Uzunca bir süredir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinden Güney Kıbrıs’a düzenli bir şekilde kaçak göçmen akışı var. İki cumhurbaşkanının son görüşmesi Cenevre’de olmuştu. Nisan 2021’deki bu zirvede de Rum tarafının öncelikli konusu kaçak göçmen akınıydı

Şu anda Güney Kıbrıs’ta 50 bin civarı düzensiz göçmenden söz ediliyor. Rum İçişleri Bakanlığına göre, Güney Kıbrıs’a giden düzensiz göçmenlerin yüzde 80’i karayoluyla geliyor. Yüzde 20’si ise denizden. Kısacası Rum tarafına geçen göçmenlerin güzergahı KKTC’den geçiyor

Yüzde 80’i karayoluyla güneye geçen düzensiz göçmenlerin Rum tarafında büyük bir sorun oluşturduğu muhakkak. Rum tarafı, küçük bir Avrupa Birliği üyesi olarak sürekli oluşan göçmen akınları ile mücadele edebilecek noktada değil. Oluşan sayı, Rum tarafının boyunu aştı

Yine Rum İçişleri Bakanlığının, Rum medyasına verdiği bilgilere göre, her gün KKTC’den Güney Kıbrıs’a 80 ile 100 arasında düzensiz göçmen geçiyor. Bu göçmenlerin önemli bir bölümü ise Afrika kökenli. Yani karşımıza yine aynı sorun çıkıyor…

Büyük çoğunluğu öğrenci adı altında KKTC’ye yasal giren Afrikalılar devamında kaçak yollardan Güney Kıbrıs’a geçerek sığınma hakkı talep ediyor. Bir çoğu yaptıkları girişimlerle Avrupa’daki yakınlarının yanına gitmeyi talep ediyor. Gidenler de var

Rum tarafına Afrika başta olmak üzere Suriyeliler ve son dönemde de Afganistanlılar göç ediyor. Deniz yolu ile KKTC’ye gelen göçmenler, yaya olarak, ya da kaçakçılar tarafından Güney Kıbrıs’a geçiriliyor. Yani, insan kaçakçılığı KKTC’de önemli bir sektör

Kuzeyde yakalanan göçmenler, insanlık dışı bir muamele görüyor. Kendi yaşlısına, hastasına, engellisine, çocuğuna gerekli hizmeti vermeyen, ihmal eden bu yapıdan daha iyisini beklemek de hayalcilik. Daha da kötüsü KKTC’de hiçbir göçmen politikası yok

Yakalanan göçmenlere “kaçak” muamelesi yapan sistem, ne yaşadıklarına, hangi risklerle bu adaya geldiklerine bakmaksızın, hapse atıyoruz. Daha da kötüsü yanlarındaki çocuklarını da hapse gönderecek kadar kendimizden geçiyoruz

Geçen hafta 13-15 yaşında iki çocuğu hapse tıkarken, bir göçmen de deniz yolu ile geldiği adamızda polisten kaçmak isterken, deniz motorunun üzerine düşerek ağır yaralandı. Hastanede yapılan müdahale ile canını zor kurtaran kaçan göçmen halen tedavi görüyor

Rum tarafında ise bir göçmen politikası var. Parası olanlar ev tutabiliyor, ya da yakınları ortadaysa barınma sorununu bu yolla çözüyor. Dahası oluşturulan göçmen kampında kalabiliyorlar. Çocuklar ise asla hapse atılmıyor. En azından bizdeki gibi bir politika yok

Rum makamları, göçmenlerin KKTC makamlarınca bilinçli olarak güneye geçmesine izin verildiğini düşünüyor. Bu konuda KKTC’nin göçmenleri barındıracak bir yeri olmadığı gibi, küçük çocukları Çağlayan dışında barındıracak bir formülü de yok

Konu gene geldi, ülkemize dayandı. Suriye ve Afgan vatandaşları insan kaçakçılarının elinde. Büyük paralar kazanan bu kesimler, adaya soktukları kişileri ara bölgeden Güneye geçiriyor. Eğer yakalarsak en az 2 ay hapse tıkıp, çocuklarından ayrı bırakıp, sonra sınır dışı ediyoruz

Bu insani bir konu ve her insani konuda olduğu gibi, Güney ve Kuzey liderlikleri işbirliği yapmayı başaramıyor. Yanaşmıyor. Bir çok insan ise acılarının kaynağına bakılmaksızın, adadaki Türk- Rum insan tacirlerinin elinde parasını zaman zaman canını kaybediyor