Hükümet, eşek sorunu için kaynak yaratamıyor, halktan para rica ediyor …

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
24/02/2025


Ali Baturay Ali Baturay


 

   Karpaz’da hür eşeklerin katledilmesi meselesi konuşulmaya devam ediyor.

   Kimileri, ülkedeki onca sorun içinde eşek katliamını fazla önemsemese de aslında bu konu daha önce de söylediğim gibi, çok yönlüdür ve aslında bir şekilde ülkemizin durumunu yansıtmaktadır.

   Ülkeyi yönetenlerin ilgisizliği, devam eden, kronikleşen sorunlara duyarsızlığı, verdiği sözleri tutmaması açısından tam bir memleket örneğidir...

   Meseleyi uzun uzun konuştuk, her yönüyle ele aldık, aynı şeyleri tekrarlayacak değilim ama meselenin başka bir boyutuna dikkatinizi çekeceğim.

   Biliyorsunuz, Çevre Bakanlığı ile Taşkent Doğa Parkı’nın “Eşek Yönetim Projesi” ile ilgili iş birliği arayışı ta 2017 yılına kadar dayanıyor, protokol imzalandı, 2023’te belediye de dahil edilerek bir protokole daha imza atıldı.

   Verilen bilgiye göre, bu protokol çerçevesinde ilk kez Karpaz’daki eşek sorununa bilimsel temellere dayalı, kalıcı bir çözüm getirilmesi planlanmıştı. Bu çerçevede hazırlıklar da yapıldı ama bakanlık ya da hükümet bunun için kaynak bulamadı.

   Hep söylüyorum, hükümetimiz maalesef faydalı işler için kaynak bulamıyor, faydalı işler için ya hiçbir şey yapılmıyor ya da başlatılan projeler yarım kalıyor.

    Eşek katliamı yeni değildir, yıllardır yapılıyor… Merak ediyorum, toplu kıyım olarak 14 eşek öldürülmese (30 eşek olduğunu iddia edenler de var) ve üçer, beşer öldürülmeye devam edilse, bunlar medyaya yansımasa bu konu gündeme gelecek miydi? Tabii ki hayır, gündeme gelmeyecekti…

    Çevre Bakanlığı ile Taşkent Doğa Parkı’nın “Eşek Yönetim Projesi” ile ilgili iş birliğini anımsayabilecek miydik ya da birçok kişinin bundan haberi olabilecek miydi? Hiç sanmıyorum… Kim bilir kaç ay, kaç yıl daha böyle gidecekti?

    Taşkent Doğa Parkı’nın iyi niyetli “Sembolik Eşek Sahiplenme” adımı da gündeme geldi. Başta bağışlar biraz yavaş gitse ve Taşkent Doğa Parkı yetkilileri buna sitem etse de daha sonra halkımız kampanyaya ilgi de gösterdi. Tabii ki hedeflenen rakama ulaşmak zor ama bir duyarlılık oluştu…

    22 Şubatta yapılan açıklamaya göre, “Eşek Yönetim Projesi- Sembolik Eşek Sahiplenme Kampanyası”na bireysel bağışlarda 374 bin 167 TL'ye ulaşıldı. Muhtemelen bu rakam şu sıralarda daha da artmıştır.

   Katkı yapan vatandaşlarımızı takdir ediyorum, sağ olsunlar, iyi yapmışlar. Yapabilen yapsın tabii ki… Üstelik gönüllü vatandaşların yanı sıra Çevre Bakanlığı’nın girişimiyle otellerden, casinolardan, bankalardan, üniversitelerden ve belediyelerden katkı istenecekmiş… İstesinler tabii ki “isteyenin bir yüzü kara” değil mi?

  Ne güzel değil mi? Güzel, iyi, hoş da hükümet yükümlülüğünü yerine getirmeyecek, sürekli olarak vatandaşlar ve iş insanları mı katkı yapacak?

   Okulları iş insanları yapsın, yaşlı bakım evlerini iş insanları restore etsin, yetersiz kalan Çağlayan Çocuk Yuvası’nın yerine Sevgi Evi’ni iş insanları yapsın, vatandaşlarımız her zor durumda katkıda bulunsun…

   Yardımlaşma güzeldir, anlamlıdır ama hükümetin bu kadar geri çekilip birçok şeyi vatandaştan beklemesi, sonra da yapılanları kendisi yapıyormuş gibi övünmeye getirmesi artık can sıkmaya başladı.

   Yıllardır eşek sorununa çare bulmayacaksınız, hatta olanı bile bozacaksınız, bir proje hazırlanacak ona da kaynak yaratamayacaksınız ve vatandaşa el açacaksınız.  

   Bu vatandaşlar direkt ve dolaylı vergisini veriyor, sizin yarattığımız pahalılıkla ve daha birçok sıkıntıyla mücadele ediyor ve siz ondan ekstra para bekleyeceksiniz.

  İlk bakışta bu bir yardımlaşma olarak görülse de aslında hükümet edenlerin ihmalini, umursamazlığını ve beceriksizliğini gösteren bir durumdur.

  Elini taşın altına koyan ve faydalı işler yapmak isteyen Taşkent Doğa Parkı yetkililerini anlayabiliyorum, çabalarını takdir de ediyorum. Başta az kişinin katkı yapmasına yönelik sitemleri, bölgedeki soruna kayıtsız kaldığını iddia ettikleri ve sorunun çözümüne destek vermeyen herkesin suçlu olduğunu söylemeleri genellemesi de bir yere kadar anlaşılırdır. Ancak tüm bu sözler gerçek suçlunun kim olduğunu ortadan kaldırmaz. Gerçek suçlu halkın hiçbir bireyi değil, ilgili bakanlık ve hükümettir.   

