Döviz dizginlenemiyor, süratle fakirleşiyoruz, peki neler yapılabilir?

ads ads ads ads
28/09/2020

ads

Ali Baturay Ali Baturay


    Türk Lirası, döviz karşısında rekor değer kaybetti, beklendiği gibi sterlin sonunda 10 TL’yi gördü.

    Zaten uzunca bir zamandan beridir Türk Parası, istikrarlı bir şekilde değer kaybediyor…

    Ülkemizde Türk Parası kullandığımız için bundan fazlasıyla etkileniyoruz, kazandığımız para artık 6 ayda, 3 ayda, bir ayda değil, haftalık değil, günlük değer kaybediyor, cebimizde dursa da ona hiç dokunmasak da azalıyor.

     Türkiye’deki her ekonomik kriz bana 2001’i hatırlatıyor.

     “Kara Çarşamba” olarak da bilinen, Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birisi.

      Şu “anayasa kitapçığı fırlatma” meselesi.

      Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit arasındaki tartışmayla patlak veren bir kriz…

     21 Şubat 2001 tarihli toplantıda Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlatmış ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda yüzde 18,1 oranında düşüş yaşanmış, gecelik faizler yüzde 7500’e kadar yükselmişti.

     Başbakan Ecevit, “devlet yönetiminde kriz var” diye açıklama yapınca, mali piyasalarda panikle başlayan süreç, zincirleme birçok ekonomik olayla birlikte dev gibi bir krize dönüşmüştü.

     O zamanlar daha paradan sıfırlar atılmamıştı; kriz nedeniyle bir gün önce 670 bin TL olan dolar 1 milyon TL'yi aşmıştı.

     Tabii biz Kıbrıs’ta bu krizi çok daha sert hissetmiştik.

    “2001 ekonomik krizi” ya da ülkemizde anılan ismiyle “2001 döviz krizi”, hiç unutamadığım bir krizdir.

    2000 yılında evlenmiş ve bin bir zorlukla peşinat biriktirip, yapsatçı bir firmadan apartman dairesi almıştık, tabii ki aylık taksitlerle.

    Sterlin üzerinden borçlanmıştık, zaten mevcut taksiti zorlukla ödüyordum, az önce anlattığım nedenlerden dolayı bir akşam yattık, sabahtan kalkığımızda döviz kuru ikiye katlanmıştı, tabii borcumuz da…

    Çıldırmak, aklımı kaybetmek üzereydim, aklım almıyordu, yat kalk borcun ikiye katlansın…

    Tabii çok sayıda insan benim yaşadığım sorunun benzerini yaşıyordu, çok daha büyük borcu olanın derdi de çok büyüktü.

    Taksitlerimi ödeyebilmem mümkün değildi, sırf evimi kaybetmemek için iki işte çalışmaya başladım, gündüz başka gece başka işte, tam 3 yıl iki işte çalıştım, gecede ortalama 3 saat uykuyla…

     Hayatımın en zor günleriydi…

    2001 döviz krizinde yemin etmiştim, hayatım boyunca bir daha dövizle borçlanmayacaktım, öyle de yaptım, hayatımın sonraki yıllarında da borçlandım, halen de borcum var ama Türk Parası olarak.

     Evet Türk Parası borçlanmak dövize göre daha masraflı ama ne ödeyeceğini bilirsin, kafan rahat olur.

    Türkiye’de her birkaç yılda bir baş gösteren ekonomik krizleri hesaba katarak, ben döviz borçlanamam, döviz borçlanıp da ne zaman kriz çıkacak da borcum katlanacak diye stres çekemem…

    “Türk Parası kullanmaktan vazgeçebilir miyiz?”, “Stabil bir para birimine, mesela Euro’ya geçebilir miyiz?” tartışmalarına şu anda girmek istemiyorum.

