Haliyle insan utanıyor…

ads ads ads ads
14/08/2017

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Galiba uzun bir ayrılık oldu…

Kıbrıs Türk medyasında ciddi çalkantıların yaşandığı bu günlerde izinde olmak, beraberinde bazı “soruları” getirse de, “Havadis candır”…

Hatta candan ötedir bizim için.

Yerimiz, yurdumuz, ülkümüz, yaşama sevincimizdir.

Ben sadece, bu yaz tatili “galiba biraz” uzun tuttum.

12 gün boyunca, kısa bir Anadolu turu yaptım.

Kafa dinledim…

Memleket gündeminden kopmadan, ama müdahil de olmadan uzaktan izledim.

Bu arada, Türkiye gündemini de takip ettim.

Haliyle…

Bir şeyi itiraf etmem gerekirse…

Kıbrıs’ın kuzeyinin “hızla üçüncü dünya ülkesi” olma sürecini üzülerek izliyorum.

 

Hepsi gösterge…

İlahiyat Koleji’ne, “camilerden öğrenci” çağrılıyor…

Sayıştay Başkanı, devletin her kuruşunu korumakla görevli makam, “kamuda eşine- dostuna- ailesine makam istemekle” suçlanıyor…

Kalkınma Bankası gibi, bir çok yatırımcının “sigortası banka kaynakları” medya gücünü arkasına alsın diye siyaset peşkeş çekiliyor…

Kadına şiddet artarak devam ediyor…

Uyuşturucu ile ilgili son 11 günde yer alan rakamlar içine düşülen rezaletin bir başka göstergesi…

Trafik kazaları durmuyor…

Kamu bankaları halen tartışmanın odağında…

Ötesi var…

İktidarda kalma adına sergilenen tavırlar…

İktidar partilerinin kendi içerisindeki “güç dengesi” saçmalığının yarattığı travma…

Bunu biraz konuşalım değil mi?

Nedir bu “güç dengesi…”

Siyaset dediğin halka hizmet eder.

Nedir bu “parti içi güç dengesi…”

Aslında bu güç dengesi denen şey, “parti üst düzey yönetiminin yeniden milletvekili seçilmesinden” başka da bir şey değildir.

Tüm adımlar bunun için atılır.

Saçma istihdamlar…

Utandıran atamalar…

Bakan seçimleri…

Hepsi siyasi ikbal içindir.

Başka da bir amacı yoktur.

Bunun için her yolun mübah sayıldığı bir ortam yaratılıyor.

Halk unutuluyor…

Halk, trafikte ölüyor…

Uyuşturucu batağında debelenip duruyor…

Annelerin gözyaşı dinmiyor.

Hakkı yeniyor.

Parası çalınıyor…

Zehirleniyor…

Gericilik dayatılıyor…

Güvenmiyor…

Kurumları talan ediliyor…

Siyaset iktidarda kalmak için her türlü devlet olanağını “kendine ve yandaşına peşkeş” çekiyor…

“Parti içi denge, bölgeler arası denge” diye diye, bu halk daha kötü bir duruma düşüyor.

Halkın özne olmadığı, saçma sapan bir düzen, bizi yeyip bitiriyor…

Sadece iktidar siyasetçisinin mutlu olduğu bu ortam, bize yakışmıyor…


Gözlerim kararıyor, midem bulanıyor

Başbakan, genel seçim tarihini Nisan 2018 olarak açıkladı…

Yardımcısı Serdar Denktaş, “genel seçimi, yerel seçimin sonrasında yapalım” diyor, Temmuz 2018’i işaret ediyor.

Bugüne kadar yaşananları gördükçe, bundan sonra yaşanacaklar gözümü korkutuyor, midemi bulandırıyor…

“Seçim ekonomisi” denen, yalana, talana, soyguna yönelik uygulamalar aklıma geldikçe, uyumak ve seçim sonrası uyanmak istiyorum…


Bozguncu Kemal Basat ve arkadaşları yine devrede

Bu toplumun başına bela oldular…

Kurulu bir düzen, tıkır tıkır işleyen bir sistem var…

İlla çomak sokacaklar…

Düzeni bozacaklar…

Bozguncular…

Kim mi?

Taşkent Doğa Parkı adı altında örgütlenen “işbirlikçiler…”

Önce bu ülkenin kuruyan ve “odun olarak şöminede yanacak” ağaçlarına sahip çıktılar…

Sonra, dağda, taşta, ovada nerde bir börtü böcek, kuş, kaplumbağa, kedi,- köpek ne varsa…

Şimdi de tarla…

Ovada ekip biçme işine de girdiler…

Üstelik yine başarılı oldular ve “tokat gibi” bir açıklama ile bunu kamuoyuyla paylaştılar…

Bozguncular diyor ki:

Taşkent Doğa Parkı yararına İkidere bölgesinde bu yıl ilk kez ekimini gerçekleştirdiğimiz arazide ilkbahar yağmurlarının kötü gitmesine rağmen dönüm başına KKTC ortalamasının iki katının üzerinde rekolte elde ettik.

Kuru tarımda başarılı olmak için yapılması gerekenler çok basit aslında; doğru tohum seçimi, toprağın doğru hazırlanması, doğru oranda doğru şekilde ekim, doğru zamanda doğru şekilde bakım, doğru hasat…

Hiçbir çiftçi aynı emeği gösterip daha azıyla yetinmek zorunda değil. Yukarıdaki doğrulara ulaşabilmek için tek ihtiyacınız alanında uzman Ziraat Mühendisleri ile çalışmak.

Bu yıl elde ettiğimiz F2 tohumluk arpamız çok yakında selektörden geçirilip ilaçlanıp torbalandıktan sonra satışa sunulacaktır. Sipariş vermek isteyen çiftçilerimiz ve kooperatifler bizimle temasa geçebilir.

Bak bak… Lafa bak…

Hiçbir çiftçi aynı emeği gösterip daha azıyla yetinmek zorunda değil”

Bu Kemal Basat ve arkadaşları gerçekten tehlikeli olmaya başladı…

Elledikleri her şeyi güzelleştirerek, bizim dengemizi bozuyorlar…

Bozguncular…

14/08/2017 11:53
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Hüseyin Ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.