Hemşireler için “İngilizce öğretemedik, İngilizceyi ortadan kaldıralım” mantığı…
06/03/2025












Ali Baturay
Yazımıza, “İngilizce yetersizliği sağlığı olumsuz etkilemiş” diye verdiğim başlığı anlamadınız herhalde, saçma geldi size muhtemelen.
Hatta başlıkta hata olduğunu bile sanmışsınızdır.
Belki İngilizce bilmemenin bir sağlık sorunu olduğunu kastettiğimizi de düşünmüş olabilirsiniz.
Yok tam öyle değil ama İngilizce, sağlık sistemimizin başına bela olmuş, ya da “iyi İngilizce bilmemek” de diyebiliriz…
Nasıl mı? Hükümetimizin çok sayıda hemşireye ihtiyacı varmış ama Kamu Hizmeti Komisyonu sınavlarındaki İngilizce sınavlarını aşamıyormuş hemşirelerimiz.
Hemşire alırken İngilizce yeterliliği de aranıyormuş çünkü.
Peki ne yapılacakmış bu durumda?
Yasal bir düzenlemeyle hemşireler için İngilizce aranmaması hedefleniyormuş ki devlet hastanelerinde çalışmak için başvuran ve Kamu Hizmeti Komisyonu sınavına giren kişiler İngilizceye takılmasın.
Bu memlekette ne tuhaf işlerle uğraşıyoruz değil mi?
Peki oluşan bu tabloda suçlu kimdir?
Ülkemizde çocuklarımızın, gençlerimizin İngilizce öğrenmesini sağlayamayan eğitim sistemimiz mi suçlu?
Belki de hemşireler için İngilizce yeterlilik isteyen düzenlemeyi yapanlar suçludur?
Yoksa suç, İngilizce sorularını çok zor soran Kamu Hizmeti Komisyonu’nda mıdır? Çünkü iddiaya göre İngilizce soruları zormuş…
Belki de uluslararası alanda en çok kullanılan dil olan İngilizcenin kendisi suçludur. Kim bilir, belki de bize uymuyordur!
Acınacak durumdayız gerçekten, uğraştığımız şeye bakar mısınız?
Eğitim sistemimizin İngilizce öğretememe sorunu, 1970’lerin sonundan, 80’lerin başından beridir devam ediyor.
Bugün 60’lı yaşların sonundakilerin, 70’li yaşlar ve üzerindekilerin hem İngilizceye hem de Rumcaya (Yunanca) daha vakıf olması, yeni nesilden daha iyi olması acı bir gerçektir ve üzerinde düşünülmelidir.
Güney Kıbrıs’ta halk, birçok konuda olduğu gibi İngilizce konusunda da bizden çok daha iyi…
Hemşirelerden İngilizce yeterlilik istenmesi kötü ya da yanlış bir şey değildir.
Sağlık, hekimlik, hemşirelik evrenseldir, elbette bu alandaki kişiler yabancı dil bilmese de mesleğini icra edebilir ama bilirse çok daha iyi olur. Bugün ülkemizde çok sayıda yabancı var, kozmopolit bir ülkeye dönüştük, bu nedenle dünyanın ortak dili olan İngilizceyi hemşirelerimizin bilmesi tabii ki faydalıdır, önemli bir artıdır.
Ancak gelin görün ki ülkemizde İngilizce öğrenememek bir dert, bu dertle Kamu Hizmetleri Komisyonu sınavlarına girmek başka bir dert. Sınava girenler başarılı olamadığı için kadrolar oldurulamıyormuş…
Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, hemşirelerde İngilizce bilme koşulu aranmasının yasal bir düzenlemeyle değiştirileceğini belirterek “Aktif çalışan hemşire sayısında dipteyiz. Süreci hızlandıracağız. 100’lerce hemşireye ihtiyaç var. Sınavda başarılı olanları sisteme dahil edip bu açığı kapatmak zorundayız” dedi.
Hemşireler için İngilizce bilme koşulu, yasal düzenlemeyle sınav kuralları arasına girmiş ama şimdi başka bir yasal düzenlemeyle bunu ortadan kaldıracaklar.
“Eğer İngilizce öğretemiyorsanız, İngilizceyi ortadan kaldırın” mantığı yani. Daha doğrusu neresinden bakarsanız bakın mantıksız, aciz bir durum…
Bir işi ne tamam yapabiliyoruz ne de çözüm üretebiliyoruz. Bulduğumuz çözümler de çağdışı, yap boz mantığıyla doğru olanı yanlışa çevirme…
Bu arada sorun yalnızca bu değil tabii ki… Sağlıkta hekim eksiliği var, hemşire eksikliği var, ilaç sorunu hiç bitmiyor, kanser hastaları ile diyabet hastaları yine mağdur ediliyor… Hastanelerde, yaşlı bakım evlerinde hasta bakıcı sorunu yaşanıyor. Kan Bankası ilgi bekliyor, hekim eksikliği var… Hastaneler nüfus baskısı altında, dayanılacak gibi değil, personel eziliyor, randevular çok ileri tarihlere veriliyor, sağlıkta denetimsizlik ve organizasyonluk can yakıcı boyuta ulaşıyor…
İnsanlar özel hastanelere gitmek zorunda kalıyor, günlüğü 25 bin, 27 bin TL’ye yatıyor, tedavi oluyor, bunun için borçlanıyor. Tabii bu paraları bulamayan, borçlanamayan da var… Yıllarca Sosyal Sigorta primi yatır ama devlet hastanesinden hizmet alma/ alama, sonra da günlüğü 27 bin TL’ye özel hastanede tedavi gör… Sonra da devletine, hükümetine güvenmeni beklesinler…
Bu arada Sağlık Bakanı ilaç sorumuyla ilgili ne diyor biliyor musunuz? Sayın Bakan, ihaleyi kazanan firmaların ilaçların tesliminde zaman zaman sorun yaşadıklarını söylüyor. Olacak iş mi bu? İlaçtır söz konusu olan, insan sağlığı söz konusudur, ne demek teslimatta sorun yaşanıyor? Markete, pirinç, makarna, fasulye temininden söz etmiyoruz. Kaldı ki markete mal temininde bile böyle bir aksama kabul edilmez.
Bunlar hep bir şeylerin yanlış gittiğinin, tamam yapılmadığının, tedbirli davranılmadığının göstergesidir. Üstelik aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamak, mesela “ilaç sorununun” ya da “ilaç bulamamanın” son dört yıldır bir türlü çözülememesi, sürekliliğinin sağlanmaması tam bir iflas değil de nedir?
- Bize “tamamdır” denilen her şey çöküyor…
- Hatalar zinciri, meseleyi bu noktaya getirdi…
- Tutuklamalar, ülkelere sokulmamalar, Kıbrıs sorununun bir parçasıdır…
- Dört Türki Cumhuriyet, 541 ve 550 sayılı BM kararlarını bilmeden imzalamış…
- Ortaya çıkan büyük tepki, dayanılmaz hale gelen birikimin sonucudur…
- Kaymakamın trafik polisine müdahalesi bize neler anlatır?
- Bu iş hiç de iyi bir yere gitmiyor
- Kimse inanmıyor yasa tasarınızın masum olduğuna…
- Geri adım atacağınız belli olan icraatı neden yapıyorsunuz ki?
- Üniversitelerimizde eğitim alan gençleri ve ailelerini kim rahatlatacak?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız






