Geldik zurnanın 'zırt' dediği yere, Umut vardır
06/07/2017
Hüseyin Ekmekci
Her şey yalan, bugün gerçek...
BM Genel Sekreteri Guterres, BM Genel Merkezi'ndeki dağ gibi sorunlara rağmen, bugün Crans Montana'da...
Ortadoğu kan gölü...
Üzerine Katar krizi...
Ama gündem Kıbrıs sorunu...
BM Genel Sekreteri, çağrılara kulak verdi.
"İlerleme sağlayın, geleyim" dedi...
Türk tarafı, "Siz gittiniz ilerleme durdu, gelin ilerleyelim" çağrısı yaptı.
Kıbrıs Türk siyasi partiler dahi, bir araya geldi.
Tahsin Ertuğruloğlu dahi, genel sekreteri "çözüm" için Crans Montana'ya çağıran belgeye imza koydu.
Genel sekreterin "kısıtlı ilerlemeye" rağmen geliyor olması son derece önemli.
Buradan bir sonuç çıkar mı?
Beklenti o yönde...
Türkiye 9 gündür burada...
Kıbrıs Türk siyaseti de öyle...
Yunan dışişleri de...
Rum siyaseti de öyle...
Ve BM tüm gücünü buraya verdi...
AB de öyle...
İlla ki İngiltere de burada...
ABD ve Almanya'nın perde gerisinde buraya ciddi ilgi gösteriyor.
Hadi bilinen o cümleyi kurayım: Liderleri çözüm için cesaretlendiriyor.
Ne kalıyor geriye?
8 gün Crans Montana'yı tıkayan Anastasiadis'in, "garantiler konusu dışında kalan beş başlıkta, yani iç meseleleri ilgilendiren konularda adım atması..."
Dün akşam, bu yüzden önemliydi.
Dün sabah masa toplanmadı...
İnanılmaz bir mekik diplomasisi yaşandı.
Herkes herkesle görüştü.
Akşama hazırlandı.
Dün akşam, BM Genel Sekreteri, bugün burada olmak için yola çıktı.
Şimdi işte, kimsenin kaçacak hiçbir yeti kalmadı.
*****************************************
Kaçacak yeri kalmadı, ağlamaya bahanesi hazır
Şimdi size başka bir senaryodan bahsedeyim.
1960'da Makarios...
2004'de de Papadopulos...
İkisi de olası bir anlaşma olmaması için her şeyi yaptı.
Ama ilahlar yan yana geldi.
BM, "değnekçi" rolünü üstlendi...
ABD, İngiltere gibi ilahlar "arkadan şittaladı"...
Türkiye de destek verdi...
Süreç sonlandı.
1960'da Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken Makarios...
2004'de Annan Planı referandumuna gidilirken Papadopulos içine sinmeye sinmeye imza attı...
Ağladı...
Toplumuna "attığı imzanın kötü olduğunu ama atmak zorunda kaldığını" anlattı.
Öneri vermemek için direndi...
Papadopulos'u anımsayın...Şimdi de durum farklı değil...
Yıldızlar yine yan yana dizildi.
ABD, İngiltere hatta perde gerisinde Almanya...
Tıpkı 2004'te olduğu gibi AB...
Ve sürece Türkiye de destek veriyor.
Tıpkı 2004'te olduğu gibi.
Ve yine Rum Lider, Öner'i yapmıyor, kendisine baskı yapıldığını söylüyor...
Adeta ağlıyor...
Tablo ne kadar da benziyor 2004'e...
Papadopulos'u al, Anastasiadis'in koy yerine...
Süreç o noktayı andırıyor.
Demem o ki...
Dün Ulusal Konsey'den sızan şu cümle var ya Anastasiadis'e ait:
"Öneri yapmak zorundayım..."
Anastasiadis kendisine baskı olduğunu ve BM'ye öneri yapmak "zorunda" olduğunu söylüyor...
Buradan bir çerçeve anlaşması çıkarsa, Anastasiadis bunu baskıya bağlar...
Ekranlar önünde de ağlar mı?
Şu ana kadar tarihin tekerrür ettiğini görüyorum...
*****************************************
Dünyanın merkezi değiliz
Herkes burada...
Adada sağlıklı bir barış ortamı, ciddi derecede bölgesel barışa da katkı sağlayacak.
Sadece Kıbrıslılar değil...
Herkes burada çözüm için bir şekilde çaba harcıyor.
Sadece Kıbrıslılar değil, bölge ile alakası olan herkes buralarda...
Kısacası...
Bizden ibaret değil dünya...
Bunu da bir kenara not edelim...
- “Yarın ola hayrola” magazinciliği adalete katkı sağlamıyor
- Bize emanet çocuklar bir bir ölüyor, ağır yaralanıyor…
- Cihan bize emanetti kaldırımda yürürken öldü… Büşra ağır yaralı…
- Siyasetin zibidileri kendini çok önemsemesin, hesabını vereceksiniz
- Ülkeyi yönetenler her şeyi biliyor, susuyor…
- Siyasetteki çıkar ilişkileri nedeniyle çürük elmaların temizlenmesi mümkün değildir
- Polisin En Mahrem Soruşturmaları Dedikodu Yoluyla Yayılıyor
- Kamu kaynakları har vurulup harman savruluyor…
- Liyakati öldürenler sadakati ödüllendiriyor...
- Sayıştay Hesap Sormak İçin Ne Bekleniyor?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız