Ekonomiyi, maaş artışları mı bitirecek, yoksa kötü yönetim mi?
16/09/2024
İrfan Gündüzler
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’in bugünkü açıklamaları, uzun zamandır tartışılan asgari ücret artışlarının ekonomik etkilerini yeniden gündeme taşıdı.
Deniz, maaş artışlarının pahalılığı artırabileceğine vurgu yaparak, ekonomik yönetimin daha kapsamlı bir yaklaşım gerektirdiğini savunuyor. Ancak birçok temel sorunu göz ardı ediyor.
Asgari ücretin artması fiyatları etkileyebilir, ancak bu etkinin düzeyi, pahalılığın ana sebebi değil. Hayat pahalılığının asıl nedenleri, Kuzey Kıbrıs’ın bozuk ekonomi yönetimi nedeniyledir.
Akaryakıt, elektrik ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışları, Türk Lirası’nın erimesi, küresel ekonomik dalgalanmalar, ithalat bağımlılığı ve yerel üretimin yetersizliği gibi faktörler göz önüne alındığında, maaş artışlarını tek başına suçlamak anlamsızdır.
Asgari ücret ve kamu maaşlarına yapılan artışların, rekabet gücünü zayıflatacağı ve işletmelerin Güney Kıbrıs ile rekabet edemeyeceği düşüncesi aslında daha büyük bir sorunu işaret ediyor.
Çarpık ekonomi politikası nedeniyle rekabet gücü yalnızca iş gücü maliyetleri üzerinden tanımlanamaz. Hükümetin ekonomik kalkınma stratejisi olmadığı sürece hayat pahalılığı katlanarak devam edecek.
Etkin bir fiyat kontrol politikası ve piyasada fiyat denetimi hayatı ucuzlatacaktır.
Turgay Deniz’in akaryakıt ve elektrik fiyatlarının kontrol altına alınması, Fiyat İstikrar Fonu’nun devreye sokulması gibi önerileri yerinde ancak yeterli değildir. Sadece fiyat kontrolleri değil, aynı zamanda yerli üretimin desteklenmesi, ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve vergi politikalarının gözden geçirilmesi gibi daha geniş çaplı reformlara ihtiyaç var.
KTTO Başkanı sadece buz dağının görünen yüzü ile ilgileniyor.
Ekonomik sorunların çözümü, yalnızca maaşları düşük tutmak veya fiyatları baskı altında tutmakla değil, daha yapısal ve sürdürülebilir politikalarla mümkündür.
Kıbrıs Türk ekonomisinin rekabet gücünü artırmak, maaş artışları ile değil, verimli ve yerel üretimi destekleyen bir ekonomi yönetimiyle mümkün olacaktır.
Pahalılığın ana sebeplerine odaklanmak yerine, maaş artışlarını tek başına suçlamak yerine daha geniş kapsamlı çözümler aranmalı. Bu noktada turizmin büyük bir potansiyel sunduğunu unutmamak gerekiyor.
Kuzey Kıbrıs’ın turizm potansiyelini artırarak, ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmek ve ekonomiyi güçlendirmek mümkün. Turizm, doğru stratejilerle geliştirildiğinde, sadece doğrudan gelir sağlamaz, aynı zamanda istihdam yaratır, yerel üretimi destekler ve dışa bağımlılığı azaltır. Özellikle yerli üretim ve hizmet sektörlerinin turizme entegre edilmesi, döviz girdilerini artıracak ve ekonominin rekabet gücünü güçlendirecektir.
Ülke ekonomisinin sürdürülebilir bir şekilde büyümesi için, yerel üretimin yanı sıra turizme yapılacak yatırımların önemi büyüktür. Hükümet, sadece fiyat kontrolleriyle değil, aynı zamanda turizm sektörünü geliştirmeye yönelik kapsamlı reformlarla ekonomik kalkınmayı desteklemelidir.
- İfade Özgürlüğüne Darbe: Gazeteciler Hapiste Olmamalı
- Dün dündür, bugün bugün
- Bu halk ne yiyecek?
- Olayın Sorumluları Sadece Yargı Önünde Değil, Toplum Vicdanı Karşısında da Hesap Vermeli
- Adana kebabı mı? Şeftali kebabı mı?
- ''Beni Türk doktorlarına emanet edin''
- Ne zaman akıllanırız?
- Çocuklara ve gençlere göre bir şehir...
- Yatırım Tavsiyesidir: KKTC’de Milletvekili Olmak
- Trafikte ‘’Ölüm Uykusu’’ndan Uyanma Zamanı
- TÜM YAZILARI için tıklayınız