altı edilmesin…

  Bu coğrafyada mafyamtrik hesaplaşmalar olmasın, sokaklarda insanlar vurulmasın…

  Özel sektöre muhtaç değil, özel sektörle rekabet edecek devlet hastaneleri, devlet okulları talep etmenin hakkım olduğunu düşünüyorum.

   Devletin reel sektörle de ilgilenmesini, sorunlarını çözmesini, katkı yapmasını, devletin yalnızca devlet daireleri ve kurumlarından değil, toplumun tamamından sorumlu olduğunu, devleti yönetenlerin hatırlamasını istiyorum.

   Yönetenler ülke gençliğinin göçe yöneldiğini görmezden gelmesin, gözlerini açıp gerçekleri görsünler…

   Partizanlığın, adam kayırmanın olmamasını, her alanda fırsat eşitliğinin yaratılmasını istemek hakkım değil mi?

   Sona bıraktım elektrik kesintilerini…

   Elektriğimin kesilmemesini istiyorum…

   Her gece, her gece elektriğimin kesilmesinden bıktım…

   Benim ne suçum var ki buna maruz kalıyorum?

   Başkalarının hatalarının, ihmallerinin, istismarlarının cezasını vatandaşın çekmesi çok adaletsiz…

   21’inci Yüzyılda elektriksiz kalmak, 40 yıl geriye gitmek beni delirtiyor.

   Buna sebep olanların cezalandırılmasını istiyorum ama kimse suçlu olduğunu kabul etmiyor, biliyorum yine kimse cezalandırılmayacak ve bu da canımı çok sıkıyor.

   Ben devlete karşı bütün yükümlülüklerimi yerine getirirken, devletin birçok konuda beni mağdur etmesi haksızlık değil midir?

   Bu mudur devlet olmak? Bu devlet mi sonsuza kadar yaşatılacak?

   Böyle mi yaşatacaksınız devleti, vatandaşına çile çektirerek mi?

   Vatandaşınızın canını yakarak, bu devlete aidiyetlerinin güçleneceğini mi sanıyorsunuz?

   Böyle mi geleceğe yürüyeceğiz? Bu gidişat geleceğe yürümek değil, olsa olsa gerisin geriye en geriye dönmektir.