Halkımız, sustukça daha kötü günlerin kendisini beklediğini anlamaya başladı en sonunda
29/03/2022







Ali Baturay
Eylemler arka arkaya geliyor, gittikçe de artacak ve tepki yükselecek gibi görünüyor.
Halk tepki göstermeye geç bile kaldı…
Tarihin en kötü hükümeti olan UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nin seçmen tarafından cezalandırılmaması, tam tersine ödüllendirilmesi anlaşılan bu partileri yönetenleri rahatlığa itmiş durumda.
“Onca başarısızlığın ardından bizi seçenler, ne yapsak sesini çıkarmaz” diye düşünüyorlar anlaşılan…
Hükümet edenler, vatandaşlar ve işletmeler zor günlerden geçtiği halde acımasızca zamlar yapıyor.
Hiçbir soruna çare bulunamazken, arka arkaya yapılan zamlarla vatandaşa hayatı zehrettiler.
Bir de bunun üstüne ucube bir yerel yönetim reformunu ve Anayasaya aykırı olduğu halde yerel seçimi ertelemeyi dayatmaya çalışıyorlar. Başka konularda da böyle dayatmalar yapacaklarının mesajını veriyorlar.
Hem halkın lehine hiçbir şey yapmıyorlar hem de despot bir tavırla hemen her konuda “Ben yaparım, olur” tavrına büründüler.
Halkın bunca zamandır gösterdiği sabır fazla aslında. Buna sabır da denmez, vurdumduymazlık denir.
Statükodan bir şekilde yararlanan çok insan var bu ülkede, o nedenle pasif davranıyorlar ama sustukça daha kötü günlerin kendilerini beklediğini görmeye başladılar…
Bıçak kemiğe dayandı aslında, hatta kemiği de kesmeye başladı.
Durum çok kötü, gittikçe daha kötü oluyor…
Ha bire her şeye zam yaparak ülke yönetilemez.
Acımasızca yapılan fahiş zamların halkı perişan edeceğini düşünemeyen, buna rağmen hayatın normal akacağını düşünen yöneticiler tepkiyi hak ediyor.
Alkollü içkiye yaptıkları zammın ekonomide yapacağı yan etkileri düşünemeyecek kadar kendinden geçen bir yönetim var karşımızda?
Daha durun bakalım, hele bir mart sonu olsun da elektrik faturaları gelsin, siz o zaman görün şoku da tepkiyi de…
Kimisi de diyor ki, “Zor zamanlardan geçiyoruz, hükümet ne yapsın, imkanlar kısıtlı, yapabilecekleri bu kadar…”
Yok, bunu kabul edemeyiz, çünkü seçim sürecinde böyle konuşmadı başta UBP olmak üzere bu üç partinin temsilcileri?
Tüm sorunları çözeceklerdi, yönetmek onların işiydi, formüller onlardaydı, Türkiye ile ilişkileri en iyi parti onlardı, en iyi parayı da onlar alırdı…
O olacaktı, şu olacaktı, bu olacaktı, refah seviyeye ulaşacaktık, sıkıntılar bitecekti, UBP’de yepyeni bir sayfa açılmış, o sayfayla ülke çok daha güzel yerlere gelecekti…
Tam bir cennet vaat etmişlerdi bu ülke insanına, üstelik inandırdılar da çoğu kişiyi, onca başarısızlığa imza atmış azınlık hükümetine rağmen ciddi bir oy oranına ulaştılar.
Hükümet kuruldu, sanki seçim öncesi cennet vaat eden kendileri değilmiş gibi, imkansızlıklardan, kaynak yetersizliğinden, geçmişten kalan sorunlardan söz etmeye başladılar.
Sözde süper kahramanlar bir anda çaresizlik sarmalına büründü…
Halbuki bugünkü hükümet edenler seçim sürecinde elektriğe yüzde 300 zam yapacaklarını üstelik sık sık keseceklerini, akaryakıtın fiyatına her hafta artış geleceğini üstelik sıkça piyasadan kaybolacağını, kuyruklar oluşacağını, tüp gazın hem zamlanıp hem de bulunamaz hale geleceğini, hemen her şeyin çok pahalı olacağını, hükümetin bunun için kılını kıpırdatmayacağını söyleseler ne kadar oy alırlardı acaba?
“Hayat pahalılığı” ödeneğini kaldırmak için plan yapacaklarını, akıllarından bunların geçtiğini seçim sürecinde söylemediler seçmene…
Reform diye ucube tasarılar yapacaklarını, Anayasaya aykırı kararlar alacaklarını, üstelik bunu mecliste yapacaklarını, Anayasaya uyacaklarına yemin ettikleri halde, üzerinden bir ay bile geçmeden Anayasayı ihlal için el kaldıracaklarını seçmene söyleyebilirler miydi?
Hiçbirini söylemediler, söyleyemezlerdi ama seçim sürecinde söylediklerinin tam tersini yapıyorlar.
Hükümet edenler kendileri tasarruf etme amacında değil, halk da bunu görüyor, her türlü savurganlık devam ediyor…
Akılları fikirleri atamalarda; aynı hükümetin vekilleri bakanlık değişiyor, hop yeni atamalar yapılıyor. Ülke yangın yeri, bir hayle insan makam kavgasında…
Kendileri fedakârlık yapmayanlar, halktan fedakârlık bekleyemez. Bu eylemler artarak sürecektir ve hükümet “ben yaparım olur” mantığını sürdürdükçe, halkı ezmeye devam ettikçe eylemler sertleşecektir…
- Hem suçlu hem güçlü olmayın, halkın huzurunu kimin bozduğu çok belli
- KIB-TEK can çekişiyor ama birilerinin oradaki hesapları, rant kavgaları bitmek bilmiyor
- Olacağı buydu zaten, elektrik iflası bağıra bağıra geldi
- Ali Baturay: Lağım sorunu, naylon poşetlerden daha mı önemsiz?
- Ülkede ekonomik yangın var ama bu ‘ekonomik paket’ normal bir zamandaymışız zihniyetiyle yapıldı
- Büyük yangınla ilgili Meclis araştırma komitesi kuruldu da ne olacak, bir işe yarayacak mı ki?
- Taşeron işçilerinin sorunlarına kalıcı çözüm üretilmeli…
- Çocukken Cüneyt Arkıncılık oyunu oynar, gömeç bitkilerine yumruk, tekme atar, tahta kılıçla çakırdikenlerini haklardık
- Gerçekleşmeyen vaatlere, yalanlara, palavralara halk fazla tahammül gösteriyor
- Aslında yangın tecrübemiz var, sorunumuz ders çıkarmamaktır, tedbirsizliktir, sorumsuzluktur
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
