ET FİYATLARI ÜZERİNDEN YAŞANAN KAVGADA KAYBEDEN GENE TÜKETİCİ. 550 TL UCUZ BİR FİYAT MI BİR AVUÇ KUZU ETİ İÇİN? HER ŞEY ATEŞ PAHASI, GERÇEK BUDUR

HİÇBİR ALANDA ADIM ATAMAYAN HÜKÜMET KASAP TOKATLAYARAK HALKI MEMNUN EDECEĞİNİ SANIYOR. BEYHUDE BİR ÇABA… ZATEN KASAP DA FORMÜLÜNÜ BULDU… HİZMET BEDELİ. BELEDİYELER GİBİ…

Et üzerinden yaşanan tartışma, son dönemde geldiğimiz noktanın özetidir. Hiçbir aşamada otoritesi, hesabı- kitabı olmayan bu hükümet, kasaplar üzerinden et fiyatını kontrol altına alabileceğini düşünüyor. Hayvancıya söz geçiremeyen hükümet, kasabı ikna edecek, öyle mi?

Kuzu fiyatı mandırada 260 TL kilosu gibi geçiyor. Hesabı yapanlar da, kabaca, “260 da fire olsa, 520. 30 TL de kar etsinler 550. 800 TL de kuzu başına biz kasaba ödeme yapalım, masrafı da çıksın. Tamamdır” gibi bir hesap yapmış…

Bir haftadır kavga bitmedi. Her şeyden önce bilmemiz gerekir ki, devletin hayvancıya yönelik çok ciddi teşvikleri var. Koyun başına, yem alırken, yanlarında çalışan varsa teşvikler devam ediyor. Zaman zaman mazota da teşvik veriliyor. Yani devlet “zaman zaman” hayvancının yanında

Kasabın? Kasaba yapılan bir tane teşvik var. O da yanında çalışanı varsa, sigorta ihtiyat sandığı yatırımının yarısı devlet tarafından yapılıyor. O kadar. Bunun dışında devletin kasabın yanında olduğunu gösteren başka bir emare yok. Üstüne de kasaplardan türlü vergi ile kazanıyor…

Son dönemlerde göz ardı edilen bir gerçek daha var. Elektrik giderleri düzenli olarak otomatiğe bağlanmış durumda. Kasabın başlıca gideri… İşyeri açık ya da kapalı, hiç fark etmez o buzluk işleyecek. Personel gideri, kendi maaşı, devlete, belediyeye vergiler…

Hükümet “kasabın kendi hesabına” bakmaksızın, fiyatı 550 olarak sabitledi. Kasaba da, “bayram üstü ya bu fiyattan verirsin, ya da dükkanını kapatırım” diye bir de tehdit savurdu, iyi mi? Hangi kasap buna uydu? Az sayıda. Onlar da yeni bir hesaplama geliştirdi…

Tehditle, geçici tedbirlerle memleket ucuzlamaz. Memleketin ucuzlamasını isteyenler önce memleketi yönetmeye karar vermeli. Ekmek ve sebze- meyve macerasını unutmadık. Her şey ateş pahası, şimdi et üzerinden memleketi kurtarıyoruz öyle mi?

Elektriğin ve akaryakıtın kontrolden çıktığı, Türk lirasının bu denli değer kaybettiği bir ortamda kasaplar üzerinden bir otorite kurma çabası beyhudedir. Kasap da buldu yolunu işte… Hizmet bedeli dedi, yapıştırdı fiyatın altına. Aha et gene 650 TL oldu…

Devlet tarım ve hayvancılık alanına sübvanse anlamında bir servet harcıyor. Hayvancı da memnun değil, çiftçi de… Seracı da memnun değil narenciyeci de. Toplama baktığınız zaman da üretici de memnun değil, tüketici de… çözüm basit, girdileri ucuzlatın, hayat ucuzlasın

Ekmeğin ucuzlaması konusunda başarılı olamayan hükümet, etin de ucuzlaması noktasında başarılı olamadı. Benim önerim net: Etrafınızda et alacak gücü olmayan çocuklu aile varsa, bu bayram bol bol et alın, o evlere dağıtın. Dayanışma böyle olsun

Hükümetten de bir beklentim yok açıkçası. Her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran bu yapı, kuzu etini 100 TL ucuzlasa ne olur, 50 TL daha pahalı olsa ne olur? Her şey ateş pahası. Kontrolden çıkan bir ekonomi, iş yapmaktan aciz bir hükümet, acemiler mangasının iktidarı…