“Başbakan yurt dışına gittiği zaman, orada da başbakan… Başbakan gibi gider…”

Bu elbette bir görüştür…

“KKTC zengin bir ülke değildir. Kamu kaynakları idareli kullanılır. Başbakan özelle devlet işlerini birbirinden ayırır…”

Bu da bir görüştür.

Üstelik daha güzel bir görüştür.

Çünkü burası “üçüncü dünya ülkesi” değildir.

Bu ülkenin kaynakları bellidir.

Ancak…

Maalesef, sık sık Hüseyin Özgürgün, savurgan harcamaları ile gündeme gelmekte…

Bunları da yanıtlamak zorunda kalmaktadır.

Ben başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum.

Görgüsüzlüğe gerek yok

Hüseyin Özgürgün ile giden ekip, devletin parası ile gidiyor.

En iyi caddelerde…

En iyi otellerde kalıyor.

Ama devletin parası ile…

Bildiğim Hüseyin Özgürgün’ün İstanbul’a gitmek için ne uçak parasına, ne de otel parasına ihtiyacı vardır.

Doğal olarak, ulaşım ve koruma işlemi de Türkiye’de sağlanmaktadır.

Orada elçiliğimiz vardır.

Ama…

O kafilede yer alanlar yok mu?

Onlar bir kendisini sorgulamalı…

Cenevre’de de yaşadık…

Görgüsüzler gibi, “en pahalı otelde kalıyorum” imajı veren sosyal medya paylaşımları yok mu?

İşte  Hüseyin Özgürgün’e de, kamu vicdanına da en büyük zararı onlar veriyor.

Onlar işte…

Bir kendilerini sorgulamak zorundadır…

Alışacağız…

Peki…

Dönelim aynı konuya…

Ombudsman bir rapor yayınladı.

Şikayet üzerine…

Halkın Partisi şikayet etti…

Ombudsman Emine Dizdarlı rapor yayınladı.

Dizdarlı, sıradan bir hukukçu değildir.

Her şeyden önce “cesur…”

Yürekli…

“Aman beni buraya atayanlar ne der, ne yapar” diye de düşünmüyor.

Halktan yana…

Halkın vicdanını rahatlatan raporlar yayınlıyor.

İlk kez bu ülkede Ombudsman, Ombudsman gibi davranıyor.

Çağdaş ülkelerde olduğu gibi…

Hepimiz buna alışacağız.

Siyasetçiler de alışacak.

Siyasetçilere yön verenler de, bu korkuyla yaşayacak…

İyi ki denetim ve yargı var

Denetim ve yargı çok önemli.

Ben, Sayıştay Başkanlığı’nın öne çıkmasını da beklerim.

Osman Korahan ve ekibinin de daha cesur denetimler yapmasını beklerim.

Bu halkın, denetim ve yargıdan başka güvenecek neyi var?

Siyasetin hali ortada…

Bir çok adım ve karar yargıdan dönüyor…

Sadece hükümetin değil artık…

Belediyelerin…

Haksız kamu kaynağı elde edenlerin.

Emin olalım ki, keyfimize bakalım…

Başbakan Hüseyin Özgürgün, “Beni Ombudsman denetleyemez” diyor…

Kim denetleyebilir?

Sayıştay Başkanlığı…

Ben de diyorum ki…

Ombudsman, kendisine ulaşan bir şikayeti değerlendirdi, bir rapor yazdı…

Üstelik Sayıştay Başkanlığı’na da atıf yaptı.

E Sayıştay da denetlese keşke…

Daha çok denetlese…

Biz de “denetimin her türlüsünden” emin olsak…

Vatandaş olarak…

Siyasetle gül gibi geçinip gitsek…

Emin olsak…

Keyfimize baksak.

Bu nedenledir ki…

Denetim kurumu olan ama yaptırım gücü olmayan Ombudsman’a güven artıyor.

Bu, tüm denetim kurumlarına cesaret vermeli.

Denetim kurumları “siyasete aidiyet” duymamalı…

Siyasetçi de kurumlar tarafından denetlenmekten korkmamalı…

Halk adına…