Havaların soğumaya başlamasıyla bağışıklık sistemini nasıl güçlendirmeliyiz?
" Zayıf bir bağışıklık sistemi enfeksiyona yol açar, enfeksiyon bağışıklık sisteminde hasara neden olur ve bu da vücut direncini daha da zayıflatır."
13/11/2020
Çevremizdeki dünya ile etkileşimimiz sırasında bulaşıcı hastalıklardan, bakterilerden, virüslerden korunma yeteneğimiz büyük ölçüde bağışıklık sistemimizin sağlıklı işleyişine bağlıdır. Bağışıklık sisteminin desteklenmesi ve güçlendirilmesi, hastalıklara karşı direnç kazanmak ve soğuk algınlığı, grip ve kanserden etkilenme olasılığını azaltmak için en önemli noktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için beslenme alışkanlığının gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Tekrarlayan ya da kronik enfeksiyonlar sadece bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda ortaya çıkar. Zayıf bir bağışıklık sistemi enfeksiyona yol açar, enfeksiyon bağışıklık sisteminde hasara neden olur ve bu da vücut direncini daha da zayıflatır.
Düşük bağışıklık işlevinin en yaygın nedeni besin yetersizlikleridir. Günlük beslenmede çok fazla şekere yer verilmesi, obezite, alkol tüketimi çeşitli nedenlerle bağışıklık sisteminin işlevini azaltır. Yeterli protein alımı en iyi düzeyde bağışıklık sistemi için şarttır. Fakat fazlası yine bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkiler. Vücuda alınan besinler enerji için oksijenle yandığında serbest radikaller yani oksijen içeren son ürünler oluşur. Serbest radikaller hücre ve dokularda çoğaldığında DNA yapısında hasara neden olur. Ayrıca sigara, hava kirliliği, radyasyon vb. nedeniyle de serbest radikaller artar. Artış durumunda kanser, kalp-damar hastalıkları, artritler vb. sağlık sorunları oluşur. Besinlerle birlikte aldığımız antioksidanlar vücutta ki serbest radikallere karşı savaşırlar. Serbest radikallerin yarattığı olumsuz etkinin önlenmesi ve etkisinin en aza indirilmesi için yeterli miktarda antioksidan tüketilmelidir.
Hangi vitaminler, mineraller ve polifenoller bağışıklık sistemini destekliyor?
A, C, E, B vitaminleri, karotenler, demir, çinko ve selenyum gibi polifenol ve mineraller bağışıklık sisteminin desteklenmesinde kullanılan en önemlileridir.
A vitamini: Antitümör aktivitesi, savaşçı hücreler (akyuvar) güçlendirilmesi, antikor tepkisinin artırılması dahil pek çok bağışıklık sürecini destekler ve uyarır. Eksikliği olan kişiler özellikle viral enfeksiyonlara daha kolay yakalanır. Süt, balık yağı, yumurta önemli kaynaklarıdır.
Betakaroten: Serbest radikallerin tutulmasını sağlar. Yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı, turuncu, koyu sarı renkli sebzeler önemli kaynaklarıdır.
C vitamini: Antiviral ve antibakteriyal etkisinin yanı sıra bağışıklığı arttırır ve güçlendirir. Turunçgiller, yeşil biber, maydanoz, kiraz, kavun önemli kaynaklarıdır.
E vitamini: Serbest radikallerin tutulmasına yardımcı olur. Soya, susam, ceviz, badem, fıstık vb yağlı tohumlar önemli kaynaklarıdır.
B6 vitamini: Yetersizliği bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olur.
Folik asit –B12 vitamini: Eksikliği savaşçı hücre sayısının ve enfeksiyona nede olan organizmalarla savaşma yeteneğinin azalmasına neden olur. Folik asit özellikle ıspanak olmak üzere yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller önemli kaynaklarıdır. B12 kırmızı et, balık, yumurta, tavuk, süt ve süt ürünleri önemli kaynaklarıdır.
Demir eksikliği: Lenf bezlerinin yapısının bozulması, savaşçı hücrelerin işlevinin azalması gibi bağışıklık sisteminde önemli bozukluklara neden olur. Özellikle kırmızı et, yumurta da hayvansal demir, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzelerde bitkisel kaynaklı demir bulunur. Hayvansal kaynaklı demirin vücuttaki kullanım oranı bitkisel kaynaklı demire göre daha yüksektir.
Çinko: Birçok virüs cinsinin çoğalmasını engeller. Pek çok bağışıklık sistemi reaksiyonunda hayati rolü vardır. Yumurta, et ve sütte yoğun bulunur.
Selenyum: Bağışıklık sisteminin tüm parçaları üzerinde etkisi vardır. Aşırı vitamin tüketiminin zararlı etkileri olabilir. Yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K) vücutta depolandığı için uzun süre yüksek doz alımları durumunda toksik etki görülebilir. Aşırı C vitamini bazı organlarda sorunlara, B6 vitamini sinir sistemi hasarına neden olabilir.
Sebze ve meyvelerde vitamin kaybını önlemek için ne yapmalı?
Yenilebilen kabukların soyulmaması, soyulması gerekiyorsa ince soyulması gerekir. Birçok vitamin ve mineral sebze ve meyvelerin dış yapraklarında bulunur. İç kısımlarında yoğunluk azalır. Sebze ve meyvelerin az suda pişirilmesi, yıkarken suda bekletilmemesi gerekir. Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde kesilmesi gerekir. Pişirilirken tencerenin kapağının kapalı tutulması gerekir. Eğer çiğ tüketilebilecekse pişirmeden tüketilmesi önerilir. Sebzelerin pişme suyunun çorbalara ve yemeklere eklenmesi önerilir. Ayrıca sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmesi sağlık açısından önemlidir.