CEZAEVLERİ SOYGUNCULARLA DOLUP TAŞARKEN, KAMU PARASINI VE ARAZİSİNİ PEŞKEŞ ÇEKENLER ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK DOLAŞIYOR… İHALELER, YASAL KILIFLAR, TÜZÜKLER, BAKANLAR KURULU KARARLARI… YETMEDİ Mİ?

ÜLKEYİ YÖNETENLER KAMUNUN PARASINI HARVURUP HARMAN SAVURUYOR. BİR EKMEK ÇALAN HAPİS YATARKEN, KAMU PARASI VE İMKANLARIYLA ZENGİNLEŞENLER HEPİMİZE MİLLİYETÇİLİK DERSİ VERİYOR

Ülkede yaşayan herkes bir bir aidiyetini kaybediyorsa, sanırım liderlik makamında oturan herkesin bunu oturup bir düşünmesi gerekiyor. Vatandaş mı nankör, ülkeyi yönetenler mi bencil, anayasal kurumlar mı vasfını yitirdi? Bu sorulara doğru cevap vermek, ülkeyi yöneten herkesin görevidir…

Ülke tam bir yangın yeri. Türkiye’de uygulanan faiz politikası ve kur korumalı mevduat sistemi nedeniyle dövizin aylardır aynı dengede olması ülkedeki tek avantajımız. Döviz bir miktar daha yukarıya doğru tırmanırsa siz o zaman izleyin memleketin halini.

Elektrik zammı %15 olarak tutuldu. Hepimiz de biliyoruz ki, elektrik kurumu şu anda ciddi bir zarar içerisinde. Enerji maliyetleri arttıkça, bu ülkede hayat daha da pahalı hale geliyor. Emin olun kamuoyu kendisini %35 elektrik zammına göre konumlandırdı…

Başbakan Ünal Üstel Ankara’ya günübirlik ziyaret yaptı. Neden? Enerji politikalarının konuşulduğu söylendi. Geçtiğimiz yıl Teknecik akaryakıtı Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından tek 1 bir kuruş alınmadan taşındı. Bu miktarın 12 milyon $ civarında olduğu söyleniyor… Bu sene kim taşıyacak?

Aynı zamanda Teknecik’teki bakım ve onarım masrafları da büyük oranda Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılandı. 2024 yılında bu maliyetleri de dikkate aldığımız zaman elektrik fiyatlarındaki artışın %15’te kalmayacağını tahmin etmek zor değil…

Kamudaki kurumlar bir bir çöküyor. Adalete olan güven gittikçe azalıyor. Kara para, uyuşturucu, şiddet olayları KKTC’yi esir almış durumda. Gençler bunları görerek büyüyor, ülkenin geleceğine olan güven ciddi oranda sarsılıyor. Yönetenler ise seyrediyor…

Polis ve savcılık maalesef hükümetin tüm yanlış ve çarpık icraatlarını seyrediyor. Kamuoyunun rahatsız olduğu usulsüz uygulamalara yönelik hiçbir işlem yapılmıyor. Kamuoyundaki algı maalesef anayasal kurumlar eliyle usulsüzlüklerin üstünün örtüldüğü yönündedir…

Devletin mallarının, devlete ait mali kaynağın bu kadar kolay tarumar edildiği başka bir dönem var mı? Devlet içerisinde adeta çete kurulmuş. Cumhurbaşkanlığı ikram kalemlerinden Başbakanlık ikram kalemine, Meclis’te har vurup harman savurulan ödeneklere kadar…

İnsanın midesi bulanıyor. Okullarda durum ortada. Hastanelerimiz artık yetersiz. Yollarda yamadan öteye gidemiyoruz. Engelli bakım evi yok, kadın sığınma evi yok. İki büyük cezaevi artık suçlulara yetmiyor. Hem ekonomik hem de ahlaki bir çöküntü var…

Peki kamudaki ahlaki çöküntü ile kim mücadele edecek? Kamuda inanılmaz bir savurganlık, kamu kaynaklarında inanılmaz bir peşkeş, istihdamlarda inanılmaz bir hak yeme çabası var. Siyasetçiler kılıfına uyduruyor. Vatandaş uyduramadığı için hapis yatıyor…

Dışarıda bir ekmek çalan hapis yatarken, kamuda her şeyi tarumar edenler utanmadan her gün milliyetçilik dersi veriyor. Geleceğe umutla bakmamız istiyor. Hepimizin yüzüne baka baka resmen dalga geçiyorlar. Hesap soran bir mekanizma olmadığı için hepsi son derece rahat.

En büyük soygun iktidar eliyle kamuda yapılıyor. Kamu kaynakları tarumar edilirken, devlete ait araziler büyük bir rahatlıkla peşkeş çekiliyor. Katmerli ihaleler ile resmen soygunlara kılıf bulunuyor. Kamu kaynakları utanıp sıkılmadan siyasetçi aileleri ve partililer arasında pay ediliyor…