Bazen hayat, bizi en ağır imtihanlarla sınar. 12 Mart’ta babamın zamansız vefatıyla sarsıldık ve tarif edilemez bir acının içine düştük. Ne kadar hazırlıklı olursak olalım, insan sevdiklerini kaybettiğinde büyük bir boşluğa düşüyor.

Babam, güçlü bir karaktere sahipti ve hayatındaki her zorluğun üstesinden gelmeyi başardı. Ölümden hiç korkmayan cesur bir yüreği vardı. Onun vefatı, benim için sadece bir veda değil, aynı zamanda hayatın, zamanın ve sevdiklerimizle geçirdiğimiz anların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Bugün geriye yalnızca anılar kaldı. Bu süreçte yanımızda olan ailemiz ve dostlarımızın desteği benim için çok kıymetliydi. Özellikle acı haberi aldığımız ilk andan itibaren yanımda olan Müdürümüz ve abimiz Hüseyin Ekmekçi’ye, Bertuğ Topal’a, Bahadır Ayna’ya ve tüm Haber Kıbrıs ailesine gönülden teşekkür ederim. Zor zamanlarımızda yanımızda olan herkesin samimiyeti, acımızı bir nebze olsun hafifletmeye yardımcı oldu.

Bu derin kaybımızda acımızı paylaşan, destek veren herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.

CENEVRE’DE KIBRIS ZİRVESİ: KISIR DÖNGÜ

Bir türlü çözülemeyen arap saçına dönen Kıbrıs meselesinde yeni bir zirve bugün Cenevre’de başlıyor. Yıllardır süren çözüm tiyatrosunun bir başka sahnesi bugün yeniden izleyicilerle buluşacak.

Bir yanda federal çözüm isteyenler, diğer yanda iki devletli çözümü savunanlar...

Taraflar arasındaki görüş ayrılığının boyutu ABD’deki büyük kanyon kadar.

Cenevre’de yine tarafların masaya oturup, aynı şeyleri konuşup, sonunda elleri boş ayrıldığı bir süreç izleyeceğiz. Diplomasi, umut üzerine kuruludur, ancak bu umudun gerçeğe dönüşmesi için irade, cesaret ve karşılıklı fedakârlık gerekir. İki tarafta da bunlar olmadığına göre yine kısır döngü devam edecek.

BONE, BANDANA VE BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI: GERÇEK SORUNUMUZ BU MU?

Eğitim sisteminin en büyük sorunları arasında müfredat yetersizlikleri, altyapı eksiklikleri, öğretmen açığı ve fırsat eşitsizliği gibi konular varken, şimdi bir de “başörtüsü” meselesi çıktı.

Eğitim sisteminde bu kadar büyük yapısal eksiklikler varken, öğrencilerin ne giyip giymeyeceği üzerinden yürütülen tartışmalar temel meseleleri gölgeliyor

Asıl konuşmamız gereken konular; eğitimin kalitesi, fırsat eşitliği, öğretmenlerin ve öğrencilerin ihtiyaçlarıdır. Eğitim kurumları, öğrencilerin kimliklerini ifade edebildiği, aynı zamanda bilim ve bilgiyle donandığı alanlar olmalıdır.

Bone, bandana veya başörtüsü tartışmaları üzerinden bir kutuplaşma yaratmak yerine, gerçek sorunlara odaklanmak hepimiz için daha faydalı olmaz mı?