   Olayın patlak verdiği ilk günlerin ilk tepkisi normal karşılanabilir olsa da “Karpaz’daki eşeklere verilen değerin sözde olduğunu, Taşkent Doğa Parkı dışında hemen hemen kimsenin elini taşın altına koymak gibi bir gailesinin olmadığını” söylemek fazla iddialı sözlerdi kuşkusuz… İstihdam ettiği bekçileri bile çalıştırmayan/ çalıştıramayan, görev yerine gitmesini bile sağlamayan bir hükümet varken ortada, kim nasıl, ne kadar elini taşın altına koyacak ki?

   Bir soruna ilgi göstermek, çözülmesini sağlamak için illaki oraya maddi katkı koyarak, para vererek mi olur? Bu konuyu gündeme getiren sivil toplum örgütlerini, meclise taşıyan muhalefet milletvekillerini, defalarca medyada ve sosyal medyada sorunlarını gündeme getiren bölge halkını duydu mu hükümet? Hayır, hep duymazdan gelindi.  

    Taşken Doğa Parkı, yetkililerin açıklamaları içinde şöyle bir bölüm vardı:

    “Bu hayvanların ölmesinin tek sebebi o tetiği çekenler mi? Bize göre kesinlikle hayır. Karpaz’daki başıboş eşek sorununa romantizm katarak bu hayvanların reel ihtiyaçlarını umursamayan, bugüne kadar bu hayvanların büyüyen sorunlarını görmezden gelen, bölgedeki başıboş eşeklerin hayvan refahını umursamayan, o bölgedeki doğaya verdikleri zararı ve bölge halkının yaşadığı ciddi mağduriyeti görmezden gelen ve doğru çözümlere destek olmayan herkes bu yaşanan olayda ve bu eşeklerin ölmesinde en az tetiği çekenler kadar suçludur…”

   Gerçeklik payı büyük bir açıklama ama soruyorum; o “destek olmayan herkes” sözünün içinde tüm vatandaşlar mı var? Ne kadar herkes? Evine ekmek götürmekte zorlanan vatandaşlar da mı? Aslında toplumsal olan ama spesifik olarak maruz kaldığı sorunlar karşısında çaresiz kalan, ne yapacağını bilemeyen vatandaşlar da mı? Ülkenin diğer ucundaki, mesela Lefke’deki, Yeşilırmak’taki vatandaş da mı suçludur?

     Mesela bölgede maruz kaldığı sorunlar nedeniyle hükümetin kapısına dayanmayı, eylem yapmayı, hükümet üzerinde baskı kurmak yerine hayvanları öldürmeyi tercih edenlerle, Gemikonağı’ndaki bir vatandaş aynı derecede suçlu mudur? Birebir sorunu yaşayanların daha fazla ses çıkarması gerekmez miydi?

    Yoksa hemen hiçbir konuda artık hükümeti hareket ettirecek tepkisini ortaya koyacak bir eylemliliği gösteremeyen, kendi gücünün farkında olmayan ve sinen toplumun tamamını mı kastediyorsunuz?

     Evet genel bir kayıtsızlık, genel bir tepkisizlik vardır, evet bu halk erken parlıyor tepkisi erken sönüyor, evet halk olarak hakkımızı daha yüksek sesle savunmalıyız, gerektiğinde hükümetin kapısına dayanmalıyız, evet gitgide eylem/ eylemlilik/ örgütlülük yeteneğimizi yitiriyoruz ama suçu olana “suçlusun/ sorumlu sensin” bile diyemiyorsak zaten biz bu mücadeleyi çoktan kaybettik. Gerçek suçlu da hükümettir, lafı fazla dolandırmaya gerek yok…  

   Bunları söylerken Taşkent Doğa Parkı yetkililerinin “Eşek Yönetim Projesi” ile ilgili çabalarını, yaptığı basın toplantısını, yapılmak istenenleri, yapılacak işler, tedbirlerle ilgili açıklamalarını göz ardı etmiyorum.

   Belli oldu ki hükümet bu işe kaynak bulamayacak, o nedenle vatandaşlardan ve iş insanlarından gelecek parayla iş yapılmak isteniyor. Bunun için de bakanlık iş çevreleri ve belediyelerle istişare içine girecekmiş…

    Bu ne demektir biliyor musunuz? Hükümet kaynak yaratıp, soruna çözüm üreteceğine halktan ricacı oluyor. Rica ile yapılan işten de hiçbir zaman arzu ettiğiniz sonucu alamazsınız. Hükümet, vatandaşa daha fazla yüklenmekten, vatandaştan para beklemekten vazgeçmelidir. Bugün en zor günlerini yaşattığınız halka olumlu anlamda ne verebiliyorsunuz ki hep ondan istiyorsunuz?

   Ne diyelim? Olduğu kadar, para toplanabildiği kadar mı iş yapılacak? Hiç olmamasından daha iyi midir? Bu memlekette “buna da şükredin” anlayışı var, en iyisini isteyeceğimize hep olanla yetinmek hep kaderine razı olmak… Bu yalnızca eşek sorunu meselesinde değil her konuda böyle…

    Umarım bunca tartışmadan bir süre sonra yine aynı şeyleri konuşmak zorunda kalmayız…

   

 

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Ali Baturay, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.