Farklı bir güne uyanalım!
14/05/2023
Cenk Uzunoğlu
Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan bir “yabancı” gözüyle siyasette rekabetin geldiği nokta yüksek ateşte pişen bol acılı bir yemek gibidir. Yemeği yerken de sonrasında da size kendini hatırlatır bir hal almıştır. Kayıtsız kalmak siyaset ile bir şekilde yüzgöz olmamak zordur. Farklı bir tat ile acıyı dengelemek toplumsal bir gerekliliktir.
Hangi görüşte olunursa olunsun, biraz gülümsemeyi ve bugünün keyfini çıkarmayı oy veren ve vermeyen hepimiz hak ediyoruz.
Bugün siyaset, siyasetçi ve seçmen ile ilgili anekdot ve fıkralarla yazıyı süsleyelim dedim. Ne de olsa bugün demokrasi bayramı.
***
Meclisin birinde 30 yaşındaki bir üye, 70 yaşındaki bir diğer üyeye: “Burada ne işi var bu dinozorun?” diye laf atmış.
70’liğin yanıtı: “30 yaşındaki bir eşek 70 yaşındaki bir insandan daha yaşlıdır’’
Çoğu ömür bırakıp gitti, ama benim neslimin siyasi yıldızları olan Demirel, Ecevit, Erbakan, Özal ve İnönü’yü sizi bilmem ama ben yine de arıyorum.
Kim bilir belki de siyasetin kalite, tecrübe ve yaratıcı bir hiciv anlayışı ile alakalı olduğunu idrak edecek yaşa geldiğim için böyle düşünüyorum.
***
Rüyaya çok inanan bir padişah, bir gece rüyasında 7 dişinin, çürüyüp düştüğünü görür.
Ertesi sabah sarayın rüya yorumcusunu çağırıp açıklama ister.
Padişahım, der yorumcu,7 erkek evladınız ardı ardına ölecek, tahtta yalnız, varisiz kalacaksınız.”
Bunu duyan padişah müthiş sinirlenir ve bu kötü açıklamayı yapanın kellesini hemen kestirir.
Ardından da yeni bir yorumcu çağırtır. Önceki meslektaşının akıbetini öğrenen yeni yorumcu: “Sevinin, mutluluktan uçun padişahım, der, siz Allah’ın sevgili kuluymuşsunuz.
7 çocuğunuzdan çok daha uzun yaşayacaksınız, öylesine uzun bir ömrünüz olacak…” Ve padişah ödüllendirir, Saray’da Yorumcu başı yapar bu güzel yorumu yapanı.
Demek ki neymiş?
Aynı sonucu veren cümleleri, karşısındakini mutlu edecek biçimde verme sanatıymış siyaset.
***
Adayların haline ne demeli?
Onların penceresinden de siyasetin tanımına bakalım.
Politikacıya sormuşlar: “Kaç türlü seçmen vardır?”
Sıralamış:
Kimi seçmenler ekmek gibi, su gibidirler. Sen onları her gün ararsın.
Kimi seçmenler ilaç gibidirler. Sen onları gerekince ararsın.
Kimi seçmenler de hastalık gibidirler. Onlar arar bulur seni.
***
Seçim günü bir yerde seçmenin kendine de ayna tuttuğu gündür.
Zamanı geldiğine kanaat getirdiğinde sandık yoluyla demokratik gücünü değişim için kullanmakta mahir olan seçmen bu fırsatı kaçırmayacaktır.
Bulunduğu coğrafyada bunu yapabilmenin büyük bir velinimet olduğunun bilincinde köylerde ve metropollerde en güzel elbiselerini giyip eskilerin deyimi ile ‘’bayram yerine’’ gidermiş gibi gidip oyunu kullanacaktır.
Temennimiz odur ki seçmenin bugün sabahtan itibaren sandığa giderek yakacağı ‘’piknik ateşi’’ yalnızca Türkiye’nin değil Doğu Akdeniz’deki bir adanın kuzeyindekileri de yarın farklı bir güne uyandırsın.
Barış dilinin, kibar bir siyasi üslubun tedavüle çıkacağı bir güne uyanalım artık. Bıktık usandık!
- Denetim ve kontrol yarattığı algı kadar güçlüdür!
- Varlığımız var ağırlığımız yok siyaseti!
- İlk adım atılsa…
- İç siyasetteki “egemenler” onurlu çıkış kapısını bulabilir mi?
- Ara çözüm denense nelere yol açar?
- Başarının resmini hangi olguların oluşturacağı bellidir ama…
- Kıbrıs üzerinden ''milliyetçilik'' daha ne kadar sürdürülebilir?
- İngilizce veciz bir kelimenin düşündürdükleri
- Gönülden geçeni değil rasyonel olanı konuşabilmek
- Konjonktür neyi işaret ediyor?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız