KAYNAK VAR; YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜ DE VAR… ÜZERİNE 1975’DEN GÜNÜMÜZE TRAFİKTE YAŞAMINI YİTİREN 2 BİN KİŞİ VAR… SAVAŞTA BU KADAR İNSANIMIZI KAYBETMEDİK… BENİ ÜZEN TEDBİR ALMAYAN, SORUMLULUK ALMAYAN İDARECİLER. ARTIK SUSUN, KOLLARI SIVAYIN

MALİYE, BELEDİYELERİN TRAFİĞE HARCAMASI GEREKEN MİLYONLARCA TL’Yİ HER AY İÇ EDİYOR, VERMİYOR. NÜFÜSA GÖRE ÖDEME YAPILMIYOR, KIB- TEK AYDINLATMA PARALARINI İÇ EDİYOR. HALKA HİZMETE DÖNMESİ GEREKEN KAYNAK RESMEN MALİYE TARAFINDAN ÇALINIYOR…

SAYIN ARIKLI; O MASAYI KURUN… BİR TARAFTA BELEDİYELER, BAŞINDA SİZ, KARŞIDA HALKIN PARASINI VERMEYEN MALİYE, YANDA BİZİ KARANLIĞA MAHKUM EDEN KIB- TEK… HALKIN OLANI SÖKÜN, ALIN, HALKA HİZMETE DÖNSÜN… BU KADAR BASİT…

Birçok alanda sorunlar çok basit bir şekilde çözülebilecekken bizler, inatla ve ısrarla tartışarak geçiştiriyoruz. Sorunları çözecek nitelikli kamu personeli ise maalesef hiçbir siyasetçinin umurunda değil. Liyakat, bir ülkede gözden çıkarılan ilk siyasi karar olursa, varacağımız nokta işte budur.

Trafik kazaları inanılmaz derecede canımızı yakıyor. İnsanlar ölüyor, bunun ötesi var mı? 1975 yılından bugüne Kuzey Kıbrıs’ta trafik kazaları nedeniyle 2000 kişi yaşamını yitirdi. Bugün 2000 kişi bir araya gelsek, kocaman bir köy kurarız. Parti kursak, iktidar oluruz!

Ancak 2000 yalnızca bir rakam değildir. Yitip giden yaşamlar, gözyaşı dinmeyen anneler, kahrından ölen babalar… Annesiz, babasız kalan çocuklar, dağılan aileler… Trafik kazaları artık çok ciddi bir toplumsal sorundur ve yalnızca bir bakanlığın çözebileceği bir mesele olmaktan çıkmıştır.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Sayın Erhan Arıklı, her konuya balıklama daldığı için haliyle vatandaşlar da en fazla onu eleştiriyor. Ama bir gerçek daha var: Ondan önce aynı görevi yapan birçok siyasetçi de belki çok daha ağır eleştirilerin hedefi oldu.

Özellikle Sayın Arıklı’nın son yaptığı ve belgeyle açıklamaya çalıştığı açıklama tam bir garabetti. Hiç konuşmasa daha iyiydi. Hatta artık hiç konuşmasın! Kolları sıvasın, işin koordinasyon kısmına daha çok kafa yorsun. Zira konuşarak yeterince zaman kaybettik. Kendisi de çu an zaman kaybediyor, ülke de…

Elbette kaybettiğimiz sadece zaman değil. Yukarıda da söylediğim gibi 2000 insanı kaybettik. Bunların önemli bir bölümü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşıydı. Çok sayıda genci koruyamadık, tabuta koyarak ülkelerine gönderdik. Acı değil mi?

Belli ki Karayolları Dairesi organizasyon olarak çökmüş durumda. Araç gereç yok, personel yok, nitelikli personel hiç yok! Mühendis ara ki bulasın. Bu gerçekler ışığında geriye yalnızca güçlü bir organizasyon kurmak kalıyor. Açıkçası ben kaynak olmadığına inanmıyorum.

Sayın Erhan Arıklı’nın yapması gereken bellidir. O masayı kuracak! Eğer bugün Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu her ay 14 milyon TL’yi iç edip, bunun kullanımını belediyelere aktarmıyorsa, açıkça suç işleniyor demektir. Erhan Bey bu kaynağın peşine düşsün, hepimiz de arkasından yürüyelim!

Gerçek şu ki belediyelerin organizasyon yeteneği ve refleksi, devletin çok daha ilerisinde. Bırakın yeni kaynak yaratmayı, yalnızca aşağıda sayacağım üç kalemde kamu maliyesi belediyeleri mağdur etmezse, belediye başkanları zaten gerekli yatırımları ve organizasyonu yapacak nitelikte.

Örneğin, hiçbir belediye gerçek nüfus üzerinden devlet katkısı almıyor. Kamu maliyesi, bu anlamda sadece belediyeleri değil, vatandaşı da mağdur ediyor. Çünkü o para hepimizin! Yasalar gereği gerçek nüfus üzerinden belediyelere pay aktarılmak zorunda.

Ayrıca trafik cezalarından elde edilen gelir düzenli bir şekilde belediyelere aktarılmıyor. Belediye başkanları, Maliye’nin kapısında adeta dilenciye dönüştü. Oysa bu kaynak belediyelere gitse, hizmet olarak halka dönecek. Ancak Maliye bu parayı iç ediyor.

Bir çırpıda iki kalem saydım sizlere. Üçüncü kalem ise Sayın Arıklı’nın açıklamalarında gizli. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, sokak aydınlatması için bizden topladığı 14 milyon TL’yi maalesef nereye kullandığını açıklamıyor.

Şimdi tekrar konuşalım. Kaynak yok öyle mi? Kaynak var! Yetişmiş insan gücü de var! Ama bir gerçek daha var: Trafikte ölenler de var! Herkes elini vicdanına koysun. Bu kadar çok şey varken, hâlâ trafikte ölmeye devam etmemiz normal mi? Çözüm aslında çok basit: Herkes görevini tam ve eksiksiz yapsın!