Hade bakalım, gün geldi çattı, seçin halkın hizmetçilerini…

   Halkın hizmetçileri… Bizde pek kullanılmaz bu söz ama birçok ülkede böyle adlandırılırlar.

   Evet, milletvekilleri halkın hizmetçileridir…

   Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, devlet dairelerinin ve kurumlarının çalışanları, tümü de halkın hizmetçileridir.

   Varlık nedenleri budur, halka hizmettir…

   Halka diyorum, tüm halkımıza yani, partililerine değil.

   Bizde birçok milletvekili, halkın hizmetçisi olduğunun farkında bile değil.

   Aday olanların büyük çoğunluğu da öyle, söyledikleri şeylerle talip oldukları görev hiç bağdaşmıyor…

   Milletvekilliğini statü yükselmesi olarak görenler de var, bunu mesleğe dönüştürmek isteyenler de…

   “Halkın hizmetçisi” diyoruz da seçilene kadar kul köle olan bazı kimseler, seçildikten hele de bakan, başbakan olduktan sonra değil hizmetçi, patron mertebesine yükseliyor adeta…

    Aslında halkımız da suçludur bu konuda; kendisine hizmet etmek için seçtiklerini patron gibi görmeye gönüllü…

    Vekil o duygu içinde olmasa da zorla onu öyle görmek isteyenler var…

    Öyle davrana davrana da halkın hizmetçisini zorla halkın patronu yapıyorlar.

    Kendi içinden çıkmış, halka hizmet için seçtiği kişiye insan neden yaltaklanır?

    Tabii ki onun yetkilerinden yararlanıp, şahsi işlerini yaptırmak için…

    Bir kurtulamadık bu çağdışı menfaat işlerinden…

    Uzun zamandan beridir adaylar yoğun bir şekilde çalışıyor, bakıyorum da yeni adaylardan birçoğu halkın hizmetçisi adayı olduğunun farkında mı emin değilim.

    Yenilerden bazıları, kendilerinden önceki bazı milletvekillerinin kusurlarını örnek almaz umarım.

    Örneğin mecliste “nisabı sağlamak için pazarlık yapan, istediğini almayınca genel kurulu açtırmayanları” örnek almasınlar.

    Halkın seçtiği başka bir vekilin de “Çekip Türkiye’ye gitmesi, orada yaşaması, meclise gelmemesi ama maaşını çekmesi” de iyi bir örnek değildir.

    Başka kötü örneklerde var ama bugün onları konuşmayalım, bu kadarla bırakalım…

    Nerede kalmıştık? Yani diyeceğim; milletvekilliği statü yükselmesi değil, bazılarının sahip olmak istediği gibi bir meslek de değildir, halkın verdiği bir görevdir.

    Bu ülkede birçok şeyin düzelmesi gerektiği gibi bu da değişmeli, milletvekillerinin ve tüm devlet çalışanlarının görevinin de “halka hizmet olduğunu” iyice içselleştirmesi gerekmektedir.

     Bugün bunun tam olarak anlaşıldığını düşünmüyorum…

    Tüm partilerin hedefi olan kamu reformu hayata geçer mi bilmiyorum, geçerse halka hizmet anlamında büyük bir adım atılır mı, kamu çalışanları gerçekten halkın hizmetçisi olur mu?  

     Hep ümit etmekle geçti ömrümüz…

     Seçim sürecinde çok vaatler verildi, bu vaatlere bakınca “sorunumuz kalmayacak” diyesi geliyor insanın da geçmişte verilen sözlerin yüzde 90’ının yapılmadığını ya da yapılamadığını hatırladıkça moralimiz bozluyor.

     Fazla uzatmayalım artık, öyle ya da böyle yeni bir döneme giriyoruz.

     Bakalım sandıktan nasıl bir sonuç çıkacak ve ne gibi senaryolara evrilecek?

     Başlarda magazin tadında ele alınıyor, hükümet kurma, kabine hazırlama işleri de esas ondan sonra gerçekle yüzleşince herkes kendine geliyor…

     Hade bakalım, seçin halkın hizmetçilerini ama öylesine seçmeyin, itinalı davranın, kişisel çıkarlarınızı değil, toplumu düşünerek yapın bu işi…

      Dört yıl beklediniz, şimdi söz sırası sizde, bunu iyi değerlendirin… Pişman olacak bir şey de yapmayın, son pişmanlık fayda etmez...