HER 4 İŞİNSANINDAN BİRİ "RÜŞVET VERDİM" DİYOR... "KİME" SORUSUNA, "BAŞBAKAN, BAKAN, MÜDÜR, MİLLETVEKİLİ" DİYOR. MEMLEKETİN GÜNDEMİ NE? "HANGİ PARTİYE KİM BAŞKAN OLACAK..." SADECE GELECEĞİMİZİ DEĞİL, RUHUMUZU, AİDİYETİMİZİ, MEMLEKET SEVGİMİZİ DE ÖLDÜRÜYORLAR

3 KURUŞA SADECE ONURUNU VE HAYSİYETİNİ DEĞİL, HEPİMİZİN ORTAK ZENGİNLİĞİNİ, DEĞERLERİNİ SATANLAR TOPLUM ÖNÜNDE REZİL EDİLMEDİĞİ SÜRECE, ADALETE TESLİM EDİLMEDİĞİ SÜRECE BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDECEK. ÖYLE Mİ? İZİN VERECEK MİYİZ?

“Yolsuzluk Algısı Raporu” ülkede ciddi derecede gündem oldu. Kimin gündemi? Tabi ki temiz toplum, adil bir kamu düzeni, hukukun üstünlüğüne inanan, demokrasiyi benimsemiş herkesin. Peki ya sistemden faydalanan, adalet ve demokrasi umurunda olmayanlar?

Bana göre, raporun detaylarına bakıldığı zaman normal bir ülkede gök kubbe aşağı iner. İstifalar olur. Yasal değişiklikler için hazırlıklar başlar. Bakanlar Kurulu olağanüstü toplanır. Cumhuriyet Meclis’i yeni yasa hazırlığına başlar. Ama hayat, hiçbir şey olmamış gibi devam etmez

Düşünsenize ankete katılan her 4 iş insanından biri “Ben işimi yaptırırken kamu görevlilerine rüşvet verdim. İşim öyle oldu” cevabını vermiş. Bu rapora ismini veren yolsuzlukla ilgili algı falan değil. Bildiğiniz itiraf. Tamamen çürümüşlüğün resmi

Peki aynı raporda, “Ben rüşvet verdim” diyenlere, yani itirafta bulunanlara, “Kime” sorusu da sorulmuş. Esas can alıcı nokta burasıdır. Birebir kamuda kimlere rüşvet verildiği, rüşvet sisteminin başını kimin çektiği açıkça ortaya konmuş

Başbakan ve Bakanlar Kurulu rüşvet alan kategorisinde zirvede. Yani Merkezi İhale Komisyonu’nda dönenler, Elektrik Kurumu ekseninde yaşananlar, Güngör Çöplük İhalesi, hastane ve yol ihaleleri, kısacası tartıştığımız ne varsa, zaman isyan edenleri haklı çıkarmış

Bitmedi. Üst kademedeki memurlar da listede ikinci sırada. Kimler? Liyakatle bir yere gelememiş, torpille siyasi makam tutanların emirlerini uygulayan kesim. Müdür, müsteşar, daire müdürü… Kamu kurumlarının yönetim kurullarına yerleşenler…

Milletvekilleri ve alt kademedeki memurlar da rüşvet ve yolsuzluğa karışan kesim arasında gösteriliyor. Belediye başkanları ve meclis üyeleri de var. Polis var en kötüsü. Savcılar var kendime bile söylemekten korktuğum. Son sırada hakimler, inanmak duymak bile istemiyorum

Çalışmayı doğrulayan bir bölüm daha var: “En fazla rüşvete bulaşan işlemler” kamu ihaleleri zirvede. Kamu arazilerinin, binalarının tahsis ve kiralanması. Tapu işlemleri mesela. Şaşırıyor muyuz bunları duyunca? Hayır. Bizzat çalışmanın doğruluğuna ikna oluyoruz

Vakıflara ait malların kiralanması, gümrük işlemleri, şehir planlama ile ilgili işlemlerde rüşvet döndüğü yansımış rapora. Sürekli konuştuğumuz, sürekli isyan ettiğimiz noktalar bunlar. Doğalında verilmesi gereken kamu hizmetleri, rüşvete bağlanmış

Raporun dokuzuncu sırasında yıllık vergi ödemeleri var. Vergi Dairesi’nde dönenler zaten dillere destan. Kabinenin ve milletvekillerinin en çok devreye girdiği alan burası. Yeter ki bir işletmeye kamu çalışanı memur yüklü bir vergi çıkarsın.

Hemen devreye girerler, indirim için baskı uygularlar. Sonrası malum. Milyonluk vergiler beş haneli rakamlara indirilir. Arada artık kim ne yaptıysa dilden dile konuşulur. Dürüst kamu çalışanlarının verdiği emekler de böyle böyle çöpe atılır. Bir süre sonra kamu çalışanı da yozlaşır elbet

Kamu bankalarından kredi alımı da listede. Kalkınma Bankası’nda dönen dolaplar, vakıflar ve kooperatifte halen geri dönmeyen krediler isim isim biliniyor. Aracılar da, alıcılar da ayan beyan ortada. Bu hikayelerin tamamı biliniyor, polis ve savcılık soruşturmasına girmiş, Sayıştay raporlarında yer almış

Sorun şu ki, yapanın yanına kaldığı sürece bu çark devam edecek. Alan memnun, veren daha çok memnun. Bu tabloda 3 kuruşa onurunu ve haysiyetini satanlar toplum önünde rezil edilmediği sürece, adalete teslim edilmediği sürece böyle gelmiş böyle gidecek. Öyle mi? İzin verecek miyiz?