Hantallık, salgın döneminde de en büyük sorunumuz

ads ads ads ads
03/06/2020

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Bu ülkenin çok ciddi sorunundan birisi “hantallık”, diğeri de “denetimsizliktir”… Hemen her konuda bunlar karşımıza çıkıyor…

   Hantallık, yapılan birçok işin aksamasına, denetimsizlik de gayrı yasallığa, kayıt dışılığa, kargaşaya neden oluyor.

   Hantallık ve denetimsizlik, salgınla ve etkileriyle boğuştuğumuz bugünlerde bizi daha da zor duruma düşürüyor

   Salgın öncesi de bu konulardan şikayet ediyorduk, şimdi de şikayet ediyoruz.

   Böylesi salgın günlerinde çabuk kararlar alınması, yaraların erken sarılması gerekiyor ama nafile. Nasıl gelmişsek öyle gidiyoruz…

   Mesela salgın döneminde en çok ihtiyacımız olan şey olarak gösterilen “Pandemi Hastanesi” halen yapılamadı.

   Kaç kez “yapıldı, yapılıyor” denildi hatta bir hastanenin taslak halinin fotoğrafları basına da dağıtıldı, Sağlık Bakanı 45 gün gibi bir süreden de söz etti ama hiçbir şey olmadı.

   Bugün hava- deniz ve sınır kapılarının açılması konusunda en fazla güveneceğimiz şey olan “Pandemi Hastanemiz” yok.

    Kimileri diyor ki, “Pandemi hastanesi olmadığı için kapı açmak riskli…” Peki ama bunun suçlusu kim? Neden yapılmadı?

   Yani hükümet hastane ve altyapı sorununu çözmeyecek, sonra da bunu bize kapı açmamak için mazeret olarak mı sunacaksınız?

   Bakın Rumlar ne yaptı? Yalnızca turistlerin tedavi görebileceği 100 yataklı pandemi hastanesi yaptı.

   Rumlar, gelecek turistlere “Ülkemizde koronavirüs bulaşırsanız tüm masraflarımızı biz karşılayacağız” dedi.

   Peki biz ne yapıyoruz? 44 gündür sıfır vaka çıkmasıyla övünüp duruyoruz. Tamam övünün de nereye kadar?

    Nereye kadar kapalı kalacağız? Hem reel sektöre katkı yapamıyorsunuz, hem de kapı açmaya korkuyorsunuz? Peki ne olacak? Ekonomik çöküntünün önüne nasıl geçeceksiniz?

    O hantallık var ya o hantallık, ülkeyi yönetenlerin iliklerine kadar işledi.

    Sağlık Bakanı diyor ki; bize gelecek insanların ülkesinde sıfır vaka olacakmış ve üzerinden de 14 gün geçecekmiş, aksi takdirde o ülkeden turist kabul etmeyeceklermiş…

    Bize bakarak aynısını aramayın. Var mı öyle bir ülke? Bulabilecek misiniz öyle bir memleket? Böyle bir ülke bulmak için sonsuza kadar bekleyecek misiniz?

    Yoksa bu sözleri Güney Kıbrıs için mi söylüyorsunuz? Peki aynı şeyi Türkiye için de söyleyebilir misiniz? Türkiye’nin de sıfır vakaya düşmesini ve üzerinden 14 gün geçmesini bekleyecek misiniz?

    Acaba siz ne söylediğinizin farkında mısınız?  Hantallığınıza bir hantal yöntem daha mı kattınız?

    Başka bir hantallık mı istersiniz? Mesela; nedeni ne isterse olsun, mazereti ne olursa olsun, zorunlu olarak kapatılan işyerlerinin çalışanlarına verilen 1500 TL’leri 3 ay oldu halen almayanlar var. Alanların da zaten göbeği çatladı. Bu işler bu kadar uzamamalı, bu kadar hantal işler yapılmamalı?

    Ya Çalışma Dairesi’nde kaydı olmayan, gün işleyip gün yiyen insanlara vereceğiniz 900 TL? Daha ne kadar bekleyecek bu insanlar? Sizin gönlünüz olana kadar insanların canı çıkacak…

    Güney Kıbrıs’ta çalışanlar için de bir miktar para çıkacaktı, gerçi onlar “para değil, işimize dönmek istiyoruz” diyor ama zaten öyle “para verme” gibi bir çalışmanın da olacağı yok…

     Bakın, İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi Kıbrıslı Türk üyesi Dr. Bülent Dizdarlı ne diyor? Hafta başı yapılan, sınır kapılarından geçişin konuşulduğu toplantıya, İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin Kıbrıslı Türk üyeleri, Kıbrıs Türk tarafına ait “epidemiyolojik haritayı” götürememiş?

    Rumlar götürmüş, bizimkiler elleri boş gitmiş. Neden mi? Çünkü Sağlık Bakanlığı, epidemiyolojik haritayı hazırlatıp, kendilerine sunamamış… Elde veriler varmış ama yapılmamış.

     Halbuki Cumhurbaşkanı hükümete, çok önceden bunu tamamlayıp, komite üyelerine sunmalarını istemiş ama işte o hantallık yine gelip önümüze çıkıyor.

     Epidemiyolojik harita yoktur diye, ekipten Dr. Emre Vudalı ve Jale Refik Rogers, dakikalarca sunum yapmış, buradaki durumu anlatmış ve Rumları ikna etmiş ama neden böyle olsun, neden ekibimizi eli boş gönderip, zor durumda bırakasınız?

     Başka hantallık mı istiyorsunuz? Mesela reel sektöre, işyerlerine, küçük esnafa nasıl bir katkı yapılacağı konusunda henüz net bir şey açıklanamaması… Peki ne zaman olacak bu katkı? İnsanlar batıp kepenk indirince, çalışanlar sokakta kalınca mı?

     Bakın, Ekonomik Örgütler Platformu Sözcüsü ve Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk ne diyor?

Avunduk, Kalkınma Bankası’ndaki teknoloji ve personel yetersizliği nedeniyle yaşanan hantallıktan dolayı, başvuruların yığıldığını, insanların beklediğini söylüyor… Böyle bir zamanda insanların acilen tedbir beklediği bir dönemde neden hızlanılmaz?

     Candan Avunduk, Tapu Dairesi’nde de insanlara 18 gün sonraya randevu verildiğini söylüyor. Halbuki borç alacak, ipotek gösterecek insanlar zamanla yarışıyor, nefes almaya çalışıyor. Böyle zor bir dönemde bu hantallıkla insanları mağdur etmemelisiniz… Kritik daireler, kurumlar için acilen personel kaydırma, acilen teknolojik katkı yapın, bu kadar zor mu bu işler?

    Örnekleri artırabilirim ama gerek yok… Hani salgın sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı? Halbuki her şey aynı, hatta daha kötü.

     Hep diyorum, salgın döneminde ezberinizi uygulamayın, değişin, radikal adımlar atın, hızlanın, bu zor dönemde zaten perişan olan insanları daha fazla çatlatmayın…

03/06/2020 20:02
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.