Her gün yaşanan olaylar, nasıl bir bataklığa saplandığımızı gösteriyor
27/02/2025












Hüseyin Ekmekci
ÜLKEMİZ YOKSULLUĞUN DERİNLEŞTİĞİ, HUKUKUN AYAKLAR ALTINA ALINDIĞI, LİYAKATSİZLİĞİN VE ADAM KAYIRMACILIĞIN NORMALLEŞTİĞİ BİR YERE DÖNDÜ
DAHA NE OLMASI GEREKİYOR? HER GÜN YAŞANAN OLAYLAR, NASIL BİR BATAKLIĞA SAPLANDIĞIMIZI GÖSTERİYOR. KAMU DÜZENİ HALKA HİZMET ETMİYOR, TAM TERSİNE ZULMEDİYOR, ADALETSİZLİĞİ DAYATIYOR
Benim ülkem her anlamda sömürülüyor. Çıkar çeteleri, kamunun her noktasını ele geçirdi. İhale komisyonu dahil… Kamu kaynakları, ihale ve rant kapısı haline geldi. Oysa makamlar, halka hizmet için vardır, iş takibi yapmak için değil!
Bu ülke bizim… Hükümetlerin, çıkar odaklarının, suç şebekelerinin malı değil! Halkın vergileriyle ayakta duran devlet mekanizması, bir avuç imtiyazlı grubun ayrıcalık alanına dönüştürüldü. Siyasi hesaplar, vatandaşın refahının önüne geçti.
Bugün yaşadığımız yer, yoksulluğun derinleştiği, hukukun ayaklar altına alındığı, liyakatsizliğin ve adam kayırmacılığın normalleştiği bir yere döndü. Ekonomik sıkıntıları aşabiliriz ama adaletsizliği nasıl düzelteceğiz?
Sağlıktan eğitime, güvenlikten kamu hizmetlerine kadar her alanda büyük sorunlar var. Yaşam kalitesi hızla düşüyor, vatandaş her geçen gün daha fazla sıkıntı çekiyor. Ertelenen her sorun, geleceğimizi daha da karanlığa sürüklüyor.
Tüm bunlara rağmen, üreten, yatırım yapan, istihdam sağlayan, devlete vergisini veren, risk alarak çalışan insanlar sayesinde bu ülke hâlâ ayakta. Tarımdan sanayiye, turizmden eğitime, korkusuzca yatırım yapan, bu toprağa emek verenler var.
Ve elbette biliyorum ki, aynı şekilde, kamu sektöründe de onca adaletsizliğe rağmen görevini layıkıyla yerine getiren çalışanlar var. Rantçılara, çıkarcılara, hatta rüşvetçilere, işini bile isteye yapmayanlara, kamudaki işine gitmeyenlere inat, halkına hizmet etmeye devam edenler var.
Maalesef kamu yönetiminde büyük bir çöküş yaşanıyor. İşe gitmeyenlerin sayısı artıyor. Liyakat yerine partizanlık esas alınıyor. Siyasi torpille işe giren, üretmeden tüketen, devleti kendi malı gibi gören bir kitle oluştu. Çalışmadan maaş alanlar, kamu düzenini bozanlar, halkın sırtına yük oluyor.
Kaynağı belirsiz paralarla ortaya çıkan dernekler, birlikler, gruplar ülkenin her köşesinde cirit atıyor. Küçük esnaf hızla el değiştiriyor… Bu halkın değerleri bir bir yok olurken, belli zümreler zenginleşmeye, hatta daha da ileri giderek racon kesmeye devam ediyor.
Çok basit bir örnek vereyim size; işbilmezliğin, rantçılığın merkezi haline gelen Merkezi İhale Komisyonu’nun son açtığı ihale de iptal oldu. Neden? Takvim yapraklarında 35 günü saymayı beceremediği için, MİK yönetimi. Bu kadar basit aslında. Aynaya bak, gör halini…
Vatandaş için aylarca, yıllarca bekleyen yasalar var. İş dünyasının önünü açacak, yatırımı kolaylaştıracak, istihdamı artıracak, bekleyen yasalar var. Ama, konu rant oldu mu resmi gazetede hemen muafiyet ya da yasayı okuyabiliyorsunuz…
En acısı da ne biliyor musunuz? Ülkeye hizmet etmesi gerekenler, rantın peşinde koşarken halk daha pahalı, daha güvencesiz, daha umutsuz bir hayata mahkûm ediliyor. Dün de yazdım, bugün de ısrarla söylemeye devam edeceğim. Sığınacağımız tek bir liman kaldı, o da ADALET…
- Aile, mücadelesi, ile statükoyu değiştirdi, liselerde baş örtüsü serbest… küfür kıyamet topluma, yük iktidara kaldı
- UBP’de sürpriz bir şekilde üyelere yeni bir cumhurbaşkanı adayı için isim soruluyor
- KKTC’de birlikte yaşamak zorunluluk değil, tercihtir
- Yüreğinde insan sevgisi olmayanın, doğduğu yerin bir önemi de yok…
- Hükümet son anda tüzükte bir değişiklik yaptı
- Şimdi onlarca çocuk, başörtüsüyle okullara gitmekte özgür
- “Her otele bir ambulans, bir de doktor” saçmalığına döndü tartışma…
- Fikire fikirle değil, “geldiğin yere dön” saçmalığı ile cevap verenler var…
- Hükümet, sükûneti sağlamak ve toplumu birleştirici bir çözüm üretmek zorunda
- İşledikleri suçlar nedeniyle adadan ihraç edilenler affedildi
- TÜM YAZILARI için tıklayınız






