Ebeveynin evladını yurt dışına eğitime gönderememe ıstırabı
11/02/2022
Ali Baturay
Bir genç düşünün; yurt dışında üniversite eğitimi hedefi koymuş kendisine.
O genç, yıllarca hep bunun hayalini kurmuş, 18 yaşına kadar bunun için hazırlanmış.
Yurt dışından, önemli bir üniversiteden kabul de almış…
Hangi ebeveyn bu hayalin gerçekleşmesine katkı koymak istemez ki?
Anne- babalar için en kıymetli varlıkları evlatlarıdır ve onlar için en iyisini isterler, şartları zorlarlar ama ya tüm şartları zorlamalarına rağmen imkanları yetmezse?
Bunları boşuna yazmıyorum, bu üzüntüyü yaşayan, kahrolan, kişiler var…
Aralarında yakın arkadaşlarım var, nasıl üzüldüklerini, nasıl yıkıldıklarını biliyorum…
Her anne- baba, bu durumda olan ebeveynleri anlayabilir mutlaka.
Evladının hayallerini gerçekleştirmesine katkı koyamayan, yardımcı olamayan, buna maddi gücü yetmeyen bir anne- babanın duyacağı üzüntüyü, azabı düşünebilir misiniz?
Okulda aynı sıralarda oturan bazı arkadaşları hayallerine ulaşırken, kendi çocuğuna bu imkânı verememek, evladını yerindirmek istemez hiçbir anne baba.
Ancak KKTC’de yaşıyoruz; devlet vatandaşını Covid-19 salgınının ekonomik yıkımından koruyamamış, Türk Lirası’nın büyük değer kaybının yarattığı büyük döviz krizinde vatandaşını kaderiyle baş başa bırakmış…
Bu ülkede böyle bir ortamda yurt dışında evladına eğitim imkânı sunmak her zamankinden daha zor artık…
Tam da bu anlamda geçtiğimiz gün Yenidüzen gazetesinde Fehime Alasya’nın “Yurt dışında eğitim lüks oldu” başlıklı çok güzel bir haberi vardı.
Fehime Alasya arkadaşımız ailelerle, öğrencilerle, bir uluslararası eğitim danışmanıyla, bir eğitim bilimciyle ve Birleşik Krallık Öğrenci Federasyonu Başkanı’yla konuştu.
Bu haber, hem geçmiş yıllarla bugünün karşılaştırmasını yapması, hem bir annenin evladının düşlerini gerçekleştirmesi için verdiği mücadeleyi anlatması hem de “yurt dışına gitmek boşuna masraf, bir lüks, ülkemizde üniversiteler varken buna gerek yok” iddialarına cevap vermesi açısından oldukça önemliydi…
Mesela Covid-19 salgınından önce her yıl 1500 civarı öğrenci eğitim için yurt dışına giderken, bugün artık hem salgın hem de ekonomik kriz nedeniyle bu rakam yüzde 50 düşmüş…
Artık birçok aile, yurt dışı eğitim masraflarını karşılayamaz hale geldi.
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Kıbrıslı Türklerin, Avrupa Birliği haklarını kullanarak, Avrupa üniversitelerinde düşük harçlarla eğitim imkânı bulması bile, oralara gitmesine yetmiyor, çünkü masraflar düşük okul harcıyla kalmıyor.
Bunun dışında “yurt veya ev kirası, sağlık sigortası, gidiş- geliş uçak bileti, şehir için ulaşım ücretleri, kitap masrafı, yeme- içme gideri” karşılanamayacak duruma geldi.
Türk Parası’nın ciddi değer kaybı, dövizin yükselişi, yukarıda saydığım diğer giderleri, yurt dışında baş edilmesi mümkün olmayan rakamlara çıkarıyor.
Yenidüzen’deki haberde, bazı ailelerin bırakın çocuklarını Avrupa’ya göndermeyi, Türkiye’ye bile gönderemeyecek hale geldiği belirtiliyor.