    Bir grup ekonomist, ülkemizin bağımlı ekonomik yapısı gereği bunun imkansız olduğunu, uygulamasına geçmenin hem zor hem de sürdürebilir olmadığını iddia ediyor, başka bir grup ekonomist ise irade koyabildikten sonra bunun yapılabileceği konusunda ısrarlı…

     Ancak şunu söylemeliyim ki; başka bir ülkedeki krizden hiç suçu kabahati yokken başka bir ülkenin hem de krizin olduğu ülkedekinden daha fazla etkilenmesi adaletli gelmiyor bana…

    Haksızlık bu, yolda kendi halinde giderken yukarıdan başına saksı düşmesi gibi bir şey.

    Sosyal medyadaki paylaşımları görüyorum, “Kıbrıs’ta bir çözüm olsaydı, Euro kullanacaktık, bu döviz krizlerinden etkilenmeyecektik” gibisinden şeyler paylaşılıyor.

    Evet doğru, çözüm olsaydı, bugün Euro kullanacak Türk Lirası’nın değer kaybetmesinden fakirleşmeyecektik ama çözüm olmadı, üstelik de çözüm uzak görünüyor, ne kadar zorlasak da erken zamanda bir çözüm görünmüyor… 

     O zaman demek ki zor olduğu söylenen “Euro’ya geçmenin yollarını zorlamalıyız…”

    Bazı uzmanlar, ekonomistler de Türkiye’nin Türk Parası’ndan kaynaklanan kayıpları Kuzey Kıbrıs’a ödemesini öneriyor.

    Türkiye zaten halihazırda bazı katkılar, yardımlar yaptığı için, bu parayı talep edecek cesareti hangi ülke yöneticisi gösterecek ki? Demeyecekler mi ona; “Zaten veriyoruz size, halen istiyor musunuz?” diye

    Bu da bir öneri tabii ki, pek gerçekleşeceğini sanmıyorum ama diyelim ki Türkiye, KKTC’ye döviz kayıplarından dolayı böyle bir ödeme yaptı, peki halk fakirleşirken ülkeden ülkeye ödenecek bu para halka yansıyacak mı?

    Nasıl yansıyacak? Halka yansıtılacağına inanıyor musunuz? Ben inanamıyorum.

    Gerçekten de Türk Parası kullanmak Kuzey Kıbrıs için sürdürülebilir değildir, sürekli fakirleşmemize neden oluyor…

    KKTC’nin para birimi, mutlaka masaya yatırılması gereken bir konudur ve bunu Türkiye ile KKTC ilişkilerinden ayırmak, milliyetçilikten, sevgiden, saygıdan uzak değerlendirmek lazım.

    Bu arada şunu da söylemeliyim; 2001’de döviz mağdurlarının toplandığı bir oluşum vardı, biz de oraya üye olmuştuk.

    Uzun süren bir mücadele vermişti dövizzedeler, kapı kapı dolaşılıp, mağduriyetler anlatılmıştı, eylemler yapılmıştı, televizyon kanallarına çıkılıp sorun anlatılmıştı.

    Bu mücadele sonuç vermişti; o zaman borçlarımız iki devlet bankasına aktarılmıştı, bir miktar kur ayarlaması yapılmıştı, insanlar ödeyebilsin diye bazı kolaylıklar sağlanmıştı, evimizi devralırken de devir işlemlerinden muaf tutulmuştuk, çok cüzi bir miktar ödemiştik.

    Bu yapılanlar da çoğu kimse tarafından yetersiz bulunmuştu ama “hiçbir şey yapılmadı” diyemeyiz, o zamanın hükümeti bir şeyler yapmıştı.

    Neden bunları söylüyorum, biliyor musunuz, hükümetler isterse krizler karşısında bazı şeyler yapabilir.

    Biliyorum, hiç kriz olmasın en iyisidir ama madem halk kendini krizin ortasında buldu, hükümet edenler bir şeyler yapabilmelidir, “Hiçbir şey yapılamaz” demesinler, doğru değil, istenirse yapılır.

28/09/2020 22:44
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.