Hayatın her alanında büyük bir çöküntü var...
28/04/2025












Hüseyin Ekmekci
MEMLEKETİ SEVİN KARDEŞİM. HER ELEŞTİRENE, "BEN SENİ SEVERİM AMA..." DİYE BAŞLAYAN CÜMLELER NE GEREKSİZ. MAKAM TUTANLAR GÖREVİNİ YAPSIN, MEMLEKETİ BİR BÜTÜN OLARAK SEVSİN...
KAMU MALİYESİ ÇÖKTÜ. BORÇ DAĞ GİBİ. NASIL ÖDENECEK BİLEN YOK... HAZİRAN BİTENE KADAR SORUN YOK. TEMMUZ VE SONRASI KARANLIK... HAYATIN HER ALANINDA BÜYÜK BİR ÇÖKÜNTÜ VAR... ÜSTELİK GERİYE GİDİŞ DURDURULAMIYOR...
Maalesef iktidar vekilleri ve haliyle bakanları da çok alıngan. Son dönemlerde en çok duyduğu cümle; “Ben seni çok severim ama…” E beni sevme. Sırf bana değil ha, yanlış anlamayın. “Beni sevme, memleketi sev… Tuttuğun makama saygın olsun” Kurulacak en güzel cümledir emin olun…
Bu memleketin sizden çok bir beklentisi yok. Her şeyden önce, “çalmayın ve çaldırmayın…” Bu ülkenin her bir TL’sini, bu ülkenin geleceği için harcayın… Eğitim ve sağlık altyapısına sınırsız bir kaynak harcayın. Okullar yıkılmasın, hastanelerde ilaç eksiği olmasın
Sonra? Adil olun bu ülkenin gençliğine karşı. Geleceğimiz olan gençler bu adayı bir bir terk ediyor. Buna “dur” deyin. Nedir bu gençleri adadan kaçırtan… Giden neden gelmek istemiyor? Bunun sebeplerine bir bakın… Ortadan kaldırın.
Bu ülke cennetten bir köşe. “Halen umudun var mı?” diyorlar. Var tabi. Neden olmasın. Yanı başımdaki insanlar, kendi ülkesine sahip çıkarken, kenti vatandaşının refahını her yıl yükseltirken, devletin verdiği hizmetler her gün gelişirken, ben neden kendi yurdumdan umudumu keseyim…
Bakın bakalım Güney Kıbrıs’a… Geçebilenlerimiz bir kıyas yapsın bakalım. KKTC’de siyaset, “taş taş üstünde kalmasın” mantığı ile yapılırken, Güneyde de aynı mı? Yolsuzluk, hukuksuzluk, kamudaki çöküntü, eğitimdeki alt yapı, sağlıktaki alt yapı böyle mi?
Hayatımızı standartlar yönetsin istiyorum. Yolun bir standardı olsun mesela. Yıpranmasından, yol çizgisine… Aydınlatmasından, refüj düzenlemesine. Ben mezbele yollarda, çukurdan çukura düşmeye mecbur muyum?
Kentlerimin bir standardı olsun mesela. Kaldırımı, çevre düzenlemesi, çöp ayrıştırmasından başlayarak, kuş sesleri ile uyandığım, yemyeşil kentler. Bizim şehirlerimiz mezbeleye döndü mezbeleye… Hiçbir planlama, alt yapı standardı yok…
Ulaşımın bir standardı olsun mesela. Çocuklarımız eski püskü otobüslerle seyahat etmesin. Okul otobüslerinin öğrenci yaşına göre düzenlensin. İlkokul çocukları ile, orta- lise öğrencileri aynı otobüste olmasın… Daha çağdaş, daha yeni olsun okul otobüsleri…
Okullarımızın bir standardı olsun mesela. Laboratuvar olsun, donanımı bir tamam… Spor salonları olsun okullarda, en azından yakın olan okulların ortak kullanabileceği salonlara da razıyım. Konferans salonları olsun, sergi, tiyatro sahneleri…
Spor alt yapımızın bir standardı olsun. Okullardan başlayarak… Daha iyi imkanlarda spor yapsın bu ülkenin çocukları. Spor için var olan kaynak, maaşa gitmesin, spor için harcansın. Futbol, tenis, jimnastik, atletizm, basketbol, voleybol alt yapılarına yatırım yapılsın
Yaşlımız “şimdi ben ne olacağım” diye düşünmesin mesela. Bu ülkeye her kademede hizmet eden yaşlı insanlarımız üç kuruş maaşla bir köşeye atılmasın. Ulaşım, sağlık hizmeti, beslenme gaylesi çekmesin. Yaşlımıza bir saygımız olsun, bunu hizmet vererek gösterelim
Hastanelerimiz özel hastane standardına erişsin. Sağlık hizmeti anlamında değil. Gelen hasta bir güler yüzle karşılansın, oturacağı bir tekerlekli sandalye, yatacağı bir düzgün sedye olsun. Hastaneyi aradığında telefona biri baksın, yatacağı yatak, örtüneceği yorgan bir tamam olsun
Bu ülke insanı için en iyisini istemek, talep etmek, en iyisine ulaşmak için mücadele etmek, hepimizin görevidir. Siyasete soyunan, hele makam tutan kişiler de, “ben seni severim” ile başlayan cümle kurmayacak… Memleketi sevin kardeşim. Biz sizi daha çok sevelim.
- Bugün değilse ne zaman?
- Çözümün önündeki en büyük engel, adadaki gizlenmeyi bilen para olabilir
- Emrah Yeşilırmak’ın net bir şekilde dokunulmazlığının kaldırılmasına itirazı yok…
- Yıllardır reform konuşmuyoruz...
- İsrailli tutuklandı; yalnız bırakıldı… Macar ve alman kadınlar tutuklandı “bana ne?” dendi… Şimdi sıra Kıbrıslı Türklere geldi…
- Yeteri kadar kavga ettik… eyleme geçmeliyiz…
- Kendi teknoloji festivalimizi dünyaya açabiliriz…
- O, 1 Mayıs mitinglerinin “İsmet abla”sıydı
- Bankalardan borçlanarak, tahvil satarak maaş ödemeye çalışan hükümetin borcu 170 milyon dolar…
- Dört Ayda 6.5 Milyar TL; Yani 170 Milyon Dolar Borçlandı Bu Hükümet. Neden?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız






