Her açıdan toplumu geren bir bayram haftasını geride bıraktık. Siyasette de ciddi bir gerilim ve açmaz var, sağlık alanında da. Toplumun sorunlarını çözmekten uzak, hızla dibe giden ekonomik sıkıntıları yok sayan bir siyaset, hızla artan vaka ve ölüm sayısı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gidişi ile birlikte bize 2 şey kaldı. Yeni saray, yeni meclis binası. Bu ülkenin cumhurbaşkanlığı sarayı gecekondu olmadığı gibi, yeni bir “külliye- saraya” da ihtiyaç yok. Anlatacağız

Cumhurbaşkanlığının bina olarak eksikleri olabilir, bunu ortadan kaldırmak için mütevazı bir bütçe ile, mütevazı bir bina yeterli Vakıflar idaresinden alınan Suriçi’ndeki bina bu işi çözer. Bu ada insanının “mütevazı”, alçakgönüllü olduğunu ne çabuk unuttuk?

Üstelik, bu talep, KKTC’den Türkiye’ye gidiyor. En yanlışı da bu. Bu adanın önceliği ne zamandan beridir lüks makam odaları, gösterişli, ihtişamlı binalar oldu? Sağlık alt yapısı dökülüyor… Eğitim alt yapısı dökülüyor. Bireysel taleplerin zamanı mı?

Cumhuriyet Meclisi binasına daha farklı bakıyorum. Ama bu siyaset, yeni bir binadan önce, çok farklı şeyleri hak ediyor. Önce, uzlaşmayı, topluma hizmet etmeyi, yeterli ve acil yasaları geçirmeyi öğreneceğiz. Önce iş yapmayı öğreneceğiz.

Bol bol hamaset dinledik, dişe dokunan tek bir üretim olmadan geçti bayram haftası. Kamuda daha fazla üretime, verimliliğe ihtiyacımız var. Sağlık Bakanlığı’nın ciddi derecede insan gücüne ihtiyacı var. Maraş siyasetçiyi bir yere kadar korur, pandemi hızla ilerliyor

Günlük hasta sayısı 150 bandına geldi. Bayram haftasında peşi sıra 2 vatandaşımızı Covid 19’dan kaybettik. Güneyde, Türkiye’de, İngiltere’de rakamlar katlanarak artıyor. Bir doktorun 150 hasta baktığı günlerden geçiyoruz.

Günlü vaka sayıları halen taburcu sayısından fazla. Acil Durum Hastanesi’nin yüzde 60’ı doldu. Yaz aylarında azalmasını beklediğimiz vakalar, katlanarak artıyor. Gençler inanılmaz derecede bulaş sarmalında. Aşıda koordinasyon sorunu devam ediyor

Hükümet de cumhurbaşkanı da Maraş konusunun arkasına saklandı, dünyadan soyut yaşanabileceğini sanıyor. Sanmaya devam etsinler… De… Pandeminin kusursuz yönetilmesi noktasında daha çok çabaya ihtiyaç var, konuşacağız

Damdan düşer gibi sessiz sedasız bir din işleri başkanı atandı. Eskisini aldık, yerine yenisini koyduk… Kimdir? Nedir? Nerelidir? Bilen var mı? 300 KKTC vatandaşı eğitimli din adamı varken, içlerinde bir tanesi bile “yeteri kadar Müslüman” bulunmadı mı?

8.45’de stüdyodayız. Bayram haftasını üst üste barlarda, plajlarda, köpük partilerinde geçirdikse, önümüzdeki iki haftayı “felaket tellallığı” yapmak istemem ama, rakam rakam izlemek gerek. Belki “Allah” korur. Yayında görüşelim…