Hüseyin Ekmekçi yazdı: Kamu verimsizdir, adil değildir, tüm kaynaklarımızı emiyor
13/05/2025












HIZLA GERİYE GİDİŞ VAR AMA FARKINDA DEĞİLİZ. DÖVİZ ALDI BAŞINI GİDİYOR; FARKINDASINIZ DEĞİL Mİ? 38; 42; 52…
KAMU VERİMSİZDİR, ADİL DEĞİLDİR, TÜM KAYNAKLARIMIZI EMİYOR. ÜSTÜNE BİR DE ÖZELDE TUTUNAMAYANLARIN YAN GELİP YATMA YERİ…
Dağınık bir yapıda sorunların biriktiği, hiçbir partinin ülkenin direk sorunlarına çözüm önerisi yapmadığı, nüfus dahil, rakamların bilinmediği, halka güç gösterisi ve “en iyi biziz” üzerinden siyasetin dizayn edildiği bir süreçten geçiyoruz
Türkiye kendi yolunu yürüyor. Güney Kıbrıs hukuka uydura uydura bizi yumruk manyağı etti… KKTC de kendi siyasi geleceğini düşünmek zorunda. Maalesef köy kahvesinde 3- 5 kişi kafa kafaya verip memleket sorunlarını masaya yatırıyor da devletin zirvesinde bir sessizlik…
Bu halkın temel sorunları bellidir. Kamu verimsizdir. Hayat pahalıdır. Ülke insanının her alanda ürettiği kaynakları kamudaki maaş yükü emiyor. Emdiği gibi, halka hizmet vermiyor. Tüm üretim, değişim, reform adımları çarpık bürokrasi ve kamu yapısına takılıyor
Ombudsman, Sayıştay gibi kurumlar demokrasinin temeli. Ortaya çıkardıkları raporlar başta parlamento ve bakanlıklar olmak üzere, polis ve Başsavcılık tarafından da dikkate alınmıyor. Yapanın yanına kar kalıyor, çalan çalıyor, rüşvet alan soruşturulmuyor
Bu ülkenin ayağa kalkması için üretmesi gerek. Sanayi ve tarım bölgeleri resmen dökülüyor. Organize sanayi bölgelerine giren çıkan belli değil, organize hayvancılık bölgeleri yok, olanlar da alt yapısız. Basit gibi gelebilir, ama bu bile kamunun üretime duyduğu saygının göstergesi
Ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim, döviz artsa bile piyasanın ucuzlaması gerekiyor. Bir devlet, halkının gözü önünde fakirleşmesini seyredemez, seyretmemeli. Ancak, KKTC yapısı maaş ödemeye endekslenmiş, halkın bütününü kucaklamıyor
Zor zamanlardan geçiyoruz. Ne yapalım? Dalgasız denizde herkes kaptan. Oysa her alanda liyakat sahibi yöneticiler lazım. Ekonomiyi bilen, verimliliği artıracak, dar gelirlinin yanında duracak, gençlere umut verecek, üretimi ayakta tutacak, alım gücünü artıracak kararlar…
Bir plansızlıktır da gider. Bakın parti başkanlarına, parti sözcülerine, ekonomiyi kurtaracak diye parti kadrolarına alınanlara? Bu ülkenin 3 yıldaki kayıpları, eriyen serveti, düşen alım gücü için çare üreten, ayakları yere basan öneriler yapan var mı?
TL kullandıkça batıyoruz. Efendim döviz düşmüş. Kör etti da düştü. Doların 9; Euro’nun 10, Sterlinin 11 TL olduğu zamanlardan geldiğimiz yere bak. Kısa sürede, dolar 38; Euro 42; sterlin 52 TL… Elektrik, akaryakıt düzenli olarak zamlanıyor, hadi üretim yap…
Türkiye ile protokol imzalanmış da, kamu maliyesine kaynak aktaracakmış da, rahatlama sağlanacakmış. Maliye 4 ayda 170 milyon dolar borçlandı. 4 aylık maaşın 1.5 aylık kısmı borçlanarak ödendi. Kamuya gelişigüzel istihdamlar hız kesmeden devam ediyor
Bu ülkeyi yönetenlerin aklında “daha fazla iktidarda kalma” olduğu sürece de düzelmeyecek. Sefalet de bu cicili bicili hallerimizin altında devam edecek. Daha da Ortadoğulu olmaya, çağdaş dünya değerlerine uzaktan bakmama davam edeceğiz
Altında arabası, cebinde gezme parası, çocuğunun okul parası olan da kendini mutlu sayacak, “ne güzel ülkede yaşarız” deyip, yolumuza devam edeceğiz. Çağdaş dünya değerleri bunlar mı? Hani demokrasi, hukuk, adalet, insan hakları, dünyalı olmak?
Tartışmaya, anlatmaya devam edeceğiz. Gücenen gücensin, darılan darılsın. Kendimiz için en iyisini, istemeye, çağdaş, demokratik, verimli bir kamu yönetimi talep etmeye devam edeceğiz. Hukukun üstünlüğü en büyük koruyucumuz olacak, uğrunda savaşacağız…






