Geniş kitleleri ikna etmeden, kalkışılan cılız bir ‘sine-i millete dönüş’ eylemi hiçbir fayda getirmez

ads ads ads ads
19/05/2022

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Teoride güzel görünen, kulağa hoş gelen, gönlünüzü okşayan ya da kanınızı kabartan şeyler her zaman pratikte öyle olmuyor.

    Pratikte gerçekleşmesi zor olan şeyler, emek ister destek ister zaman ister zamanlama ister.

    Başka zamanlarda ve başka coğrafyalarda yapılan şeylerin bugün bu ülkede de etki edeceğini düşünmek yanılgıdır.

    Zamanlaması ayarlanamayan eylemler de hiçbir zaman beklenen etkiyi yapmaz.

    Konuyu Halkın Partisi’nin sine-i millete dönme kararına getireceğim…

    Sine-i millete dönme benim soğuk baktığım bir eylem değil, hatta saygı duyduğum bir eylem türüdür ama bunu kimin ne zaman, nasıl yaptığı da önemlidir.

     Halkın Partisi sine-i millete dönmüştür de halkın umurunda mıdır?

     Üç milletvekilli parti, meclisi terk edecek de kimin umurunda olacak?

     Halk buna ne kadar destek verecek?

     Bazıları televizyon ekranlarında takdir edecek, hatırı sayılır miktarda kişi sosyal medyada övgüler düzecek, sonra da birkaç gün sonra herkes unutacak gidecek.

     Bu ülkede gündem o kadar hızlı değişiyor ki ne Halkın Partisi ne istifa eden milletvekilleri ne de sine-i millet kalacak birinin aklında…

      Bir bakmışsınız ki televizyon ekranında övgü düzen birkaç kişi ile sosyal medyadan destek verenler ortalarda yok…

      Mesela ben biraz gezdim sosyal medyada, destek verenlerin büyük bölümü Halkın Partisi’ne zaten oy vermemiş, vermeyecek, siyasi akrabası olmayan kesimler.

     Yani ne demek mi istiyorum?

     Demek istediğim o ki; bir eyleme girişirken ülkedeki atmosfere bakmak lazım.

     Eğer yapılan iş şu anda size de memlekete de fayda getirmeyecekse iyi düşünmeniz gerekir.

     Diyebilirsiniz ki; “Bu eylemi yapan veya yapanların vicdanı rahat olduktan sonra gerisi önemli değil…”

     Evet vicdan rahatlığı önemlidir ama siz yalnızca kendinizi değil, geniş bir kitleyi temsil ediyorsunuz.

     18 milletvekilli ana muhalefet CTP parlamentodayken, “Sine-i millete dönmek” gibi çok önemli bir eylemi üç milletvekilli bir partinin bu kadar rahat harcayıp etkisizleştirmesi doğru gelmiyor bana.

     Halkın Partisi, sine-i millete dönmek için ciddi bir çalışma yapmalıydı, örneğin CTP’yi de ikna etmeye çalışmalıydı, bu eyleme girişmeden parlamento dışındaki siyasi partileri ve sivil toplum örgütlerini ziyaret etmeli, arkasında destek olup olmadığını sınamalıydı.

    Halkın Partisi, bırakın başka kesimleri, kitleleri ikna etmeyi, henüz kendi iki milletvekili; Ayşegül Baybars ile Jale Refik Rogers’ı bile ikna edebilmiş değil.

    Günlerdir kamuoyu bu iki milletvekilinin sine-i milleti doğru bulmadığını, onaylamadığını konuşuyor.

    Kendi içinde konsensüs sağlayamamış, üstelik sine-i millete dönmenin gerçeklemesi için istifa etmesi gereken milletvekilleri ikna olmamışken, halk nasıl ikna olsun?

     Bir şeyi sırf yapmış olmak için yapmak fayda getirmez ve bugün size “yürü de korkma” diyenleri, yürüdüğünüzde arkanızda bulamayabilirsiniz.

     Hem siz şu sıralar nasıl bir zihniyetin iktidarda olduğunu görmüyor musunuz?

     Siz zanneder misiniz ki üç milletvekili parlamentodan istifa ettiğinde UBP-DP-YDP koalisyonuna bir şey olacak, bir şey değişecek? Duracaklar mı zannediyorsunuz?

      Evet şu sıralar ülkede kurultayların da seçimlerin de önemini yitirdiği bir iklim hâkim ama mücadeleyi yükseltmeden ve geniş kitlelere yaymadan bu zihniyeti mecliste yalnız bırakmak, marke etmemek çok daha tehlikeli bir durum.

     Bazısı öyle düşünmese de bana göre, hazırlıksız yola çıkacağınıza, şu sıralar mecliste olup, iktidarın atacağı tehlikeli adımları deşifre etmek, engellemeye çalışmak, halkı uyandırmaya çalışmak daha anlamlıdır.  

      Bakın dün ana muhalefet CTP ve parlamento dışı siyasi partiler, meclis ve elçilik önünde eylem yaptı. Kaç kişi vardı orada, taş çatlasa 150 kişi, hade bilemedin 200 kişi…

      Ülke bu kadar zor günlerden geçerken ve birçok antidemokratik işler olurken bile eylemlere destek verilmiyorsa, oraya 150 kişi gidiyorsa, varın siz düşünün sine-i millete dönmenizin ne kadar etki yapacağını.

     Bu ülkede her aklına esenin kendi kendine küçük gruplarla bir şeyler yapması ve kendi kendini tatmin etmesiyle hiçbir şeyi düzeltemezsiniz.

    Bu ülkede önce bazılarının arkanızı sıvazlaması, ardından da ortadan kaybolması gerçeğini göremediyseniz, bu ülkede geniş kesimler ve kitlelerin ikna edilmeden, büyük bir güce dönüşmeden hiçbir şeyi değiştiremeyeceğinizi anlayamadıysanız, vay halinize…

    Azınlık hükümetinden, hatta bırakın azınlık hükümetini, cumhurbaşkanlığı seçiminden bugüne yaşananlar başka bir ülkede yaşansa yer yerinden oynardı, ortalık darmadağın olurdu ama bu ülkede öyle olmadı, burası ne İsveç’tir ne Norveç ne Danimarka ne Almanya ne de Hollanda…

     Birçok şeyi sineye çekmeye alışmış, sinmiş bir toplumu cılız bir sine-i millet ile harekete geçirmezsiniz, olmayacağınızı da göreceksiniz.

    Yazdıklarım birçok kişiye antipatik gelebilir, yanıldığımı da düşünebilirsiniz ama bunlar ülkenin gerçekleri, ülke gerçeklerini süzemezseniz, göremezseniz hayal kırıklığı yaşamanız kaçınılmazdır.

19/05/2022 23:10
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Geniş kitleleri ikna etmeden, kalkışılan cılız bir ‘sine-i millete dönüş’ eylemi hiçbir fayda getirmez
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.