Devleti yönetenler, yasaları, tüzükleri, denetleyici kurulları ve kurumları tanımak istemiyor

ads ads ads ads
12/06/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


Ne yasaları takıyorlar ne tüzükleri ne kuralları ne de denetleyici kurumları…

 Hükümetten söz ediyorum…

 Çoğaldı bu gibi eylemler, davranışlar ve duracak gibi de görülmüyor.

 Eğer kuralsızlığı, yasa tanımazlığı devleti yönetenler yaparsa, halka nasıl “yasalara, kurallara uy” diyeceksiniz?

 Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın bugün bayrak sevgisini bahane edip söylediği sözler, “yok artık” dedirtecek cinsten.

  Bir bakıma da üzüntü verici… Sayın Erhan Arıklı, Mağusa’daki tarihi Venedik surları üzerine dikilen bayraklarla ilgili Anıtlar Yüksek Kurulu’nun “iptal” kararının asla uygulanmayacağını söyledi.

  Arıklı, “Neticede o bayrak mademki oraya asılmıştır, hiçbir güç o bayrağı oradan indirmeye yetmez” dedi.

   O bayraklara dokunan eller kırılırmış üstelik…

   Dahası var, bir bakan, bir başbakan yardımcısı, bir ülke yöneticisi, devletin bir kurumu olan Anıtlar Yüksek Kurulu’nun adını bile anmaya tenezzül etmeyip, “bilmem hangi daire” diyor…

   Sayın Arıklı, yasayla kurulmuş ve yasanın da ona yetki verdiği, görevi denetim yapmak olan Anıtlar Yüksek Kurulu’nu azarlıyor, küçümsüyor, hatta aşağılıyor.

   Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarımızın korunması ve restorasyonu konusunda çok önemli görevleri bulunan Anıtlar Yüksek Kurulu’nu gereksiz ve lanet bir organmış gibi gösteriyor…

    Ne isterse olsun, bir Başbakan Yardımcısı bu sözleri söylememelidir. Bir Başbakan Yardımcısı, görevi denetim olan bir kurulun üyelerini, dolaylı sözlerle de olsa ellerini kırmakla tehdit edemez.

    Kimsenin ne bayrağa bir hakareti var ne de bayrak sevgisine…

    Yıllardır bu ülkede birçok yönetici, bayrağın arkasına saklanarak, yapmadık iş bırakmadı.

    Bayrak zaten her yerde, bir yerde olmasa ülke baş aşağıya mı döner?

    Zaten prosedür, önce Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan izin almayı gerektiriyordu ama buna uyulmadı, birilerinin aklı oraya bayrak dikmeyi kesti ve gitti yaptı. Görev yetkisi içinde olmadığı halde kaymakam izin vermiş…

    Sayın Arıklı, bu kadar sıkıntı varken bayrakla uğraşılmasına tepki göstermiş.

     Hah, tam biz de size aynı şeyi söyleyecektik; siz hükümetin bir üyesisiniz ve bu kadar sıkıntı varken, o sıkıntılarla ilgileneceğinize bayraklara mı takıldınız?

    Sıkıntıları çözmüyorsunuz, evine ekmek götürmekte zorlanan, aç yatan insanlar var, bayrak yiyip de mi karınlarını doyuracaklar?

    Sayın Arıklı, devletin bir organı olan Sayıştay’ın raporunda KIB-TEK’le ilgili yolsuzluklara dikkat çekildiğini ama polis ile savcılığın bunu dikkate almakta hantal davrandığını söylüyor sıkça.

     Yani devletin denetim yapmakla ilgili organlarının çalışmasını ve dikkate alınmasını istiyor, devletin başka organlarının erken karar vermesi için bastırıyor.

     İşinize gelince devletin kurumlarının iş yapmasını istiyorsunuz, işinize gelmeyince devletin kurullarını kötülüyor, adını bile anmak istemiyor, üyelerinin ellerini kırmakla tehdit ediyorsunuz…

    Kusura bakmayın ama Sayıştay’ı sevdiğiniz gibi Anıtlar Yüksek Kurulu’nu da sevmek zorundasınız…Hade “sevmek” demeyeyim de “saygı duymak zorundasınız” diyeyim...

    Geldiğimiz nokta çok üzüntü vericidir, hayal kırıklığıdır…

     Yasaya aykırı bir şekilde kanun hükmünde kararnameyle hayat pahalılığını durdurmak istiyorlar…

     Kanun hükmünde kararnameyle ikinci iş yapan emeklilere vergi getiriliyor…

    Anayasaya aykırı bir şekilde, erken genel seçim tarihi belirlemek için ad-hoc komite kurulmaya çalışılıyor…

    Yasaya aykırı olduğu halde devletin arkeolojik tarihi eseri özele verilmeye çalışılıyor…

    Biraz daha geriye gidersek, seçimde Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kararlarına uyulmadı…

    Seçim nedeniyle partizanca istihdamlar yapıldı…

    Yine günümüze dönecek olursak, Anayasa Mahkemesi’nin “devlet yapabilir” demesine rağmen, büyükelçilik ile Evkaf ve Din İşleri Dairesi, ‘dini bilgiler kursu’ düzenliyor.

    Ne olacak bu işler böyle? Ülkeyi yönetenler istediğinde anayasayı, yasaları, kuralları ihlal edecek, istediğinde denetim yapmakla ilgili kurumların ve kurulların kararlarını takmayacak, yok sayacak…

    Böyle mi devam edeceğiz?

    Zaten bu ülkede adaletli bir düzen yok…

    Zaten vatandaşlar arasında fırsat eşitliği yok…

    Zaten dar gelirliyle ilgilenen, sorunlarını çözen, onu insan yerine koyan yok…

    Zaten bu ülkede bazı kesimlere kıyaklar yapılıyor, ülke olanakları peşkeş çekiliyor…

    Zaten bu ülkenin kanını emen bazı kesimler, hacıyatmaz gibi hiç devrilmiyor, hep karşımıza dikiliyor.

    Zaten bu ülkede yolsuzlukların, usulsüzlüklerin üzerine gidilmiyor…

    Zaten bu ülkede bazı karanlık işler aydınlatılamıyor…

    Zaten bu ülkede hep yapanın yanına kalıyor…

    Hiç olmazsa bu ülkeyi yönetenler, anayasaya, yasalara, denetimle ilgili kurumlar ve kurullara saygı göstersin…

     Sizin yaptıklarınızı halk yaparsa ne yapacaksınız?

     Ha sahi, halk yapamaz. Aç kaldığı için dört ekmek, bir meşrubat çalan kadını iki ay hapse gönderiyoruz, rüşvetle ilgili ses kaydını haber yapan gazetecilere dava okuyor, 6 yıl hapsini istiyoruz değil mi?

    Ne güzel düzen, gel de yaşa bu memlekette.

12/06/2021 22:02
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.