Herkes soruyor birbirine; “Ne olacak bu ülkenin hali” diye, ne olacağı belli değil sanki
17/03/2022







Ali Baturay
Sürekli bir açıklama yağmurudur gidiyor; “o olacak, bu olacak, şu olacak” diye…
Gelişen olaylarla ilgili sürekli tuhaf açıklamalar yapılıyor…
Öyle açıklamalar ki duyanlar ya da okuyanlar geri zekalıymış gibi.
Anlattıklarına, gerekçelerine çocuklar bile inanmaz.
Ülkemizde son günlerde yaşanan tuhaflıklarla ilgili yetkililerden az da olsa gelen açıklamalara kim inanır acaba?
Ne ilginçtir değil mi?
Yalanı söyleyen aslında bunlara kimsenin inanmayacağını bilir ama yine de söyler.
Bu yalanlar ne için söylenir?
Bugün bunlara inanılmasa da gelecekte bir gün medya arşivlerine bakanlar yanılsın diye mi?
Tarihçilere oyun mu oynuyorlar?
Bir şey söylemiş olmak için mi söyleniyor bu sözler?
Medya ısrar ettiği için mi?
Boş yere söyleniş yüzlerce söz var, medya boş sözler mezarlığı adeta.
Beş paralık kıymeti olmayan, gereksiz bir hayli konuşma.
Üstelik aynı kişiler, birkaç gün sonra tam tersini söylüyor.
Bunlar maalesef bu ülkede pek de anormal karşılanmıyor.
Mesele de bu aslında; hesap soramamak.
“Bir gün öyle, bir gün böyle diyorsunuz, bizi mi kandırıyorsunuz?” diye soran yok.
“O kadar söz verdiğiniz, hiçbirini tutmadınız?” diye tepki koyan yok.
Bakın kaçıncı kez “Ülkedeki ilaç sorununu çözeceğiz” diyorlar.
Tamam da bu kaçıncı söz, bu kaçıncı kandırma?
İlaç bulamayanlar perişan, siz sürekli yalan söylüyorsunuz.
Güzelyurt Hastanesi’nin açılışı için tam 15 kez tarih verilmiş…
15 kez kandırılan bir toplum, bir bölge halkı “yeter artık ama ha” demez mi, neden demez?
Girne’deki hastane için 5 açılış tarihi, Lefkoşa’ya yeni hastane için 4 temel atma, 4 açılış tarihi verilmiş mesela, geçen gün Tıp Bayramı Töreni’nde konuşmacılar söyledi.
Ne sabırlı bir toplummuşuz böyle…
KIB-TEK gözlerimizin önünde talan edildi, bitirildi, işte her gece karanlığa gömülüyoruz, astronomik fiyatlar bizi bekliyor ama buna da sabrediyoruz…
Daha neler neler… Tutar bir tarafı kalmadı bu ülkenin ama gerekli tepkiyi koyamıyoruz.
“Tepki” derken sosyal medya paylaşımlarından söz etmiyorum.
Kamuoyunun, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin cılız tepkilerinden de…
“Daha ne yapalım?” diyorlar bazen…
Yapabileceğiniz bu kadarsa, yaşadıklarınıza müstahaksınız demektir.
Yıllardır hiçbir şey değişmiyor ki; bir kısır döngüdür gidiyor.
Akıl almaz hatalar, ihmaller, istismarlarla ülke perişan hale geliyor, ders almak gerekirken aynı şeyler tekrar tekrar yapılıyor, sonra da “ne olacak bu ülkenin hali?” deniliyor.
Ne olacak? Ne olacağı belli değil mi?
Ne olacağı belli olan şeyler için “Ne olacak?” dendiğinde eskiler “Ölünün körü olacak” derlerdi.
İyi bir söz değil bu ama tam da o misal…
Herkes ne olduğunu ve olacağını görüyor ama birbirine soruyor, aslında bir tür sorumsuzluktur bu ahmağı oynamak…
Perişanlık, çaresizlik, tıkanma, yokluk, yoksulluk ama yine birileri bildiğini okuyacak, yine birileri devlet imkanları ve kaynaklarını sonuna kadar kullanacak, onca sorun içinde paylaşım kavgası sürecek, sonra da bu ülke bir adım ileri gidecek mi sanıyorsunuz?
Sorunları çözemedikleri yetmezmiş gibi, bir de saçmalık üstüne saçmalık yaşatıyorlar bize.
Peki nereye kadar? Nereye kadar katlanmayı düşünüyor bu halk bu duruma?
- Hem suçlu hem güçlü olmayın, halkın huzurunu kimin bozduğu çok belli
- KIB-TEK can çekişiyor ama birilerinin oradaki hesapları, rant kavgaları bitmek bilmiyor
- Olacağı buydu zaten, elektrik iflası bağıra bağıra geldi
- Ali Baturay: Lağım sorunu, naylon poşetlerden daha mı önemsiz?
- Ülkede ekonomik yangın var ama bu ‘ekonomik paket’ normal bir zamandaymışız zihniyetiyle yapıldı
- Büyük yangınla ilgili Meclis araştırma komitesi kuruldu da ne olacak, bir işe yarayacak mı ki?
- Taşeron işçilerinin sorunlarına kalıcı çözüm üretilmeli…
- Çocukken Cüneyt Arkıncılık oyunu oynar, gömeç bitkilerine yumruk, tekme atar, tahta kılıçla çakırdikenlerini haklardık
- Gerçekleşmeyen vaatlere, yalanlara, palavralara halk fazla tahammül gösteriyor
- Aslında yangın tecrübemiz var, sorunumuz ders çıkarmamaktır, tedbirsizliktir, sorumsuzluktur
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
