Ülkeyi yöneten siyasiler birçok konuşma yapar, demeç verir, topluma seslenir, çıktığı televizyon kanallarında bir şeyler söyler, basın toplantısı düzenler vaatlerde bulunur, ziyaretine gelirler kameralara bir şey söyler, kendileri bir yerleri ziyaret eder, orada da konuşur…

   Yani ülke yöneticileri konuşurlar da konuşurlar, savururlar da savururlar, dilin kemiği yok ki, söyle de korkma… O dediği olacak mı, olması mümkün mü, söylediği ile yaptığı çelişiyor mu hiç önemli değil, maksat o günkü konuşmasını yapsın…

    Bir konuşulanlara, söylenenlere, verilen sözlere/ vaatlere bakıyorsunuz, bir de yapılanlara, aslında çoğunlukla yapılmayanlara, isteyerek yanlış yapılanlara... Sonuçta söylenenlerin “boş konuşmalar” olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz.

   Mesela Başbakan Ünal Üstel, geçen gün yaptığı bir açıklamada, ülkeye istikrar getirmek için çalıştıklarını, bunun için ne yapılması gerekirse yapma kararlılığında olduklarını söylemişti.

   Herkes de biliyor ki; hükümetin istikrar diye bir niyeti ve misyonu yoktur, olmayacaktır da…

   Kabinede değişiklik olur, aynı partiden bir bakan gider başka bir bakan gelir, onunla birlikte müsteşar, müdürler değişir, işte dün akşam yine tam beş görevden alma ve atama yapıldı.

   Bir UBP’li bakan gidecek, başka bir UBP’li bakan gelecek, müsteşar, müdürler değişecek ve siz bana istikrardan söz edeceksiniz ha?

   Başbakan Ünal Üstel, 29 Ağustos’ta istikrardan söz etti, 31 Ağustos’ta KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı değişti. Halbuki mevcut başkan Hasan Akyiğit kısa süre önce göreve getirilmişti.

    Eğer arada birini kaçırmadımsa beş ayda beşinci yönetim kurulu başkanını gördü KIB-TEK… Arada değişen yönetim kurulu üyelerine hiç girmiyorum bile.

   Nisan ayından bugüne neredeyse her aya bir KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı düştü…

   KIB-TEK kaynıyor, hafta geçmiyor ki kurumla ilgili tuhaf bir olay yaşanmasın…

   Ekonomi Bakanlığı’ndan Maliye Bakanlığı’na oradan da Başbakanlık bünyesine bağlanan KIB-TEK, adeta çanta taşınır gibi oradan oraya taşınıyor.

   Kurum kapasitesinin altında üretim yapıyor…

   Kuruma doğrudan akaryakıt alımlarıyla devlete fazladan milyonlar ödetiliyor…

   Zor durumdaki kurum, ha bire borçlanıyor…

   Güney Kıbrıs’tan elektrik satın alınmak zorunda kalındığı gibi AK-SA’ya bağımlılık da her geçen gün artıyor…  

    Birkaç gündür kamuoyunu akaryakıt ihalesi meşgul ediyor. Sonucu açıklanmayan, ertelenen ihaleyle ilgili, illaki bir şirkete bırakılmak için çaba harcandığı iddia ediliyor…

    Gazetelerde ihaleye katılan her şirketin kendine göre bir hikâyesi yer alıyor, ihalenin kendi hakkı olduğunu iddia eden şirketlerin haberlerini okuyoruz…

    Kuruma dair rant savaşlarıyla ilgili bin türlü bilgi, iddia ve dedikodu var…

    Gönyeli’nin bir bölümünü cuma akşamı etkisi altına alan 17 saatlik arıza ve 17 saatlik elektrik kesintisi, milleti çıldırttı…

    Bir süredir yeni konutlara takılacak elektrik saati bile bulunamıyor… 

    Sözleşmesi 2024’te bitecek AK-SA’nın ülkedeki geleceğiyle ilgili çok çeşitli söylentiler var…

    Yukarıda dediğim gibi sürekli değişen yönetim kurulu başkanları ve yönetim kurulu üyeleriyle kurum bir kaynama içinde…

      Tam bir istikrar abidesi değil mi? Ancak bu istikrar; yönetememe, kötü yönetme, kötü hizmet, batırma, halkı mağdur etme yönünde…

      Bakın istifa eden Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Akyiğit ne diyor? Kendisi kurumda yönetim kurulu başkanı ama başka eller; yapılandırılan ve göreve başlayan üst kademe yönetimini bozmaya çalışıyormuş…
     Kendisi yönetim kurulu başkanı ama kendisinin onayı olmadan, kurum genel müdürü görevden alınmış…

    Ayrıca Akyiğit, kurumda kaos ortamı yaratıldığını da söyledi…

    Akyiğit’in istifa gerekçelerine baktığımız zaman, KIB-TEK’e karar alacak, yönetecek bir yönetim kurulu başkanı değil kukla aranıyor, oturacak, hiçbir şeye karışmayacak, başkalarının oralarda kurumu karıştırmasını izleyecek…

    Şimdi de Hüseyin Paşa, yönetim kurulu başkanı olarak atandı, bakalım o ne kadar dayanacak ya da onu orada ne kadar tutmak isteyecekler? İstedikleri gibi yalnızca koltukta oturup, hiçbir şeye karışmazsa uzun ömürlü olacak mı? İdeal bir başkan böyle mi olur?

    Ne güzel değil mi? Tüm bunlarla, bu yönetim anlayışıyla, bu müthiş vizyonla, çok istikrarlı bir kurum olacak KIB-TEK, sorunlarını aşacak, borçlarını ödeyecek, üretim kapasitesini artıracak, halka elektriği daha ucuza satacak… Hayal…  

   Mümkün değil, bu çağdışı anlayış ve yönetim tarzıyla KIB-TEK çok daha kötüye gider… Çok yazık… İstikrarmış, daha size çok sayıda istikrarsızlık nedeni sayarım ama bugün konumuz KIB-TEK’ti yazıyı uzatmanın anlamı yok…