Huzura da ihtiyaç var, ekmek gibi su gibi...

ads ads ads ads
17/04/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


    Ülkeniz dünyanın en güzel ülkesi olsa da…

    En güzel güneş o ülkede doğsa da…

    En güzel sahiller sizde olsa da…

    Sahillerinizdeki kumlar altını andırsa da…

    Dev kentlere sahip olmasanız ve oralarda büyük kalabalıklar bulunmasa da…

    Belirli saatler dışında çok yorucu ve gürültülü araç trafiği olmasa da…

    Savaş ya da terörizm korkunuz bulunmasa da…

    Büyük doğal afetler ülkenize pek uğramasa da…

    Ülkeniz, herkesin herkesi tanıdığı bir kasabayı andırsa da…

    Mesela bir eviniz, bir otomobiliniz, aileniz, iki çocuğunuz, yaşamınızı sürdürmenize yeten maaşınız olsa…

    Ne olurdu mesela mutlu olur muydunuz?

    Bunların hepsi olsa bile mutlu olamazdınız çünkü huzurunuz yok…

    Evet bu ülkede huzur kalmadı…

    Her geçen gün de huzur bozan şeyler artıyor.

    Baş dinçliğinin, gönül rahatlığının olmadığı yerde mutluluk mu olurmuş?

    Kaldı ki yukarıda saydığım olumlu şeylerin bazıları süratle bozuluyor zaten…

    Yukarıda örneğini verdiğim o ailenin sahip olduklarına çok sayıda insan sahip olamıyor.

    Güzel ülkemizi kirletmek, doğal değerlerini katletmek, çirkinleştirmek için elden ne gelirse yapılıyor.

    Partizanlık, adam kayırmacılık pandemi döneminde bile sürdü.

    Beceriksizlikler, ihmaller, istismarlar, yolsuzluklar pandemi döneminde de hız kesmedi.

    Ölümlü trafik kazaları, iş kazaları, iş yaşamında emekçilerin hak gaspları bitmek bilmiyor daha da artıyor.

    Polisiye olaylar, özellikle şiddet vakaları endişe edici boyutta…

    Uyuşturucu vakaları azalmıyor, artıyor…

    Kamuda bürokrasi can sıkmaya ve can yakmaya devam ediyor.

    Ne sağlıktaki ne eğitimdeki ne tarımdaki ne sanayideki sorunlar çözülebildi…

    Pandemiden kaynaklanan sorunlara da döviz krizinin yarattığı sıkıntılara çare bulunamadı…

    Ülkeyi yönetenler, ülkede sanki de reel sektör yokmuş gibi davranıyor…

    Hepsi yetmezmiş gibi bir de Kıbrıslı Türklerin ayarlarıyla oynanmaya çalışılıyor…

    Sorunlar içine gömülmüş bu toplumun huzuru bozulsun diye uğraşılıyor adeta.

    Seçim yapıyorsun sözde, müdahale ediliyor, iradeni ortaya koyamayasın diye elden ne gelirse yapılıyor.

     Bileğinin hakkıyla bir şey elde edemeyeceğini, bir yere gelemeyeceğini görenler, ülkeye müdahale çağırıyor.

     Seçim yetmiyor, parti kurultayına müdahale davet ediliyor…

     Seçemiyorsun, seçilenlerin değil atananların ülkesi olsun isteniyor, daire müdürü atar gibi cumhurbaşkanı, başbakan atanmaya başlandı.

     Hükümetler kurulsun diye vekiller partilerinden istifa ettiriliyor…

     Dizi çekiyorlar, “sizin için” diyerek, yapılanlarla adeta insanları çılgına çeviriyorlar, “dizi” diyorsun ama huzurun kaçıyor.

     Birileri çıkıyor uzaklardan diziyi bahane edip, tüm değerlerine saldırıyor, huzurunu bozuyor.

     Horlanıyorsun, küçümseniyorsun, değersizleştiriliyorsun, “hiç” muamelesi görüyorsun…

     Ne tarihi gerçeklerine ne kültürüne ne bu ülkeye aidiyetine saygı gösteriliyor…

     Farklı olduğun, kültürün, alışkanlıkların, konuşman, değerlerin, din kültürünle başka bir ülke, başka bir toplum olduğun kabul edilmek istenmiyor.

     Sen, sen olduğun için suçlanıyorsun…

     Buralarda köşe kapmaya çalışan, kendine yer edinmek için uğraş veren bazıları ise kendi insanını gammazlamakla meşgul.

     Yargının aldığı kararı bile çarpıtarak ispiyona dönüştürenler, iş yaptığını sanıyor, bu işe bile Türkiyeli yetkilileri karıştırıyor…

       Bu ülkeyi yönetenler, Türkiyeli yetkililere gerçekleri anlatacağına, oralara ulaştırılanların gerçek dışı bilgiler olduğunu söyleyeceğine, kendi yargı sistemine, kendi Anayasa Mahkemesine yükleniyorlar.

       Yazık ki ne yazık, bu ülkeyi yönetenler bu yanlışlığı yapıyor da yönetmeye talip olup, “müdahaleyle başkan olamadığını” söyleyen, müdahale çağırmanın yanlışlığını anlatan bir parti başkan adayının, kendi kurumlarını, değerlerini yok sayarak, bir yerlere yaranırcasına yaptığı açıklama tam bir hayal kırıklığıydı…

      Türkiyeli yetkililerin yanlış bilgiler nedeniyle ettiği ağır sözler ne kadar yaralayıcıysa, bu ülkeyi yönetenlerin oralara yaranmak, yağ çekmek için yaptığı yalakalıklar daha beter yaralayıcıdır, yürek parçalayıcıdır.

     Yazık ki bir makam için tüm değerlerini ayaklar altına alanlar, ülke yöneticisi diye saygı bekliyor.

     Pandemi döneminde bin türlü sorunla uğraşan bu halkın huzuru da kaçırılmış durumda.

     Zaten her şeyin tamam olsa ne yazar, huzurun olmadıktan sonra…

     Huzura da var insanın, ekmek gibi su gibi...

     Huzuru kaçmış bu ülke insanının, huzuru yok, bazıları bunu kabul etmek istemese de öyledir maalesef…

17/04/2021 21:49
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay, haber, kıbrıs, kktc, yorum, yazı, kıbrıs haberleri
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.