Bir anne, aile olarak çok zorlandıkları halde, ülkemiz üniversitelerinde bulunmayan bir meslek alanıyla ilgili fakülteyi çok isteyen çocuğunu masrafları karşılayamayacak diye Avrupa’ya gönderemediklerini ama şartları zorlayarak Türkiye’de eğitim almasını sağladıklarını söyledi.
Bu anne “Çocuklarımızı yeni bölümler, yeni ufuklar için teşvik etmeli, bu çocuklara değer verilmeli, imkân ve olanaklar sağlanmalı, ülkemize bu sayede yenilikler gelebilir…” diyor.
Yine o haberde, Uluslararası Eğitim Danışmanı Ayşe Gürsel, “Yurt dışına gitmek, ekonomik geliri yüksek olmayan insanlar için hayal oldu. Türkiye için bile bu geçerli” dedi.
Birleşik Krallık Kıbrıslı Türk Öğrenci Federasyonu Başkanı Yasemin Aygın, Brexit’ten sonra İngiltere’yi tercih eden öğrencilerin çok azaldığını, rakamın yıllık 20- 30 öğrenciden 5- 6 öğrenciye düştüğünü söyledi.
Yurt dışında okuyan öğrencilerin alım gücünün çok düştüğünü ve bu nedenle öğrencilerin iş aradığına çok fazla tanıklık ettiklerini anlatan Aygın, emekli olmaya hazırlanan ailelerin evlatlarını okutabilmek için çalışmaya devam ettiğini kaydetti.
En güzelini ise Eğitim Bilimci Salih Sarpten söyledi. Sarpten, yurt dışında yükseköğretim almanın bir lüks değil, evrensel değerlere sahip ve küresel sorunlarla ilgilenebilecek düzeyde deneyim kazanmak için bir gereklilik olduğunu vurguladı.
Sarpten, bir gencin, kendi yaşadığı ülkenin dışında eğitim almasının hem yeni kültürleri tanıması hem de kendi kültürünü dünya ile buluşturması adına da önem taşıdığını belirtti.
Yurtdışında eğitim almanın en önemli kazanımlarından birisinin de yabancı dil olduğunu dile getiren Sarpten, bununla beraber yurt dışında eğitim alan gencin, eğitim aldığı alanda; kendi ülkesinde göremeyeceği vakalara, olgu ve olaylara rahatlıkla tanıklık edebildiğini, gelişimi için önemli kazanımlar edindiğini belirtti.
Yurt dışında eğitim görmenin bir saplantı, bir özenti olmadığını, gereksiz lükse yönelme olarak görülmemesi gerektiğini anlatması bakımından Salih Sarpten’in saptamaları ve söyledikleri çok önemli.
Gazetedeki bu haber, bir yönüyle yurt dışında eğitimin ne kadar zor hale dönüştüğünü anlatırken diğer yönüyle de bunun zorlanması, gençlerin bu şansı kaybetmemesi için sosyal devlet anlayışıyla çare bulunmasını teşvik ediyor.
Yurt dışı eğitimin, hem o gencin başka bir ülkede bazı zorlukları aşarak, kendini yetiştirmesi, yaşam için pişmesi, yaşam tecrübesi kazanması hem de KKTC’de göremeyeceği birçok olaya, duruma tanıklık etmesi ve de dünyalı olması açısından oldukça önemli olduğunu anlatıyor.
Evet sosyal devlet anlayışıyla başarılı ama maddi gücü yetersiz gençlerin yurt dışında daha rahat eğitim alması için, yeni, çağdaş, geliştirilmiş burs imkanlarının sunulmasını istemek doğal ama bugün mevcut burslar bile zamanında ödenmiyor, illaki aileler, gençler tepki gösterecek, haberler yapılacak sonra ödenecek.
İşte bu anlayıştan reform nitelikli işler beklemek, olmayacak duaya amin demek gibi bir şey…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız