Emek sömürüsü devam ediyor
02/07/2024
Hüseyin Ekmekci
EMEK SÖMÜRÜSÜ DEVAM EDİYOR. HAPSE GİRMESİ GEREKEN İŞÇİNİN EMEĞİNİ SÖMÜREN, KAÇAĞA DÜŞÜREN, MAAŞINI VERMEYENLER. OYSA BU ÜLKEDE HALEN İŞÇİLER TUTUKLANIYOR. TIPKI FUHUŞA ZORLANAN KADINLARIN TUTUKLANIP, PEZEVEKLERİN ZENGİNLEŞTİĞİ GİBİ…
GARİBANI SOYMAK, SÖMÜRMEK, İTİP- KAKMAK EN KOLAYI. HELE DE YASAMIZI BİLMEZ, DİLİMİZİ KONUŞAMAZSA… HAKKINI DA ARAYAMAZ… O ZAMAN SÖMÜR GİTSİN. SONRA DA GÖNDER POLİSE, İŞLEM YAPACAĞINI ZANNEDERKEN TUTUKLANSIN. ÜÇ KURUŞ İÇİN DEĞER Mİ?
Garibanı tokatlamak en kolayı. Garibanın elindekini almak en kolayı… Yaşadığımız bu sistemde, en kolay hesap sorulacak kesim, işçi, dar gelirli, engelli, yabancı öğrenci ve yabancı işçi kesimidir. Bütün bu bataklığın faturasını da kestiğimiz yer burasıdır
Bu ülke berbat bir şekilde yönetiliyor. Yağmalanan, tartaklanan, doğası talan edilen, insanı sömürülen, kadını şiddet gören, taciz edilen, tecavüze uğrayan, çocuk hakları yenen, şımarıklığın öne çıktığı, kamu maliyesi yağmalanan bir ülke burası…
Üstelik, bu sistemin en büyük savunucusu sistemi değiştirmesi gerekenler. Ülke yönetsin diye iktidar olanlar, “iktidarda kalsın” diye ülkenin talan edilmesine göz yumuyor, kol kanat geriyor, izin veriyor, yol açıyor… İktidarda kalma hırsı adına bu ülkeye resmen tecavüz ediliyor… Her köşesine…
Kurulan sistem, sadece göçmene, yabancı işçiye kötü davranmıyor. Bu topraklar üzerinde yaşamayı zorlaştırıyor. Değişim kaçınılmazdır ve değişim için mücadele edilmesi zaruridir. Ya bu ülkeyi değiştireceğiz, ya da değiştirebilen ülkesini değiştirecek
Birilerinin gidecek bir ülkesi, kalacak bir evi, sığınacak bir devleti, ekecek bir tarlası olabilir… Bu ülkeyi bu nedenle, “geçici” görebilir. Ama burası bizim vatanımız ve başka bir alternatifimiz de yok… “Kıbrıs benim vatanım” diyen herkes bu topraklara dört elle sarılmak zorundadır…
Hangi görevde yer alırsak alalım… Hakim, savcı, polis… Öğretmen, doktor, mühendis… Memur, amir, müdür, müsteşar… İşçi, emekçi, çiftçi… Fark etmez. Adalet için savaşacak, adil bir düzen için kimseye eyvallah etmeyeceğiz. İyi bir yönetim için gerekirse herkesi karşımıza alacağız…
Birileri semirirken, birileri aile servetine servet katarken, hak etmediği makamlarda oturanlar ülkenin ve senin kaderin için karar verirken, olup biteni sessiz sedasız izlemek bize yakışmaz. Talan var, yalan var, soygun var… İnsanlık ölmüş, liyakat yok, ciğeri beş para etmezler memleketin üzerinde tepiniyor…
Dün bir mahkeme vardı. İki garip mahkemedeydi. İkisi de Pakistanlı. Ne bu ülkenin yasalarını biliyorlar, ne de işlemek dışında bir gayeleri vardı. Hiçbir suça da karışmamışlar. İsimleri Nouman Ali ile Saced Faisal. Evrak almak için polise gittiler, tutuklanıp, hakimin karşısına çıkarıldılar
Her ikisi de 2 gün önce, muhaceret işlemi yapmak için polise gidiyorlar. Polisten evrak talep ediyorlar, evrak veriyorlar. Polis giriyor sisteme bakıyor… Ali de Faisal da adada kaçak. Hemen tutukluyor. Hakim karşısına çıkarıyor. Bir an kendinizi bu iki insan yerine koyun…
Nasıl savunuyorlar kendilerini biliyor musunuz? “Bizi hem işlettiler, hem paramızı vermediler, hem adaya gelirken paramızı aldılar, hem de kaçağa düşmemize göz yumdular…” Şimdi herkes elini vicdanına koysun. Tutuklanması gereken bu iki Pakistan vatandaşı mı, işveren mi, kaçakçılığa göz yuman devlet görevlileri mi?
KKTC’de insan pazarı var. Eskiden Türkiye’den gelen iş güvencesiz, evsiz, barksız işçiler Suriçi girişinde oturur, kavun- karpuz seçer gibi işçi seçerdiler. Ne güvence, ne aş, ne yatırım. Akşam da oraya bırakırken yevmiyesini verirdiler. Yüzlerce insan, köhne pansiyonlarda ekmek parası peşindeydi
Şimdi, bu göreve devlet soyundu. Ön izin mafyası oluştu. Önce, yurt dışında iş isteyenlerden, “AB toprağına gelip işleyeceksiniz” diye para alınıyor. Parasını ödeyen işçi ön izinle ülkeye getiriliyor. İşverene teslim ediliyor. Gerisi Allahla işveren arasında…
Nitekim, bu berbat olayda gözlerimin parlamasına neden olan, iki Pakistanlı’yı karşısına alan Hakim Jale Ergüden oldu… Hepimiz adına, sorulması gereken soruyu sordu polise: “İşçilerin hakkını yiyen işveren hakkında soruşturma açtınız mı?” Sonra da yüreğimizin yağını eriten talimatı verdi: İşvereni de soruşturun
Hakim Jale Ergüden tam olarak şunu dedi: Maalesef ikamet izinsiz duruma çıkan çoğu kişi işverenler tarafından mağdur ediliyor. Polisimiz bu tür soruşturmalarda işvereni de araştırmalı. İki zanlı 20 günü aşmayacak süreyle cezaevine gönderiyorum. Ancak, zanlıların işverenleri hakkında soruşturma başlatılmasına ve en kısa sürede mahkemeye rapor sunulmasına emir veririm
Dedim ya, garibanı soymak, sömürmek, itip- kakmak en kolayı. Hele de yasamızı bilmez, dilimizi konuşamazsa… Hakkını da arayamaz… O zaman sömür gitsin. Sonra da gönder polise, işlem yapacağını zannederken tutuklansın. Ne güzel memleket…
Peki nasıl değişir? Adaletle… 20 gün süreyle hapiste bekleyecek iki Pakistanlının yanına, onları mağdur eden işvereni de tıkarsak, o zaman düzelir. Kimse emek sömürüsüne, insan hakkı ihlaline bu kadar kolay tevessül edemez. Gerçekten yeter…
- Adalet olası kastla gelecek
- İsias denen garabet ortaya çıkarken herkes oradaydı
- Her gün yüzlerce insan ölümle burun buruna geliyor
- Kendi arasındaki uyumsuzluğu ve sevgisizliği ülke geneline yayan üçlü bir koalisyon
- Aynı araç, tasdik memuru marifeti ile 5 kez satılabiliyor…
- Ortada ihbar var, para yok
- Başbakanlık şeffaf bir şekilde bu harcamaların hesabını vermek zorundadır
- Devlet bir mekanizma olarak müdahale etmekten aciz
- Vatandaşın alım gücü giderek dibe vuruyor
- Başbakan isterse, hemen düzelir… İsterse…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız