Gençlerimiz gözümüzün önünde eriyor, suç makinesine dönüyor, ölüyor…
05/08/2024
Hüseyin Ekmekci
GENÇLERİMİZ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE ERİYOR, SUÇ MAKİNESİNE DÖNÜYOR, ÖLÜYOR… UYUŞTURUCU BATAĞINDA SIFIRLANIYOR
ANNE- BABALAR EVDE ÇOCUKLARINDAN DAYAK YİYOR, YİNE DE ONLARI BATAKTAN KURTARMAK İÇİN CANLA BAŞLA ÇALIŞIYOR… PEKİ DEVLET NE YAPIYOR? HANİ TEDBİR, NERDE SAHİPLENME?
Peşi sıra iki olay yaşadık. İki genç. Birinin adı Nezif Özhançer, diğerinin adı ise Tolga Keçeli… İsimleri size bir şey hatırlattı mı? Sanmam. Unutmuşsunuzdur… Bir çok insan unutmuştur. Devlet gibi. Devlet de unutmuştur… Nezif’i gömdük, Tolga’nın akıbeti ise belli değil
Nezif Özhançer öldü. Dramatik bir şekilde. Defa defa uyuşturucu ile yakalandı. Bir bataktaydı, çıkamadı. Ailesi dışında da çıksın diye uğraşan olmadı. Polis, aldığı bir ihbarla evine baskın yaptı. Elindeki uyuşturucuyu bir defada yuttu. Girdiği komadan çıkamadı, yaşamını yitirdi
Acil serviste fenalaştığında oradaydım. O genç polislerin nasıl sağa sola koşuştuğunu, perişan hallerini gördüm. Dahası, acildeki doktor ve hemşireler. Her şeyi yaptılar. Olmadı. Bağımlılıktan kurtulamayan, polisten de korkan genç Nezif, yoğun bakımda 2-3 saat kalabildi… öldü
Peki ya Tolga Keçeli… Medyada magazin haberi gibi yer aldı… “Ambulans çağıran genç, ambulansı kaçırdı ve hastaneye sürdü…” Yahu, “kendi işini kendi gördü” yazan bile oldu. Oysa, bir başka bağımlı genç, önce sağlık çalışanlarının, sonra da kendinin hayatını hiçe saydı
Kendisini almaya gelen hemşire ve ambulans şoförüne silah çekti, silah. Etkisiz hale getirdi, ve dümene oturdu. Hasteneye elinde silahla geldi. Üstelik an be an kendi telefonundan bu anları canlı yayınladı. Üşenmedim geriye dönerek izledim. Dram içerisinde dram vardı aslında
Her iki gencimiz de, “tedavi edilebilir” kötü alışkanlıklara sahip. Peki devletin batağa saplanan bu gençleri tedavi edebileceği bir düzeneği var mı? Gerçek soru budur. Ama cevabı da son derece üzücüdür. Çünkü yoktur. Zaten devletin de böyle gailesi yoktur…
Bir çok genç için “tımarhanede tedavi” dışında seçenek yoktur. Herkesin fısıltı ile söylediğini ben açıkça söyleyim: Barış Sinir ve Ruh Hastanesi’ndeki tedavi yöntemleri bir çok gencimiz için faydadan çok zarar sağlıyor. Gerçeğimiz budur, kimse kusura bakmasın
Aileler evde neler yaşıyor bilen var mı peki? AMATEM açılacaktı, devlet gençleri tedavi edecekti. Ne özelin büyümesine izin veriyorlar, ne de devlet bu alana yatırım yapıyor. En son yapılmaması gereken “tımarhanede” tedavi, biz de onu yapıyoruz
Ruhunuz sezmiyor ama, bir çok evde dram var. Şiddet gören anne- babalar var, katlanıyorlar. Utançlarından kimseye bir şey diyemeyen aileler var, çocuklarının düştüğü bataktan çıkması için gece gündüz çaba harcıyorlar. Bu ülkedeki anne- babalar bir başına savaşıyor, resmen
Peşi sıra yaşadığımız iki olay da “magazinde” kaldı. Bir genç uyuşturucu komasından çıkamadı, diğer genç elinde silah, kendinde değilken dehşet saçtı. Şu gerçeği haykıralım artık kendimize: Gençlerimiz maalesef uyuşturucu ve kumar batağında mahvoluyor
Kumar batağında varını yoğunu kaybeden gençlerimiz… Gözünün önünde evladı yok olan babalar… Evladından şiddet gören anneler. O anne babalar ki, bir gün bile evlatlarına gönül koymadan, düştükleri bataktan kurtulmaları için mücadele ediyor… Tokat yiyen anne. İtilip kakılan baba… Yazarken ağlamaklı oluyorum
Uyuşturucuya bu kadar kolay ulaşılan kaç ülke var acaba? İstediğiniz kadar çocuklarınızı koruyun… İllete bulaşan, kurtulamıyor. Parasından oluyor önce, ailesinden, sağlığından sonra… Savruldukça savruluyor. Ne ailenin gücü yetiyor sonra, ne de polis kökünü kazıyabiliyor…
Devlet bu gerçeğin farkında ama, uzmanlarının da eli kolu bağlı. Bir tarafta sayıları hızla artan uyuşturucu etkisi altındaki gençler, diğer tarafta gençlere yetişemeyen, imkansızlıklar içerisindeki devlet görevlileri. İşe önce, “evet bu gençler bizim ülkemizde ve bizim gençlerimiz” diyerek başlayabiliriz…
- Adalet olası kastla gelecek
- İsias denen garabet ortaya çıkarken herkes oradaydı
- Her gün yüzlerce insan ölümle burun buruna geliyor
- Kendi arasındaki uyumsuzluğu ve sevgisizliği ülke geneline yayan üçlü bir koalisyon
- Aynı araç, tasdik memuru marifeti ile 5 kez satılabiliyor…
- Ortada ihbar var, para yok
- Başbakanlık şeffaf bir şekilde bu harcamaların hesabını vermek zorundadır
- Devlet bir mekanizma olarak müdahale etmekten aciz
- Vatandaşın alım gücü giderek dibe vuruyor
- Başbakan isterse, hemen düzelir… İsterse…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız