Doğa harikası, yerini ölüm karasına bıraktı

ads ads ads ads
23/06/2022

ads

Ali Baturay Ali Baturay


  Üç gündür devam eden yangın sonrası ortaya çıkan görüntü gerçekten korkunç…

  Yanan binlerce dönüm ormanlık alandan geride kalanlar, filmlerde tasvir edilen kıyamet sonrası görüntüleri andırıyor…

  Yemyeşil doğa harikasından ölüm karasına ve ölüm sessizliğine dönüş gibi…

  Üç gün öncesine kadar, kim bilir kaç yıldan, yüz yıllardan süzülerek gelen bir cennettin cehenneme dönüş hali…

  Çeşit türlü bitki ve hayvan yanarak kül oldu… Yanan 600 bin ağaç ve yüz binlerce hayvandan söz ediliyor. Bunun geri dönüşü yok…

  Bir devletin en büyük zenginliğidir doğası, doğal güzellikleri, doğal değerleri, bunların en başında gelen de ormanlardır.

   Biz hiçbir değerimizin kıymetini bilemediğimiz gibi ormanlarımızın da kıymetini bilmiyoruz.

   Kantara, Mersinlik, Topçuköy, Ardahan bölgelerinde üç gün önce başlayan çok ciddi orman yangınları halen devam ederken, 1995 Beşparmak Dağları büyük yangınından bile daha büyük bir yangın henüz söndürülememişken bazı kesimler, bazı arkadaşlarımız, ülke yöneticilerini eleştirmenin ve sorumluluk sahibi olmayan bazı vatandaşlarımıza eleştiri yöneltmenin zamanı olmadığını söylüyor.  

    “Bir bölgenin halkı böylesine büyük bir felaket yaşarken birlik beraberlik zamanıdır, birbirimize sarılmalıyız” deniyor.

    Elbette birlik beraberlik zamanıdır, elbette birbirimize sarılmalıyız ve ilk başta olmasa da yangının büyüklüğü, yardım ihtiyacının elzem olduğu görülünce tam bir dayanışma ortaya çıktı, birçok kesim, birçok sektör çeşitli yardımlar için seferber oldu.

   Bu elbette güzeldir ama “şimdi eleştirme zamanı değil” demek doğru değildir.

   Hep böyle yapıyoruz, çok büyük olaylar, felaketler yaşanırken “eleştiri zamanı değil, yaraları sarmalıyız” deniyor.

  Elbette yaraları saracağız, bir yara varsa sarılır ama bu yaraya neden olan olumsuzluğu konuşmazsak, neden bu hallerde olduğumuzu sorgulamazsak ve tam da o acıyı çekerken hesap sormazsak ne zaman sorgulayacağız?

   Mesela ölümlü trafik kazası, ölümlü iş kazası sonrası yapılan eleştiriler sırasında da duyuyorum, “ölenlerin üzerinden siyaset yapmayın” derler. Ne saçma bir konuşma…

   Eğer ortada bir ölüm olayı varsa ve bu bir nedene, bir olumsuzluğa, bir tedbirsizliğe dayanıyorsa, konuşulmayacak mı?

   “Bu ölümleri durdurun, tedbir alın, şunu şunu yapın, şunu şunu yapmayın” demenin neden zamanı olmasın? Zamanı ne zamandır acaba?

   Şimdi ülkemizin en güzel bölgesi, cennet gibi köşesi cayır cayır yanıyor, üstelik söndüremiyoruz ve bunun nedenlerini, yıllardır tedbir alamayışımızı hatta bu tedbir alamayışımızın yılan hikâyesine dönen gerekçelerini gündeme getirmeyecek miyiz?

   Görüyorum, bazı uzmanlar, bazı siyasi partiler, bazı sivil toplum örgütü temsilcileri öneriler sunuyor… Bazıları yıllardır yapılan bu önerilerin neden uygulanmadığını sorguluyor.

   Yapılan önerilere bakıyorum, bunlar yeni şeyler değil ki, yıllardır benzer öneriler yapılıyor, yıllardır yapılması gereken ancak yapılmayan ve eleştirilen zafiyetler yine eleştiriliyor.

   Biliyor musunuz, bu büyük felakete rağmen bir şey değişmeyeceğine inanıyor birçok kimse… Çünkü bundan önceki felaketlerden ders çıkarmadık.

    Gereksiz partizanca istihdamlar, gereksiz danışmanlar, gereksiz korumalar, gereksiz atamalar peşinde koşanlar, gereksiz harcamalar yapanlar, bunları milletin gözü önünde yapan zihniyet, Orman Dairesi gibi önemli bir daireye personel istihdam etmeyi ve diğer eksikliklerini gidermeyi dahi düşünmüyor… Aynen Karayolları Dairesi’ne, Çevre Dairesi’ne ve diğer stratejik devlet kurumlara önem vermedikleri gibi.

     Evet “felaket yaşanırken eleştirmek kolaydır” diyebilirsiniz, evet eleştirmek zaten en kolayıdır ama görüyorum işte, birçok kesim eleştirirken öneri de yapıyor ancak bunları, yönetenler dikkate almıyor.

     Yangından sonra yapılan önerilere bakıyorum, bunları çağdaş ülkeler yıllar önce uygulamış, bugün daha da geliştirmiş ama biz avuç içi kadar ülkenin sınırlı ormanlarını koruyacak meziyete halen kavuşamadık.

     Bu ülke zaten mecazi anlamda da yanıyor, bu ülke halkının yaşadığı ekonomik kriz büyük bir ateştir, halk ateşe düşmüş yanıyor, gerçek yangınlara çare bulamayanlar, ekonomik kriz ateşini de söndüremiyor…

      Yangın bölgesinde çekilen bir fotoğrafa yansıyan bir devlet yetkilisinin gülüyor olması eleştirildi, yangın devam ederken başka devlet ve hükümet yetkililerinin bir etkinliğe katılması öfkeye neden oldu, bir belediye başkanının festivalle ilgili toplantı yapması kınandı… Yangınlar için yıllardır bazı tedbirler alınmazken, cumhurbaşkanının “külliye yapılsın diye canını yemesi” yine en büyük eleştirilerden oldu. Bunları “abartı” ya da “olayı başka yere çekmek” diye yorumlayanlar var…

      Hayır, bu tepkiler son derece normaldir, anlaşılırdır, gereksiz bulmayın, çünkü bu halk çatlamak, patlamak üzeredir. Bu ülke yöneticileri çok uzun zamandan beridir, “keçi can, kasap et derdinde” misali davranmaktadır. Artık onlara tahammül azalmıştır, hatta kalmamıştır, birinin canı yanarken başkasının gülümsemesi, klimalı ortamlarda etkinliğe katılması veya şenlik hazırlığı yapılması tabii ki hoş karşılanmaz… Canı çıkmak üzere olan insanların tepkisini de çok görmeyin…

23/06/2022 19:15
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Doğa harikası, yerini ölüm karasına bıraktı
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.