İngiltere’de Sağlık Sistemi: Kurgusu Mükemmel, Uygulanışı Kıt. KKTC Oldukça Önde

ads ads ads ads
07/01/2019

ads
İngiltere’de Sağlık Sistemi: Kurgusu Mükemmel, Uygulanışı Kıt. KKTC Oldukça Önde

Zibil (çöp) bir ülke olduğumuzu düşünürdüm her zaman. Kıbrıslıların iyi bir tarafı olmadığını kabullenmiştim. Sonra başbakan Tufan Erhürman’ın daha başbakan olmadan önce söylediği bir cümle beni ikna etti, ve ben, o günden bu güne dek Kıbrıslıların iyi diye adlandırılabilecek tek bir tarafı olduğunu kabul ettim. O da şu. ‘Kıbrıslılardan daha çok torunlarını ve çocuklarını seven bir toplum yoktur. Kıbrıslılar, torunları ve çocuklarının iyiliği ve geleceği için ellerinden geleni yaparlar’. Çok doğru buldum ve kabullendim. Ama görüyorum ki, daha da fazlası, diğer dünya ülkelerinden kısmen daha iyi durumda olduğumuz alanlar var. Konumuz İngiltere sağlık sisteminin eksikliği ve Kuzey Kıbrıs’ın hangi noktada olduğu.

İngiltere’nin sağlık sistemini genel hatlarıyla açıklayarak başlayalım ki böyle güzel bir kurgu nasıl oluyor da sahnede kendini alkışlatmıyor anlayalım. Kurgu şahane. En başta bir sağlık bakanı var. Ama öyle bir bakan düşünün ki, hastaneler ve sağlık hizmeti sunan kurumlarla ilgilenmiyor bile. İlgilenmiyor derken fiilen ilgilenmiyor. Sağlık hizmetleri ile ilgilenen kurumun adı NHS yani Ulusal Sağlık Hizmeti. Bu kurumun başındaki kişi ise Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı arasında bir köprü kuruyor. Sağlık bakanının görevi ise bu kuruma liderlik etmek ve sağlık hizmetleri ile alakalı politikalar üretmek. Ulusal Sağlık Hizmeti NHS’in yükü ağır anlayacağınız. İngiltere’de prime dayalı bir sosyal güvence sistemi olmasına rağmen, devlet, vatandaşların gelir düzeyine bakmaksızın ücretsiz bir sağlık hizmeti sunmaktadır.

Tamamen ücretsiz ve primsiz sağlık hizmeti vermek her baba yiğidin harcı değil elbette. Daha da hakkını verecek olursak, devrim gibi doğrusu. Peki devlet bu kurumu nasıl ayakta tutuyor derseniz, cevabı basit. Kendi öz kaynaklarıyla. Yani halktan topladığı vergilerden. Eğer acil değilse, hastaların gitmesi gereken ilk adres GP diye adlandırılan mahalle doktorları. Türkiye’de aile hekimi olarak tanımlanıyor. Yani pratisyen hekimler. Mahalle doktorunuza gitmeden önce hastaneye falan gidemiyorsunuz. Bu adrese gidip derdinizi anlatıp muayene oluyorsunuz ve GP gerekli bulursa sizi bir hastaneye, uzman bir hekime sevkiniz için yazınızı yazıyor. Acil olduğu düşünülen durumlarda ise hastanelerin acil servislerine başvurabiliyorsunuz. Sistem genel hatları ile bu şekilde.

Mükemmel bir sistem. Tamamen ücretsiz ve istediğiniz zaman gidebileceğiniz özel bir doktorunuz var. Üstelik size yakın bir mesafede. Yok efendim öyle bir şey. Gelin biraz işin uygulanışına bakalım. Bir sağlık şikayetiniz var ve GP’ye gitmeniz gerekli. Randevuyu alıyorsunuz. Genellikle çok gecikmeden randevu veriliyor. GP, tetkiklerini tamamladıktan sonra gerekliyse sizi hastaneye sevk ediyor, gerekli değilse ilaçlarınızı yazıp sizi eve yolluyor. Olay burada başlıyor. Her yıl bir çok hasta GP’lerin teşhisi doğru koyamadıkları gerekçesi ile hastalıkları tedavi edilememiş vaziyette evlerine dönüyorlar. Bir kısmı ise bu sebepten dolayı hayatını kaybediyor. GP şikayetlerinize teşhis koyabilmişse şanslısınız birinci turu tamamladınız. İkinci tur, hastanede uzman doktora muayene olmaya geldi. Efendim önce randevu talebinde bulunuyorsunuz. Evet doğru duydunuz, randevu alıyorsunuz demedim, randevu talebinde bulunuyorsunuz dedim. Bir iki hafta içerisinde randevu tarihiniz ve saatiniz mektupla size yollanıyor.

