Fikri Toros, Annan Planı Referandumu’nun 20. Yılını değerlendirdi
Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Fikri Toros, Annan planı referandumunun 20.yıl dönümü nedeniyle açıklamalarda bulundu.
22/04/2024
Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Fikri Toros, Annan Planı referandumunun 20. yıl dönümü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Toros, açıklamasında Annan Planı'nın Kıbrıs sorununa çözüm getirebilecek ilk ve tek kapsamlı plan olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs Türk Toplumu'nun %65'lik çoğunluğunun Federal Kıbrıs'a ve Avrupa Birliği üyeliğine onay verdiğini hatırlattı. Toros, Kıbrıs Türk Toplumu'nun barış isteyen taraf olarak dünyaya sesini duyurduğunu ve Ada'nın federal çatı altında yeniden birleşmesi için ortaya koyduğu iradeyi saygıyla selamladığını belirtti. Toros, "Kıbrıslı Türklerin federal çözüm iradesi, ortak yurdumuzda kalıcı barış, demokrasi ve federalizm ruhunun en anlamlı teyidi olarak bakidir" dedi.
Fikri Toros'un paylaşımının tamamı şöyle:
ANNAN PLANI REFERANDUMU’NUN 20. YILI
Kıbrıs sorununun ilk ve tek kapsamlı çözüm planı olan ve dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın ismi ile bilinen “Annan Planı” Kasım 2002 ayında taraflara sunuldu ve Mart 2004 ayına kadar müzakere edilerek son haline getirildi. Plan, 24 Nisan 2004 tarihinde Kıbrıslı toplumlar nezdinde eş zamanlı referandum’a sunuldu.
Kıbrıs’ta ilgili tüm BM Güvenlik Konseyi kararlarına bağlı olarak, tek Federal Devlet, siyasi eşitlik temelinde paylaşılacak olan tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve tek temsiliyet içeren Federal Kıbrıs’a ve Avrupa Birliği üyeliğine, Kıbrıs Türk Toplumu’nun 65% oranında güçlü bir çoğunluğu onay verdi. Referandum sonucunu değerlendiren BM Genel Sekreteri Annan, Kıbrıs Türk Toplumu’nun Ada’da tek devlet yönünde ortaya koyduğu güçlü irade sonucunda, uygulanmakta olan izolasyonların herhangi bir meşru gerekçesi kalmadığını ifade etmişti.
Birleşmiş Milletler'in ortaya koyduğu kapsamlı çözüm planı, Kıbrıs Rum Toplumu tarafından kabul edilmediği için maalesef sorun çözümlenmedi. Plan her iki toplum tarafından kabul edilmiş olsaydı, "Birleşik Federal Kıbrıs" bugün 20'nci yaşına girmiş olacak, ve Avrupa Birliği hukuku Ada genelinde yürürlükte olacaktı.
Kıbrıs sorunu hala devam ediyor olsa da, Kıbrıs Türk Toplumu 65% gibi bir çoğunlukla Ada’nın federal çatı altında yeniden birleşmesi yönünde ortaya koyduğu iradeyle, barış isteyen taraf olarak sesini dünyaya duyurdu.
Kıbrıslı Türklerin 2004 referandumunda ortaya koyduğu federal çözüm iradesi, ortak yurdumuzda kalıcı barış, demokrasi ve federalizm ruhunun en anlamlı teyidi olarak bakidir. Annan Planı Referandumu’nun 20’nci Yılı’nda, Kıbrıslı Türklerin bu haysiyetli iradesini bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Annan Planı referandumu sonrasında, yıllardan sonra geçiş noktaları açıldı ve Ada genelinde dolaşım mümkün oldu. Bu sayede toplumlar yeniden buluştu, kaynaştı ve barış tesisi sürecinin en önemli gereksinimi olan toplumlar arası ilişkiler tesis edildi. Avrupa Birliği üyeliği sorunlu ve bölünmüş bir konumda gerçekleşmiş olmasına rağmen, Kıbrıslı Türkler de bireysel bazda AB vatandaşı oldu ve Birlik içerisinde bireysel haklarını elde etti.
Kıbrıs’ın federal çatı altında yeniden birleşmesini kolaylaştırmak amacıyla Ada’nın kuzeyi ile güneyi arasında dolaşımı ve ticareti düzenleyen AB ‘Yeşil Hat Tüzüğü’ ile, Kıbrıs Türk Toplumunun sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlayan ‘Mali Yardım Tüzüğü’ yürürlüğe girdi. Binlerce öğrencimiz Avrupa’da eğitim almaya başladı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesinde ‘gözlemci üyelik’ statüsü elde edildi. İslam İşbirliği Teşkilatındaki temsiliyetimiz “Kıbrıs Türk Devleti” statüsüne getirildi. Ada genelinde yürürlüğe giren birçok Güven Artırıcı Önlem, günlük yaşam koşullarını iyileştirdi.
Kıbrıslı Türkler, bu kazanımların hiçbir şekilde kapsamlı çözümü ikame etmediğinin bilinci içerisindedir. Ayrıca, çözümsüzlüğün yarattığı sosyal ve ekonomik erozyonu da en etkili şekilde yaşayan taraf olarak, statükonun durağan olmadığını, sürdürülebilir olmadığını ve dolayısıyla çözümsüzlüğün bir “çözüm modeli” olmasını kabul edilebilir bulmadığını haykırmaktadır!
Annan Planı süreci sonrasında da BM himayelerinde yürütülen liderler arası diyalog ve müzakereler devam ederek, kapsamlı çözüm sürecinde ilk kez 2017 yılının ilk yarısında Garantör ülkelerin de katılımıyla Kıbrıs Konferansları gerçekleşti. Türk tarafının güçlü iradesi ve yapıcı adımlarının devamı sayesinde varılan son aşamada, BM Genel Sekreteri taraflar arası farklılıkları ve gerçekçi bir uzlaşı alanını işaret eden 6 maddelik 30 Haziran 2017 tarihli çerçeveyi taraflara sundu. Crans-Montana konferansı sonrasında, BM zemininde ayni kararlılıkla müzakerelere takvimli ve sonuç odaklı bir yöntemle devam etmek yerine, Güvenlik Konseyi kararları hilafına iki devletli “çözüm” anlamına gelen “egemen eşitlik” talebini müzakerelerin devam edebilmesi için ön koşul koyan siyasi zihniyet, Kıbrıslı Türklerin iradesini yok saydı ve süreci Annan Planı öncesi 90’lı yıllara geri götürdü.
Ada’mızda kalıcı barış ve gerçek demokrasinin tecelli edebilmesi için, iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm yegane gerçekci çözüm modelidir ve ivediliğini korumaktadır. Bunun tek alternatifi statükonun devam etmesi ve sonuçlarının yarattığı çığ etkisi altında Kıbrıslı Türklerin geleceğinin karanlığa hapsedilmesidir.
22/04/2024 14:54