

Bir eğitim yılını daha büyük sorunlarla açmak üzereyiz
31/08/2023











Hüseyin Ekmekci
YENİ BİR EĞİTİM YILI, YİNE AYNI SORUNLAR, HEM BİR HAYLE YENİ SORUN DAHA... HEM BİNA ALT YAPILARI KÖTÜ, HEM NÜFUS AKIŞI NİTELİKLİ EĞİTİMİ ENGELLİYOR HEM DE MÜFREDAT SORUNU VAR...
ÇOCUKLARIMIZA NİTELİKLİ, LAİK, KALİTELİ, ÇAĞDAŞ BİR EĞİTİM VERMEKTEN HIZLA UZAKLAŞIYORUZ. BU KEŞMEKEŞ İÇERİSİNDE KENDİ ÇOCUKLARIMIZI DA KAYBEDİYORUZ
Her şeyden önce eğitimin sorunlarını tek başımıza çözemeyeceğimizi kabul etmemiz lazım. Bu konuda eğitim camiası devlet tarafından yalnız bırakılmıştır. Sorunların tamamı bakanlığın, okul yönetimlerinin ve öğretmenlerin kucağına atılmıştır
Nüfus akışının bu denli hızlı ve kontrolsüz olduğu bir ülkede ne bakanlık ne okul yönetimleri ne de öğretmenler başarılı olur. Daha da kötüsü kendi çocuklarımıza nitelikli, kaliteli, çağdaş bir eğitim vermekten de hızla uzaklaşıyoruz. Bu keşmekeş içerisinde kendi çocuklarımızı da kaybediyoruz
Şaka değil, burayı vatan yapacaksak, geleceğe bırakacağımız; eğitimli, donanımlı, dünyalı ve her şeyden önce nitelikli, iyi yetişmiş liyakat sahibi gençlerdir. Bu tabloda sorunların içerisinde boğulan, hiçbir şey öğrenemeyen, kendi ülkesinden soğuyan bir gençlik yetişiyor
Gençlerimize bu kötülüğü yapma hakkımız yok. Düşünsenize devlet okullarında neredeyse her sınıfta Türkçe bilmeyen öğrenci var. Bu ortamda biz öğretmenden sınıfın tamamına faydalı olmasını bekliyoruz. Boşuna bekliyoruz. Bu tabloda ancak da kriz büyür
Okul alt yapılarını güçlendirmemiz gerekiyor. Arkadaşlar 124 okulda, 350 noktaya müdahale edilmesi gerekiyor. Az sayıda okul tamamen yıkılacak, az sayıda okul tamamen güçlendirilecek, ama her okulda da müdahale edilmesi gereken noktalar var
Okullarımızda bir standart yok. Ya laboratuvar yok, ya kütüphane… Ya spor salonu eksik, ya yeşil alanları yok… Konferans şokunu, tiyatro be sergi salonları her okulda olmalı. Müzik odaları, bilgisayar odaları, güçlü internet… Ve yeterli, donanım sahibi öğretmen, eğitmen…
Bu nüfus politikası ile sağlıklı bir eğitim sistemi oluşturamazsınız. Sorunun ne olduğunu doğru tespit etmezsek, kamunun bütün parasını okul altyapısını harcasak da, nitelikli ve liyakat sahibi öğrenci yetiştirmek asla ve asla mümkün olmayacak.
Hiçbir ülke kendi öğretmenine bu kadar çok ve bu kadar saçma sorumluluk yüklemiyor. Bu nedenle eğitim camiasının, bakanlık, okul yönetimi ve öğretmenlerin yalnız bırakıldığını düşünüyorum. Bu yapıda hiçbir sorun çözülmeyeceği gibi derdimize yeni dert ekliyoruz
Okullarımız artık daha kalabalık. Alt yapımız artık daha zayıf. Öğretmen bıkkın de yorgun sistem ise tamamen tıkanmış durumda. Nüfus akışı gerçeğini kabul ederek eğitimde yeni bir model geliştirmemiz gerekiyor. Bunun içinde Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok
Dünyanın en çok göç alan ülkelerine bir bakalım; hiç uzağa gitmemize gerek yok. İngiltere bu konuda ne yapmış? Yerel yönetimleri de kullanarak rehabilitasyon ve dil öğrenme işlemlerini bir arada nasıl geliştirmiş? Bunun ayıbı yok. Ülkeye gelen kurallarınıza uyacak
Yurt dışından gelen ailelerin çocuklarını da ciddi derecede rencide ediyoruz. Yeterli eğitimi vermiyoruz. Farkında olmadan ötekileştiriyoruz. Sonra bu çocuklardan da ülkeyi sevmelerini, kirletmemelerini, saygılı ve merhametli olmalarını bekliyoruz. Asla olmayacak
Aidiyeti olmayan ve büyüdükleri ülkeye sürekli yabancı kalan bu çocuklar bugün yaşadığımız sorunların tetikleyicisi değil; mağdurudurlar. Bu gerçeği kabul etmeden sorunlara çare üretmemiz mümkün değildir. Sistem sorun üretiyor. Çare üretmesi gerekenler ise çaresiz kalıyor
Bu ülkeye işçi ya da beyaz yakalı, emekliliğini yaşamak için ya da yeni bir vatan yapmak için gelenler de sorumluluklarını bilecek. Kendi çocukları için dil öğreniminden başlayarak her türlü kaynağı yaratmaktan çekinmeyecek. Herkesin eli taşın altında olacak…
Okulun devamı için kayıtta para istemek zorunda olan okul idareleri haksız değildir. Okul müdürüne, “Türkiye sizi kurtardı, maaşınızı Türkiye ödüyor, benim çocuğuma bakmak zorundasınız” diyen veliler var. Okulları “kreş gibi gören” veliler var… öğretmenlerimize de yazık
Bir kez daha altını çizmek istiyorum: Bu sistemde istediğiniz kadar binaları güçlendirin, öğretmen sayısını arttırın, sınıfları teknolojiyle donatın. Hiçbir şekilde yaşadığımız sorunları çözmek mümkün olmayacak. Sorun çözmenin birinci kuralı sorunu kabul etmektir
Bir eğitim yılını daha büyük sorunlarla açmak üzereyiz. Ülke olarak farklı ülkelerden göç alan, kısıtlı imkanlarla bunla mücadele etmeye çalışan bir noktada olduğumuzu bilelim. Devamında da gelen ailelere de sorumluluk yüklemek zorunda olduğumuzu kabul edelim… Hadi tartışalım
- Yolda sokakta şans eseri yaşıyoruz
- Bu ülkede kanser önleyici çalışma yok, ilaç yok… Ne yapalım? Ölelim bir bir?
- Katillere ve zorbalara karşı sonuna kadar adaleti savunacağız
- Nerde bir ihale olsa antin kuntin ilişkiler devreye giriyor
- 24 saatte cinayet, gasp, adam kaçirma, uyuşturucu, hırsızlık...
- Yine mi UBP kurultayı tartışacağız?
- Sosyal konut fonunda biriken kaynak dört yüz milyon TL…
- Maalesef 2024 bütçesi de maaş ödeme bütçesidir
- Vatandaş kendi sorununu kendi çözüyor
- Memleketin her tarafı dökülüyor
- TÜM YAZILARI için tıklayınız

