Her olaya parti menfaati üzerinden bakmayı bırakın artık…

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
09/05/2025


Ali Baturay Ali Baturay


   UBP Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın sahte diploma soruşturması kapsamında dokunulmazlığının kaldırılması talebine Meclis komitesinde “ret” kararı çıkması konusuna daha önce değinmiştik…

    UBP Milletvekili Hasan Taçoy’un bir televizyon programında “ret kararı çıkacak” sözleri üzerine değerlendirme yapmıştık.

   Gizlilik kararı vardı ama buna rağmen, komite daha çalışmasını tamamlamadan Taçoy “ret kararı çıkacağını” açıklamıştı, çünkü söz konusu kararı komitedeki üç UBP milletvekili değil, direkt UBP yetkili kurulları almıştı…

     Yine UBP milletvekillerinden birisi, “UBP grup kararı çerçevesinde Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmasına ret kararı çıktığını” ağzından kaçırmıştı.

     UBP’nin kendi iç meselelerini, tüm ülkeyi ilgilendiren konulara bulaştırması ne ilktir ne de son olacak. Kendi içinde bazı kaygıları ve hesapları olan UBP ya da UBP kurmayları, Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığı konusunda da yaptı yapacağını.

   Komitedeki üç UBP milletvekili, parti kararıyla Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını engelledi. Yani yargının önünü tıkadılar…

    Polis ve Başsavcılık, suç unsuru görmüş, dosyayı Meclise göndermiş ama UBP, yargılamayı engelliyor. Tabii ki Yeşilırmak’ın kendini aklama şansını da…

    Hem geçmişte eski başkanları Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığını kaldırdıktan sonra parti içinde bir grubun dokunulmazlığın kaldırılmasına yönelik eleştirileri onları korkutuyor, hem de bir milletvekilini ve belki de ona destek verecek birkaçını küstürmek istemiyorlar. Çünkü zaten sallantıda olan mecliste nisap meselesi tam bir soruna dönüşebilir değil mi?

    Parti içi gruplaşmalar, hesaplaşmalar, dengeler çerçevesinde Yeşilırmak’a hiç dokunmamak en iyisi diye düşünmüşler…

    Tamam da ya adalet? Ya adaletin tecelli etme meselesi? Hiç mi önemi yok bunun?

    Bu memlekette çok ciddi bir “sahte diploma meselesi” hatta “sahte diploma skandalı” var ve bir milletvekili “sahte diploma” almakla suçlanıyor. Hükümetin büyük ortağı UBP ve onun bir milletvekili bu olaylarla bir şekilde ilişkili görülüyor… Bırakın yargılansın, bırakın mahkemeler karar versin suçlu ya da suçsuz olduğuna.

     Ülkeyi yönettiğini iddia eden bir parti böyle mi yapar? Örnek olması gerekenler, kötü örnek olmamalıdır.

     Öte yandan, Emrah Yeşilırmak, bir taraftan yargılanmaktan korkmadığını, kaçmadığını söylüyor diğer taraftan “Kafanıza göre bir milletvekilinin dokunulmazlığını kaldıramazsınız” diyor. Yani, ne demek istiyorsunuz? Devam etsin mi dokunulmazlık? Çelişkili değil mi bu sözler? Yelşilırmak, diplomayı, denkliği üniversitenin verdiğini, kendisinin suç işlemediğini, polisin ve savcılığın suçlamalarının dokunulmazlığı kaldırmaya yeterli olmadığını söylüyor. Üstelik de Emrah Yeşiırmak, “Her itham edilen milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılacaksa, dokunulmazlığın anlamı nedir?” diye kendini savunuyor.

     Mecliste milletvekili olan bir kişi bunları nasıl söyler? Yani size sahte diplomayı veren suçlu, siz değilsiniz. Veren suçlu, alan suçlu değil. “Ne yapalım vermeselerdi” mi diyorsunuz? Olur mu öyle şey. Sahte diplomayı veren de suçludur, alan da…

     “Hakkında polis ve başsavcılığın dosya hazırladığı her milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılacaksa, dokunulmazlığın ne anlamı var” ha? Bunu da hiç söylememeniz gerekirdi. Çünkü o dokunulmazlık size aslında konuşmalarınız, söyledikleriniz için veriliyor, yani kürsü dokunulmazlığıdır, yasaları da ihlal etme hakkı tanımaz. Yapmayın lütfen. Mademki korkunuz yok neden dokunulmazlığın kaldırılmak istenmesine tepki gösteriyorsunuz?  

     Deniyor ki; “Kimler kimler ne yolsuzluklar yaptı ne paralar yedi da düşe düşe Yeşilırmak’ın peşine mi düştüler?”

     O kişiler kimlerse, eğer kanıt varsa onlar için de yargı yolu açılır, eğer milletvekiliyse onların da dokunulmazlığı gündeme gelir.  Duyuyoruz biz de birçok şey ama kanıta muhtaç. Hem öyle bir düşünce ile yani “daha büyük suçlar var bununla uğraşmayın” mantığı, “hiçbir şeye dokunmayın” demektir.

     Olmaz öyle şey; varsa bir suç ya da polis ve başsavcılık “suç unsuru var” derse gereği yapılır, kişi yargı önüne çıkarılır. Kaldı ki Yeşilırmak “Almadım” demiyor, veren kurumu suçluyor. Bu konuda birçok meslekten insan tutuklandı, yargılanıyor, milletvekili neden yargılanmasın?

     İsias Davası konusunda bu arkadaşlar mahkemeye çağrı yapıyor; “Adalet yerini bulsun”, “Adalet engellenmesin” diye ama kendileri adaletin yerine gelmesi için yardımcı olmuyor. Başkasına çağrı yapmak iyidir de size gelince neden yan çiziyorsunuz?

   UBP’nin komite üyeleri basına yaptıkları bazı açıklamalarla olayın özünden kaçıp, meseleyi farklı yerlere çekiyorlar. Geçmişte bir kadın akademisyenin de diploması sahte çıkmış da o kişi Halkın Partisi’ne yakınmış da YÖDAK’a bile atanmış da… Bir sürü laf salatası…

    Peki o olayla Yeşilırmak olayının ne alakası var? O başka bir olay, bu başka bir olay… O şahıs şu an akademisyen değil, onun hakkında da polis soruşturması var.

Üstelik o milletvekili değil, onun dokunulmazlık gibi bir durumu yok…

    İktidar partileri, kendilerine yöneltilen bazı suçlamalarda, eleştirilerde de “Falan tarihte falan parti de şunu yapmıştı, bunu yapmıştı” diyorlar.

    Yahu ben sana, seni soruyorum, seni suçluyorum, seni eleştiriyorum, şimdi bana ne geçmişte ne yapıldığı konusunda? Ne demek istiyorsunuz yani, geçmişte bir hata yapılmışsa bugün de mi yapılabilir?

     Siz şimdi kendi meselenize bakın. Kendi meseleniz konusunda doğrusunu yapın, yanlışa imza atmayın, geçmişin üzerine basarak bugünkü yanlışı doğruya dönüştürmeye çalışmayın…

 

 

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Ali Baturay, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.