Belki tekrara düşüyoruz, sürekli aynı şeyleri yazıp, aynı şeyleri konuşuyoruz ama sorun işte…

   “Sorun” deyince de “Bu ülkede sorun olmayan ne var?” diyebilirsiniz…  

   Sorun çok, sorun, sıkıntı olmayan bir alan ya da bir günümüz mü var?

   Onca derdin arasında bir de elektrik kesintileri çıktı başımıza.

   Bu elektrik kesintileri gerçekten büyük dert ve çok can sıkıcı bir durum…

   Bu soğuk kış günlerinde elektriksiz kalmak bir başka koyuyor insana…

   Hem işini gücünü yapamıyorsun hem de soğuktan donuyorsun…

   Karanlıkta otururken düşünüyorsun, düşündükçe sinir oluyorsun.

   Bu elektrik kesintileri nedeniyle küfrü sevmeyenler, hiç küfretmeyenler bile küfürbaz oluyor.

   Uzun süren kesintiler mi istersiniz, kısa süreli tekrarlayan kesintiler mi?

   Peki neden böyle oluyor? Neden bizi 40 yıl geriye götürüyorlar?

   Elektrik kesintileriyle ilgili şu anda iki sorun varmış…

   Bunlardan birisi; üretim, tüketimi karşılamıyormuş, üretim yetersiz kaldığı için kesinti yapılmak zorunda kalınıyormuş…

   İkinci de Gönyeli Yenikent özelinde bir sorunmuş…

   Son dört yıldır elektriğe yatırım yapılmadığı için bu sorunları yaşıyormuşuz…

   Makineler bozulmuş, tamiratı uzun sürermiş, yurt dışından parça gelecekmiş, bu parça hem pahalı hem gelmesi zaman alırmış, özel uçakla gelirmiş…

  Şu işe bakın ki hem KIB-TEK’in hem de hem de AKSA’nın makineleri aynı zamanda bozulmuş…

  En çok elektrik kesintisi, Gönyeli Yenikent’te oluyormuş, çünkü hızlı büyüyen bu kent için altyapı çalışması yapılmasına, bölgede trafo takviyesine gerek varmış…    

   Bölge, elektriği kaldırmıyor, kablolar ısınınca kesiciler otomatik olarak kesiyor, elektrikler gidiyormuş…

   Biliyor musunuz? Bunların hiçbiri vatandaşı hiç ilgilendirmez…

   Oymuş, buymuş, o öyle yapmış, bu böyle yapmış…

   Gerekçe üstüne gerekçe… Biz sonuca bakarız…

   Öyle ya da böyle, vatandaş mağdur, tüm ülke mağdur.

   Bu işlerin düzelmesi zaman alacakmış, çünkü yapılacak işler varmış, ne kadar süratli yapılsa, yaklaşık üç ayı bulurmuş…

   Tamam da bu yatırımları yapmayan, yanlış işler yapan, kurumu zora sokan belli değil mi?

   Bu ihmalleri, bu istismarları, bu beceriksizlikleri kimin yaptığı bilinmiyor mu?

   Kurum kendi kendine bu hale gelmediğine, onu birileri bu hale getirdiğine göre, o birilerinden hesap sorulmayacak mı?

   Yapanın yanına mı kalacak? “Ne yapalım, olmuş bir şey” deyip de devam mı edeceğiz?

   İyi niyetli bir şeyler yapmaya çalışmışlar ama yüzlerine gözlerine bulaştırmışlar, mahvetmişler, istemeden böyle olmuş…

   Bize ne? Bize ne birisinin iyi niyetinden ya da başka niyetinden, sonuca bakarız biz…

   İyi niyetli de olsa bir yönetici bir şirketi batırır, birçok kişiyi mağdur ederse, “İyi niyetliydi ne yapalım?” mı derler?

    Demezler, ona hesabını sorarlar… Beceriksizliği, iş bilmezliği, ihmali “iyi niyetliydi” örtüsüyle örtemezsiniz…

    “İyi niyetli” ve “iyi adam” diye diye memleketi batırdınız…

    İyi niyetli, iyi adamlar bizi uçuruma sürüklüyor…

     Teknik kurumlardan sorumlu olacak bakanlar, yönetim kurulu başkanları, yöneticiler atarsanız ve o kişiler bu işten hiç anlamadığı, hiç bilmediği, uzmanlık alanı olmadığı halde “her şeyi bildiğini” zannederse ve akıl almaz, tuhaf işler yaparsa, sonuç böyle olur işte…

     KIB-TEK’i neredeyse çalışamaz hale getirecekler, kurum elektrik üretemez hale gelecek, ülke her gece bölge bölge karanlığa gömülecek, Rum tarafından elektrik alındığı halde yine de bu kesintiler devam edecek ve bunun hesabı birinden sorulmayacak ha?

     Oh ne âlâ, batır, mahvet, ülkeyi perişan et ama hiçbir şey olmamış gibi davran…

     Birileri gelecek, batıracak, tüm ülkeyi mağdur edecek ve kimse bunu sahiplenmeyecek.

     Üstelik bu insanlar seçimde aday olacak ve yeniden seçilmek için oy isteyecek. Ne güzel hayat…

      Seçin öyleyse onları, seçin ki geri gelsinler de bıraktıkları yerden devam etsinler, kaldıysa biraz bir şey onu da mahvetsinler…