Elektrik zammından çok etkilenen iş çevrelerinin hükümete karşı gücü bu kadar mı?

ads ads ads ads
04/09/2022

ads

Ali Baturay Ali Baturay


Maalesef, ülkemiz insanının en önemli özelliklerinden birisidir söylenme hali.

  Bu özelliğimizi terk edeceğimize, ne ilginçtir ki gittikçe daha da büyütüyoruz…

  Söylenme dediğimiz şey, kendi kendine konuşma halidir.

  Halkımızın her kesiminde çok sayıda insan kendi kendine konuşuyor, yakınlarına dert yanıyor.

  Sorunları iyi tespit ediyoruz, o konuda iyi yorumlar yapıyoruz hatta çözüm önerilerimiz bile var ama sonrası yok…

  Sonrası bir söylenme hali…

  Peki söylenerek sorunlar çözülür mü?

  Yakınma halleri bizi bir sonuca götürür mü?

  Hayır, söylenerek, yakınarak sorun çözmek veya hak elde etmek mümkün değildir.

  Şikâyet ediyoruz da kimi kime acaba?

  Vatandaş, ülkeyi yönetenleri, yine vatandaşa şikâyet ediyor.

  Vatandaşın hükümeti vatandaşa şikâyet etmesiyle, böyle kendi kendine söylenmesiyle sonuç alması mümkün müdür? Hayır mümkün değildir?

  Biliyor musunuz sosyal medyada sorunları paylaşmak, oradan verip veriştirmek de bir tür söylenme halidir.

  Sosyal medyada istediğin kadar yaz, istediğin kadar şikâyet et, kim dinler seni?   

  Muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin eleştirileri bile zaman zaman söylenme haline dönüşüyor.

  Söylenme halini kitlesel eyleme dönüştürmedikçe hiçbir sorun çözülmez, hiçbir hak elde edilmez.

  Ülkede ciddi bir particilik de var, kişi ve gruplar ciddi mağduriyet yaşasa da iktidarda kendi partisi olduğu için sesini çıkarmıyor.

  Halbuki partisi hata yaptığında bırakın partililerin sessiz kalmasını, ilk uyaran onlar olmalı, partilerini hizaya getirmeli.

  Ancak ülkemizde böyle bir yapı yok, iktidardaki partisini uyaracaklarına, kul, köle gibi davranıyorlar, hele parti başkanı başbakan olmuşsa ona padişah muamelesi yapılıyor.

   Tabii işin içinde çıkarcılık da var… Ya geçmişte partizanca menfaatler sağlamıştır ya da sağlamayı düşünüyordur, o nedenle yanlış da yapsa partisinin, parti yöneticilerinin, başbakanın, bakanların, kısaca hükümetin hatalarını, yanlışlarını gündeme de getirmiyor, eleştirmiyor da…

    Tabii kapalı kapılar ardında canı yanınca o da söyleniyor ama hiçbir zaman bunu alenen yapmıyor ve eyleme dönüştürmüyor.

     İktidar partisinin üyeleri, sempatizanları sessiz kalıyor da diğer partililer ya da partisizler çok mu ses çıkarıyor? Hayır, onlarda da bir söylenme hali var…

     Birçok sorun için geçerli bu durum ama aradan bir yakıcı sorun alalım ve spesifik olarak o konuyu konuşalım, konuyu fazla dağıtmayalım…

     Çok can yakan “yüksek elektrik faturaları” meselesine değinelim isterseniz.

     KIB-TEK’te yapılan onlarca hatanın, ihmalin, istismarın sonucunda, zararı halktan çıkarırcasına fahiş elektrik fiyatı belirlediler.

      Hem iş çevreleri hem de hane halkı “bu faturaları ödeyemeyiz” dedi, konu medyada günlerce konu edildi, haberler yapıldı, köşe yazıları yazıldı, sosyal medya kırıldı, en sert paylaşımlarını yaptı vatandaşlar? Peki ne oldu?

    Ne olacak; kısa süre sonra bir zam daha yaptılar elektriğin fiyatına.

    O fahiş, o astronomik elektrik faturaları daha da kabardı yani…

    Şimdi siz sözde bu kadar tepki gösterirseniz de sizin tepkinize rağmen indirim yerine zam yaparlar, demek ki sizi sallamazlar.

   Boşuna bağırıp çağırırsınız yani, bu bağırmanızı biri duymuyor demek ki, etkisizsiniz demek ki.

   Siz istediğiniz kadar söylenip durun, sosyal medya paylaşımlarınızla da bir türlü söylenme hali yaratın, kim takar sizi, kim sallar sizi?

   Birkaç günde bir gazete manşetlerinde iş çevrelerinin “elektrik şikâyeti” var.

   Sırf bu fahiş rakamlı elektrik faturaları nedeniyle işyerini kapatanlar, kapatmak üzere olanlar varmış.

   En büyük girdi “elektrik maliyeti” olmuş, buna dayanmak mümkün değilmiş, elektrik girdisi ile dükkân/ bina kirası, işyerlerini hareket edemez hale getirmiş, buna dayanmak mümkün değilmiş…

    Meslek örgütleri sıkça medya aracılığıyla şikâyet ediyor, eleştiri yapıyor ama onları duyan yok.

    Ticaret Odası ile Sanayi Odası yazılı açıklamalar yapıyor ama faydası oluyor mu? Tabii ki hayır…

     Demek ki sivil toplum örgütlerinin, iş çevrelerinin ve halkın gücü bu kadar.

     Üzgünüm ama gerçek bu, gücünüz bu kadar, yani gücünüz yok, hükümet üzerinde etkili olamıyorsunuz, alınan kararı geri döndüremiyorsunuz.

      Elektrik faturaları nedeniyle perişan oldunuz, “işyerini kapatanlar var, kapatmak üzere olanlar var” diyorsunuz, “bu fiyat politikası ile devam etmek mümkün değil, bu durum sürdürülebilir değil” diye yakınıyorsunuz ama hükümete geri adım attıramıyorsunuz…

      Üstelik fahiş faturaların yanı sıra KIB-TEK’te her gün bir olay var, akıl almaz işler oluyor milletle dalga geçer gibi…

      Eh, siz öyle kendi kendinize söylendikçe, gücünüzü ortaya koyamadıkça, daha çok çekersiniz, daha başınıza çok şeyler gelir.

      Siz söylenip durun, gücünüzü ortaya koymayın, yakında elektriğe üçüncü zam da gelecektir, eh bu kadar etkisiz olan halka, iş çevrelerine, meslek örgütlerine üzgünüm ama yapılanlar müstahaktır…

04/09/2022 22:50
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.