YAKIT, GAZ, ELEKTRİK FİATLARI HIZLA ARTIYOR. HEPSİ GİRDİ MALİYETİ. TEMEL GIDA MADDELERİNDE ENFLASYON YÜZDE 100’Ü BULDU. İLAÇ HEM PAHALI HEM ERİŞİMİ ZOR… ENFLASYONA YÖNELİK TEK BİR HÜKÜMET PROJESİ YOK. SADECE ÇARESİZLİK DEĞİL, EN ÇOK DA BECERİKSİZLİK

TÜRKİYE KAYNAKLI PROJELERİ DIŞINDA DEVLETİN GÖZLE GÖRÜLÜR TAMAMLANMIŞ TEK BİR PROJESİ YOK. YENİ PROJE ÇİZİMİ İSE UNUTULDU. BÖYLE BİR TABLO… PROJE ÜRETMEYEN KAMU YAPISI, HAYATIN UCUZLAMASI İÇİN DE HİÇBİR TEDBİR ALAMIYOR

Ortada duran tek bir gerçek var, 2023 yılı ile bugün arasında fiyatlar %100 oranında artmış durumda. Üretimin temel girdisi akaryakıt ve elektrik ise maliyetleri katlayacak düzeyde yükselmeye devam ediyor. Elektrik fiyatları %50 civarında zamlandı, zam devam edecek.

Bugünlerde elektriğe %20 civarında yeni bir zam daha kapıda. Bu ay olmazsa gelecek ay. Elektrik kurumunun maliyetlerini karşılaması için kaçınılmaz bir zam eli kulağında. Tüp gaz ve dökme gaz zamları otomatiğe bağlandı, akaryakıt da bir Türk Lirası, iki Türk Lirası diye artmakta

Ekmek fiyatları hep tartışma konusudur. Geçtiğimiz yıl 7 TL olan ekmek, bu yıl 15 Türk Lirası. Üstelik ekmeğe yeni bir zam da gündemde. Süt ve Süt ürünleri fahiş zam dalgasından payını aldı. 1 kg fabrika üretimi hellim 300 Türk Lirası, köy elimi 350 Türk Lirası.

İnsanlarımızın canını yakan zam furyası ilaçta da devam ediyor. Türlü gerekçeyle yurt dışına bağımlı olduğumuz bu alanda ilaç fiyatları özellikle pandemiden bugüne yüzde 300 civarında artmış. İlaçtaki fiyat artışı özellikle dar gelirdi ve sigorta emeklilerinin baş edebileceği noktada değil

Dışa bağımlı olduğumuz ilaç konusunda da örneğin çok basit bir şekilde üretilebilecek muadil ilaçlar için devletin en ufak bir yatırımı yok. Kaldı ki devlet yatırımlarını bir tamam yapan vatandaşlarına düzenli ilaç sağlamakta aciz bir noktadadır

İlaç alımı için büyük paralar harcayan emekli ve sosyal sigortalılar aylarca devletin geri ödeme yapmasını bekler durumdadır. Hastaneden sorunsuz alınması gereken özellikle tedavi hizmetinin yoğunluk nedeniyle aksadığını söylemeden geçmeyeceğim

Devlete vergi ödeyen herkes karşılığında kaliteli bir hizmet bekler. Ülkemizde maalesef düzenli vergi ödeyen vatandaşlar devletin veremediği hizmetlere ulaşmak için her ay bir servet ödemek zorundadır. Sağlık ve eğitim aksayan hizmetlerin başında gelmektedir

Trafikte güvenli seyahat sorunumuz var değil mi? Seyrüsefer ücreti ödüyoruz, sigorta ücreti ödüyoruz, trafik cezası ödüyoruz, devir harcı ödüyoruz… Araç alırken devletin gümrüğüne yüzlerce galeri büyük paralar ödüyor. Maliye aylardır gümrükten gelen döviz bazlı vergilerle adete bayram ediyor

Peki yollarımıza baktığımız zaman devletin en ufak bir yatırımın olmadığını söylersem kimseye haksızlık etmem. Yama yapmak kolay, ot sökmek kolay. Tabela dikmek kolay. Koca memlekette tek bir alt ya da üst geçit projesi yok. Akıllarda varsa da kaynak yok.

Tamam anladık; Türkiye proje yapmazsa, bu ülkede hiçbir alt ve üst yapı projesi bitmeyecek. Gönyeli çemberi, Dikmen boğaz kavşağı, Başbakanlık ışıkları, Hamitköy çemberi, Yakın Doğu Üniversitesi dönüş yolu ilk etapta aklıma gelen acil trafik yatırımları

Öyle bir tablo ile karşı karşıyayız ki, KKTC ekonomisi saldım çayıra Mevlam kayıra. Proje üretmeyen kamu yapısı, hayatın ucuzlaması için de hiçbir tedbir alamıyor. Kamuda sadece liyakat ölmedi. Liyakatla birlikte kriz anında çare üretecek refleks de yerle bir oldu

Türkiye’de enflasyon %100, bizim ülkemizde %120. Biz yalnızca Türk Lirası kullandığımız için artan enflasyonun mağduru değiliz. Aynı zamanda piyasa kendini dövize endekslediği için her sabah döviz kurlarındaki oynamaya bağlı olarak daha fakir uyanıyoruz

Bu kadar çaresiz olmamız kimse kusura bakmasın ama biraz da beceriksizlik. Toplumun sorunlarına çare üretilemediği gibi, enflasyon canavarına karşı da vatandaşlar korumasız. Böyle bir tabloda ister istemez soruyorum: hükumete, bakana, müsteşarı, müdüre ne gerek var?