OKULLARIN AÇILMASI NEDEN ERTELENDİ? BİR DE BENDEN DİNLEYİN… RESMEN PARTİZANLIK, İŞ BİLMEZLİK… KURULTAY HESAPLARINA ÇOCUKLAR BİR HAFTA DAHA EVDE

OKULLARDA TAMİRATLAR DEVAM EDİYOR… HEPSİ DÖKÜM SAÇIM… BİR YERE KADAR ANLARIM DA, NAZIM ÇAVUŞOĞLU EĞİTİMİN OYUNCAK YAPILMASINA NASIL MÜSAADE EDER, ONU ANLAMAM…

Bugün açılması gereken ilk ve orta eğitimin bir hafta ertelenmesi rezil bir karar değil de nedir? Partizanlığın, iş bilmezliğin, kurultay hesaplarının ve koordine olamamanın sonucu ülke tarihinde büyük bir skandala imza atıldı

İlk bakışta Milli Eğitim Bakanlığının işini eksik yaptığını söylemek mümkün. Ama gerçek bu mu? Hayır. Gerçek başbakanlık ve Maliye Bakanlığının karar verememesi, kaynak yaratmaması, kurultay hesabı ve tamamen memlekete dair bir gaylenin olmaması…

Şu an eksik öğretmen sayısı 218. 218 isim de hazır. Tüm isimler belirlenmiş, Başbakanlık Maliye Bakanlığı’na talimat verecek, maliye bakanlığı gerekli kaynağı hazır edecek, atamalar yapılacak. İşlem bu kadar basit. Peki atamaların yapılmamasının gerçek nedeni ne? Erteleme ne alaka?

Aslında bu iki soruya doğru cevap verirsek okulların açılışının neden ertelendiğini de doğru anlamış oluruz. Çünkü kamuoyuna aktarılan ve resmi gazetede yer alan gerekçe tamamen Uydurma. Öğretmen atamaları tamamlanmamış, bu yüzden okulların açılması bir hafta ertelenmiş

Neden atanmadı 218 öğretmen? Çünkü kurultay öncesi öğretmen ataması Başbakan için son derece riskliydi. Atanma umudunda olan yüzlerce genç geçici de olsa öğretmen kadrolarında yer bulmak istedi. Kurultaya bir hafta kala yüzlerce genci kaybetmek olasıydı…

Bunu göze alarak öğretmen atamalarını yapmadılar. Kurultaydan sonra yapma konusunda en ufak bir tereddütleri yoktu yani, okullar eksik öğretmenle açılacaktı. Hiç öyle öğretmen atamaları yapılmadı da okulların açılmasını bir hafta erteliyoruz demesinler, yalan

Mesela geçtiğimiz yıl okullar öğretmen eksikliği ile açılmadı mı? Açıldı. Neden ertelemediler? Aynı başbakan başbakandı, aynı eğitim bakanı eğitim bakanıydı. Geçen sene eksik öğretmenle açılan okullar bu sene mi sorun olacaktı? Esas gerekçe başka… Onu da anlatalım…

Ulusal birlik Partisi, üç yıldır ataması eksiksiz yapılan 80 civarında öğretmeni unuttu. Bir yıl daha eksiksiz atansalar, kadrolu öğretmen olma hakkını elde edecekler. Ataması yapılmayan öğretmenler arasında bu gençler de vardı

Kıyamet de burada koptu zaten. Okullar açıldıktan on gün sonra bu atamalar yapılsa, 80 civarında genç, kadrolu öğretmen olma şansını bir sene ertelemek zorunda kalacaktı. Bu fark edildi. Kimse kimseye yalan söylemesin. Hem kurultay kaygısı, hem de partizanlık…

Devlet okullarının açılışının ertelenmesi için esas gerekçe halen devam eden tamiratlar. Bu konuda gecikme olduğu muhakkak. Okullar kum ve çakıl yığını dolu. Molozlar, Çivili Tahtalar… Sorunsuz bir şekilde okulların açılması imkansız bir noktada.

Yıllardır öğretmen eksiği ile açılıyor okullar. Düşünsenize sendika ve bakanlık oturuyor ve eksik öğretmen sayısında anlaşıyor. Kamu Hizmeti Komisyonu sınavı bu rakamlar üzerinden yapıyor. Örneğin sekiz matematik öğretmeni, sekiz İngilizce, on beden eğitimi öğretmeni alınacak şekilde hazırlık yapılıyor

Eğitim Bakanlığının onayı alınmadan başbakanlık ve maliye bakanlığı bu rakamları yarı yarıya düşürerek, daha çok geçici öğretmen atanmasına zemin hazırlıyor. Partilileri mutlu etmek adına, sınavı geçen ve atanmayı bekleyen çocuklar mağdur ediliyor

Daha net anlaşılması için söylüyorum, hani yeterli kadro yok ya, hani sınavı geçen çocuklar öğretmen olmayı beklesin, hepsini elediler. Sınavda başarılı olan çocukların yerine de partizanca geçici öğretmen atamaları yapılacak. Durum bu kadar kötüdür

Okulların bir hafta daha ertelenmesi rezaletin de ötesindedir. İçerisinde vicdansızlık vardır, iş bilmezlik vardır, partizanlık vardır, ülke gençleri arasında ayrım vardır. Göreceksiniz, 218 öğretmenin ataması bu hafta tamamlanmayacak.

Hazırlanan isim listesi ya bu hafta sonu kurultaydan sonraki pazar günü, ya da hafta başı pazartesi günü onaylanacak. Yaşananları gerçekten aklım almıyor. Nazım Çavuşoğlu kurultay uğruna eğitimin bu hale düşmesine nasıl izin veriyor, o da kendi vicdanında hesap vereceği bir konu…