Esas öğretmen onurunu yerle bir eden bu ortamın kendisidir
23/05/2023
Hüseyin Ekmekci
HÜKÜMET YANLIŞ YAPIYOR, SENDİKA YANLIŞA YANLIŞ EKLİYOR. TAM DA BU DÖNEMDE ÖĞRENCİYİ REHİN ALMAK ÖĞRETMEN ONURUNU KURTARMAZ, AKSİNE TARTIŞMAYA AÇAR
OKULLAR DÖKÜLÜYOR, ÖĞRENCİ SAYISI BELLİ DEĞİL, DİSİPLİN YERLERDE, AKADEMİK OLARAK SİSTEM ÇÖKTÜ. ESAS ÖĞRETMEN ONURUNU YERLE BİR EDEN BU ORTAMIN KENDİSİDİR
MEMLEKETİ ALLAYIP PULLAYIP, YALANLA PAZARLAYANLAR, BİNLERCE MAĞDUR ÖĞRENCİ VE AİLE YARATIYOR. SİSTEM HALEN SEYREDİYOR
Bugün gene grev var. Sendikalar hükümetle olan kavgalarında öğrenciyi yine rehin aldılar. Bugün sınavların ilk günü. Ama eylem var. Neden? Siyaset öğretmen onurunu ayaklar altına alıyor. Ders sayısını artırmak istiyor, sendikaların gücünü kırmak istiyor. Gerekçe bu
Yıl sonuna geldik. Resmen geriye kalan tek işlem sınav ve karne verme. Gerçekten eğitim sistemimizin tek sorunu bu mu? Aynı soruyu tekrar edeyim: Öğretmen ve öğrenciler nasıl bir okula dönecek? Bizim esas gündemimiz bu olmalı.
Esas öğretmen onurunu yerle bir eden, öğretmene hakaret içeren, öğrenciyi yok sayan, velileri çaresiz bırakan sorunlarımız belli. Okullarımız çürük, eğitim sistemimiz akademik olarak berbat, öğrenci hareketliliği bitmiyor, sayı sürekli artıyor, nitelikli eğitim verilemiyor…
Öğretmenin bu şartlarda okulda olması mucize. Bakanlığın da önceliği öğretmenin ders saati olmamalı. Tam gün eğitim hedefse, bu binalarda olmaz, bu öğrenci yapısı ile olmaz, bu disiplin yönetmeliği ile olmaz
Tam gün eğitim olabilmesi için her şeyden önce öğrenci sayısının bilinmesi gerekiyor. Öğrenci profilinin ortaya çıkması gerekiyor. Öyle bir sistem ki, kimin eli nerede belli değil. Öğretmen onurunu, mesleğini esas ayaklar altına alan okullardaki bu durumdur
Hükümet, "protokolda söz verdiğini yapmak" için adım atma derdinde. Sanıyor musunuz ki, gerçekten tam gün eğitimi dert ediyor bu hükümet? Öyle olsa, okullarımız şu anda şantiyeye döner, ihalelerin biri açılır, biri kapanırdı. Boş bir kavga, olan öğrencilere oluyor
İnsan onurunu ayaklar altına alma konusunda üzerimize yok. Bu ülkede maalesef insan hakkı ihlalleri konusunda sürekli yeni bir yol bulunur. Öyle ki, sadece bu ülke insanı değil, insan hakkı ihlal etmek için ülkeye insan da getiriyoruz. Getiriyoruz, ihlal ediyoruz
Mesela fuhuş. Sürekli olarak kaç kadının onuru her gün ayaklar altına alınıyor? Devlet, gece kulüplerinin aslında fuhuş yuvası olduğunu çok iyi biliyor. Düzenli olarak oradaki kadınları sağlık kontrolünden geçiriyor. Kadın başına vergi alıyor ama sorsan kadınlar orada dans ediyor.
Devlet, vergisini aldığı, sağlık hizmeti için ücret aldığı, pasaportlarının gasp edildiğini bildiği, parayla kadın pazarlandığını bildiği gerçeği gün gibi ortada. Peki ne yapıyor devlet? Daha çok gece kulübü, daha çok hakkı yenen kadın, Sonuçta daha çok bu alandan gelen vergi…
Bu ülkedeki insan hak ihlalleri saymakla bitmez. Kadını pazarlayan bir sistemi sırf vergi alıyor diye sessizce izleyen bu devlet, diğer alanlardaki en temel insan hak ihlallerine neden müdahale etsin? Sistem tıkır tıkır işliyor, hem devlet kazanıyor, hem patronlar.
Afrika ülkelerinde, KKTC’yi resmen Avrupa Birliği ülkesi gibi pazarlıyorlar. Broşür basıyorlar, burs garantisi veriyorlar, Euro ile iş garantisi veriyorlar. Yalanlar bunlarla da sınırlı değil. Devam ediyorlar, mezuniyet ile birlikte ABD vizesi vaat ediyorlar
Ülkeye gelen bir çok Afrikalı öğrenci kendilerini Avrupa Birliği toprağına gelmiş zannediyor. Sonra hayatına, emeği sömürülen, ülkesine dönemeyen, suç çetelerinin batağına düşmüş, fuhuş çetelerinin batağına düşmüş, karapara aklayan kişiler olarak devam ediyor
Sistem bunu biliyor, buna izin veriyor. Bunun için özel kayıt yapan tabela üniversiteleri var. Üstelik kayıt başına 2- 3 bin dolar alınıyor. Ve bu işlem her yıl yüzlerce Afrikalı öğrenci için tekrarlanıyor. Resmen insan tacirliği yapan bu şirketler siyaset tarafından da korunuyor
Güzellik merkezleri var mesela. Tırnak onarıcılar, saç yapıcılar… Buralar da resmen öğrenci kabul ediyor, kayıt yapıyor, sözde ders veriyor. Sonra bir bakıyorsunuz, kayıt yapan onlarca öğrenci güneydeki mülteci kamplarında, Avrupa’ya gitmenin yollarını arıyor
Bu ülkede ne dert biter, ne tasa. Neden? Çünkü dökülen döküldüğü, kırılan kırıldığı yerde kalıyor. Okullarımızın hali harap, öğretmen hangi öğrencinin öğretmeni, kime ne öğretiyor, neden öğretiyor belli değil...
- Pahalı biletler turizmde rekabet gücünü olumsuz etkiliyor
- Sorunlar dağ gibi büyümeye devam ediyor
- Yeni doğan servisinde yatan çocukların önemli bölümü tüp bebek...
- “Üstel saraya” diyenler şimdi nerede?
- Sağlık hizmetlerinde hata yapanlar hem hukuken hem vicdanen bedelini ödeyecek
- Evine gitmesi gereken çocuk, şimdi otopsi masasında...
- Koskoca UBP küçük iki parti elinde oyuncak oldu…
- Tek Bir Canımız Haksızca Ölse; Ülkece Tek Yürek Olurduk
- Dün de olmadı, bugün belki Meclis Başkanı seçilir
- İcraat yönünde hükümetin hiçbir motivasyonu yok
- TÜM YAZILARI için tıklayınız