Hüseyin Ekmekçi yazdı: Alt seviyede bir işbirliği zemini yaratıldı…
19/03/2025













ERSİN TATAR İKİ AYRI DEVLETÇİ DA; CRANS MONTANA’DA MASAYI TEKMELEYEN EKİBİN BAŞI HRİSTODULİDİS FEDERASYONCU MU? SADECE ROLÜNÜ OYNUYOR…
CENEVRE’YE GELİŞ NEDENİ İŞBİRLİĞİ YOLLARINI ARAMAK. DAHA TOPLUMSAL, DAHA FAYDALI ALANLARDA İŞBİRLİĞİ İMKANI DA VARDI… EN ALT SEVİYEDE BİR İŞBİRLİĞİ ZEMİNİ YARATILDI…
Cenevre’den ayrılıyoruz bu sabah. Heybe boş… Bir, sıfırdan iyidir ama bu bir, henüz heybede değil… Cenevre, bir çözüm ya da kazanım görüşmeleri için düzenlenmedi. Buraya gelirken hepimiz de biliyorduk ki, “iş birliği” zemininde BM, tarafları bir araya getirmek istedi. O kadar…
Bu iş birliği yolları arandı. Beklentiler yüksek tutuldu. Enerji alanında AB gözetiminde adanın tamamının ana kara sistemine bağlanmasıyla başlayan, kaçak göçmenlere karşı kökten bir mücadeleyle süren, Türkiye’den gelen suyun paylaşımıyla taçlanması beklentisi vardı.
Liderler, garantörler uzlaşa uzlaşa “mezarlıkların restorasyonu” konusunda iş birliği kararı aldılar. Maden kiri ve mayın temizliği zaten vardı. Kapıların açılması için görüşmeler zaten devam ediyordu… E, temsilciler de maşallah, son altı ayda adadan hiç eksik olmadı…
Kısacası, bu zirveden federasyon ya da iki devlet adına bir şey çıkmasını beklemek, eleştirileri bu tonda yapmak, hayal kırıklıkları yaşamak, BM’yi, Türkiye’yi, Yunanistan’ı ya da AB’yi suçlamak için kurulan cümleleri bu nedenle anlamıyorum. Süreç zaten belliydi…
Esas hayal kırıklığım, daha etkili ve önemli, toplumların günlük yaşamına katkı sağlayacak, günlük yaşamda Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumları daha çok yaklaştıracak, hayatı kolaylaştıracak alanlarda iş birliği şansı varken, tercihin mezar, maden ve mayından yana kullanılması… İçi boş…
Dahası, dört yeni kapı açmaktan bahsediliyor. Bu bir kazanım… Doğru da… Hangi kapılar bunlar? Türk tarafı, “Haspolat ve Akıncılar” diyerek öneriyi ete kemiğe büründürdü. Rum tarafı ise “İki kapı da ben önereceğim.” dedi. Ama masada Rum tarafının önerdiği bir kapı da yok…
Bir isyanım da federasyon temelinde çözüm bekleyenlerin isyanına… Ersin Tatar’ın her fırsatta iki ayrı devleti savunduğunu herkes biliyor. Peki, federasyon için size cesaret veren Nikos Hristodulidis yönetimi mi? Hristodulidis ile mi federasyon yapılacak?
Crans-Montana’da federasyon masasını tekmeleyerek deviren ekibin başı, Cumhurbaşkanı seçilince federasyoncu oldu, herkes de ona inandı, öyle mi? Sadece karşısında Ersin Tatar’ın olduğunu bildiği için rolünü oynayan birisi o… O kadar!
Kıbrıslı Türklerin en temel hakkı olan ve bu hakkı Annan Planı’nda elde etmiş olduğu “doğrudan uçuş, ticaret ve temas” için kılını bile kıpırdatmayan, bunu engellemek için her platformu kullanan Hristodulidis federasyoncu, öyle mi? Bel bağlanacak en son insan…
Ersin Tatar’a federasyonu savunmadığı ve bunu BM gündemine taşımadığı için hayıflanmak kolay. Karşısındaki Rum lider barış havarisi falan değil. Adaya ABD askeri güçlerini davet eden, üs açan, ayrılıkçı, Kıbrıslı Türkleri asla siyasi eşit görmeyen birisi…
Bizim derdimiz, hızla dünyadan izole edilmemiz. Annan Planı’na “Evet” diyerek, son ciddi zirvede sadece siyasi eşitliği karşılığında BM ile uyumlu çalışan taraf, Türk tarafı… Bu gerçekler ortada ve BM kayıtlarında. Türk tarafının yapıcı tavrı maalesef yıllardır yok sayılıyor.
Tablo son derece net. Cenevre’ye geliş nedeni, “iş birliği” olanaklarını masaya yatırmak. Çıka çıka çıkan iş birliği: mezar, mayın, maden temizliği… Enerji gibi bir alanda iş birliğini dahi reddeden Rum tarafı… Esas başarısızlık bu! Gerçekçi alanlarla iş birliği zemini yaratılmadı. Reddeden Rum tarafı…
Şimdi dönüş yolundayız. Haber Kıbrıs ekibi olarak sevgili Bertuğ Topal ile birlikte, gazetecilik ilkelerinden kopmadan, sadece habere odaklandık. Gerçeği aktardık. Çok sayıda canlı yayın, son dakika gelişmesi ve haberle sizlerle olduk.
Bizlere güvenen, zirveyi Haber Kıbrıs’tan takip eden herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.