Randevu tarihiniz ise hastanelerin yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda üç ile beş ay arasında değişiyor. Aylarca süren bekleyişin üzerine uzman doktorla olan randevunuz gelip çatıyor. Bir bekleme de hastanede yaşanıyor. Ebedi bir bekleyiş. Hastaneye girmenizle çıkmanız ortalama 7-8 saat. NHS 2019’da daha da ileriye gidip Şubat ayına kadar kendilerince önemli olmayan bir çok ameliyatı yatak azlığı sebebi ile şimdiden iptal etti bile. Ne yazık ki bu hastaların içerisinde ameliyat olacağı gün bu kararın çıkmasından mustarip hastalar bile mevcut. Bunların dışında, belli özel durumların dışında GP’nin ve uzman doktorların size yazdığı reçetelerin içerisindeki her bir ilaç için 8.80 pound ücret ödüyorsunuz. Tabi uzman doktor ile olan randevu tarihiniz gelmeden ölmemişseniz. Rakam oldukça yüksek. Dahası var bu sistemin. Evde fenalaştınız ve ambulansı arıyorsunuz. Size büyük annenizin kızlık soyadına kadar sorular soruluyor ve sizi öncelik sırasına göre ambulans sırasına koyuyorlar. Ambulansın gelmesi en erken bir saat. Hatta akşam 8:30’da aranan bir ambulansın ertesi sabah 10:00’da gelmişliği bile var. Ambulansla ya da kendi imkanlarınızla hastaneye gidince olay bitmiyor. Asıl çile burada başlıyor. Acil serviste sıranızın gelmesini bir iki saat bekliyorsunuz. Çoğu zaman da yoğunluktan dolayı ilgi alaka sıfır. Acil servis hekimlerinin herkese yetişememesi oldukça normal. Ağrı kesiciyi alıyorsunuz evin yolunu tutuyorsunuz. Allaha emanet bir sistem anlayacağınız. Ücret yok, prim yok ama hizmet de yok.

Bunları görünce birde Kıbrıs’a bakıyorum. Yanlış olduğunu düşünsem de Kıbrıs’ta bir rahatsızlığınız olduğunda direk uzman bir doktordan alıyorsunuz randevuyu. Gidip muayene oluyorsunuz. İlgili uzman, alanı dışında ise sizi başka bir uzmana yönlendiriyor. Acilde sıra ve bir bekleyiş var Kıbrıs’ta. Kabul ediyorum. Fakat İngiltere’nin halini görseniz şükredersiniz Kıbrıs acillerine. İlaçların bir kısmı hastane eczanelerinden veriliyor. Her ilaca 8.80 pound ödemenize gerek yok. Evet yine kabul ediyorum, ilaç eksikliği ciddi bir sorun ama hatırı sayılır sayıda ilaç devlet hastanelerinin eczanelerinde mevcut. Bunun dışında, özel eczanelerden sigortaya giren ilaçlar için sadece küçük bir pay ödeyip alıyoruz. Dahası var. Ambulansın gelme hızı oldukça iyi bir ülkede yaşıyoruz. Hatta mükemmel. 112 merkezleri kurulmuş. Onunla da kalmamış, daha hızlı hizmet verebilmek amacıyla çeşitli noktalarda ambulanslar konuşlandırılmış durumda.

Her konuda ülkemizle ve sistemimizle dalga geçiyoruz. Haklıyız bir çoğunda ama dünyanın diğer noktalarında, en iyi yerlerde, frontier dediğimiz uç noktalarda neler yaşanıyor gözümüzü açıp bir bakmalıyız. Sağlık alanında geliştirmemiz ve çözmemiz gereken çok konu var ama dünyanın önde gelen ülkelerinden İngiltere’nin durumu ortada. Resmen içler acısı. Toplum olmanın bilinci ile hareket etmeyi ve bir değişimin sağlanabilmesi için önce kendimizi değiştirmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Kıbrıs Türk toplumu olarak her şeyden şikayetçi olan bizler, var olan sorunları ve eksiklikleri hep başkalarının sırtına yüklüyoruz. Değiştirmemiz gereken bir zihniyetimizin var olduğunu unutmadan yola çıkarsak en doğru hareketi ve sorunların çözümüne giden ilk adımı atmış olacağız. İhtiyacımız olan birlik ve beraberlik.

Hasan Kobat

07/01/2019 12:40
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Hasan Kobat, ingiltere, sağlık sistemi, kktc, haber
MANŞETLER

HK SAĞLIK

Sağlıkta 5 yıllık yeni yol haritası

HK SAĞLIK

Sağlık Bakanlığı'nın 2024-2028 yıllarını kapsayan Stratejik Planı yayımlandı. Planda; sağlıklı yaşam hakkının korunmasından, tedavi hizmetlerinin güçlendirilmesine, obezite ve bağımlılıkla mücadeleden, özel gereksinimli bireyler ve yaşlılara yönelik hizmetlere uzanan birçok başlık yer alıyor. 2022 itibarıyla 27 bin 762 olan aile hekimliği birimlerinin sayısının da 36 bin 383'e çıkartılması hedefleniyor.

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.