Hükümet edenler, tüm kesimlerden yükselen tepkiyi iyi okuyabilmeli
03/03/2022











Ali Baturay
Elektrik zammıyla birlikte hemen her kesimden hükümete tepki geldi, bu tepkiler her gün çığ gibi de büyüyor…
Seçimde iktidardaki üç partiye oy verenler de tepkili…
Elektriğe yapılan zam nedeniyle çok zorda kalacağını, batacağını söyleyenler az değil.
Halktaki öfkeyi, tepkiyi, hayal kırıklığını gözlemleyen medya da hükümete yönelik eleştiri dozajını artırdı.
Hükümete yakın çevreler, son günlerde medyanın çok acımasız yayınlar, gazetecilerin çok sert eleştiriler yapmasından yakınıyor, aşırı buluyormuş tepkileri…
“İsteyerek yapıyor değiliz zammı, kurumun da ülkenin de hali ortada, mecbur kaldık” diyorlarmış…
Medyanın tepkisi bir anlamda halkın tepkisinin bir yansımasıdır.
Hükümet edenler, medyaya, gazetecilere kırılacağına, güceneceğine, oradan mesajlar alsa daha iyi olur.
Eğer tüm kesimlerden benzer tepkiler yükseliyorsa, oraya kulak vermek lazım.
İş çevrelerinin tepkileri ve endişeleri gerçekçidir…
Devlet, halkını, işletmelerini korumakla yükümlüdür, tam tersine onu batırmakla, zorda bırakmakla değil.
“Mecburuz, yapacak bir şey yok” demek yeterli değildir.
Pandeminin başladığı günden bugüne ülkemizde hükümetler halkını ekonomik anlamda koruyamadı, gerekli desteği veremedi, ardından döviz krizinde de hükümetin destek anlamında olumlu etkileri olmadı…
Hiçbir katkı ortaya koyamayan hükümet, onca başarısızlık ve fiyaskonun ardından şimdi fahiş elektrik ücretleriyle halkın karşısına çıktı.
Çare üretemeyen, açılım yapamayan hükümet, ceza keser gibi halkı, işletmeleri şimdiki ücretlerin üç buçuk kat fazlasını ödemeye mahkûm etti.
Zaten çok zor durumdaki halk, “Ne iyi yaptınız?” mı diyecekti hükümete?
Hükümet çaresizlik içindedir de halkın bir çaresi mi var?
Göz göre göre yapılan yanlışlarla bugünlere gelindi, yönetenlerin yanlışlarının bedelini neden halk ödesin?
Neden bin bir zorlukla ayakta durmaya çalışan işletmeler, hükümetin hatalarından dolayı batsın?
Ülkeyi ve kurumu bu hale getirenler cezalandırılmayacak ama onların hatalarının bedelini halk ödeyecek?
Adaletli bir tutum mu bu? Değil tabii ki…
Halkın, iş çevrelerinin önüne bir yol haritası konulup, “işte bu kadar ay böyle olacak, sonra düzlüğe çıkacağız” diyemiyorlar.
Gerçi bu elektrik zammına kimse iki ay bile dayanamaz ama en azından bir planı olabilirdi hükümetin, bu sorunların ne zaman biteceğini gösteren bir planı, projesi…
Bırakın yol haritasını, elektriğe de akaryakıt fiyatlarına bağlı, otomatik zam uygulaması getirildi.
Akaryakıt zaten kısa aralıklarla pahalı oluyor, şimdi elektrik de böyle olacakmış.
Peki ama buna kim dayanabilir ki?
Siz seçimden önce halka “yüzde 350 zam yapacağız” demediniz ki…
Seçim sürecinde siz hep güzel şeylerden söz ettiniz, tüm sorunlar için formülünüz olduğunu söylediniz, şimdi ise “çaresiziz, yapmak zorundayız” diyorsunuz.
Bir türlü yüzü gülmeyen halka kâbus yaşatıyor, onu hayal kırıklığına uğratıyorsunuz.
Hiç kusura bakmayın, eleştiriler az bile bence…
Eğer siz bu zammı hafifletecek bir çare bulmazsanız sosyal patlamalar olacak ve bugün yapılan eleştirileri arar olacaksınız…
Hatırlatmak isterim, ülke yönetiyorsunuz, çocuk oyuncağı değil bu iş.
- “Müjde” dediğiniz şey pratik yaşamda karşılığını buluyor mu ki?
- Ağır cezalara rağmen kurallara uymamanın yolunu buluyor birçok kişi…
- Bu durum çok vahimdir, yolsuzluklara bakış bakımından endişe vericidir…
- Bu ülkede artık her şey yanlış gidiyor, fiyaskoların ardı arkası kesilmiyor…
- Bu tutuklama yasal olabilir ama vicdani değildir…
- Hemşireler için “İngilizce öğretemedik, İngilizceyi ortadan kaldıralım” mantığı…
- Maaş ödemek için borçlanan bir devlet, halkına nasıl güven versin?
- Bakanlık, denetimi çalışandan Beklemesin, kendi yapsın…
- Herkes suspus; ne bakan bir şey söylüyor ne Başbakan ne de marketçiler…
- Sinirli, tahammülsüz, saygısız, nezaketsiz insanlar çoğaldı…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





