İyimser veya kötümser olmak

ads ads ads ads
16/10/2016

ads

Orhan Aydeniz Orhan Aydeniz


Görüşmeler henüz sonuçlanmamış olmakla beraber, güneyden sızan haberlerden olası anlaşmanın, Annan planının bile çok gerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir birleşmenin de bizi 1963’ten de daha büyük bir felakete sürükleyeceği görüşündeyim.

Bazı kişiler hala daha, soyut beklentiler, saplantılar, fobiler ve çeşitli nedenlerden dolayı aşırı iyimserlik içinde görüşmelerdeki gidişatı destekleyip savunmaktadır.

Farklı düşünenleri de çözüm ve barış düşmanlığı ile suçlayarak akıllarınca susturmaya çalışıyor.

İyimser olmak, olumlu düşünmek, barıştan yana olmak, bu küçük adada iki halkın birbiri ile dostca ve işbirliği içinde yaşamasını istemek, hepimizin özlediği ve kimsenin karşı çıkamadığı güzel ideallerdir.

Fakat, Rumların görüşmelerdeki duruşu, art niyetli istek ve dayatmaları nedeniyle, bu güzel ideallerin gerçekleştirilmesi, bugünkü koşullarda mümkün görülmüyor.

Aşırı iyimserlik göstererek yapılacak yanlışların da, bizi geri dönüşümü olmayan felakete sürükleyeceğini başta görüşme masasında bizi temsil edenler olmak üzere herkes dikkate almalı.

Ben ve benim gibi düşünenler, geçmişi bildiğimiz için Rumların dayattığı şekilde ortaklık kurmamızın felaketimize yol açacağı görüşündeyiz.

Öte yandan her koşulda Rumlarla birleşmeyi isteyen ve savunanlar hayali beklentiler içinde olup, gerçekçi bir dayanakları yoktur.

Onlar, yollarda seyahat ederken veya ekmek parası için işine giderken, silah zoru ile kaçırılmanın ve esir düştükten sonra,ölümün kolay olmasını dua etmenin ne kadar acı olduğunu, hayal bile edemiyor. Fakat biz, başımızdan geçtiği için, çok iyi biliyoruz;

-Onlar, Rumlarla çalışmadığı için yaşanabilecek sıkıntıları anlayamaz. Fakat biz,1960 ortaklık yönetiminde Rum meslektaşlarımızın bizi nasıl aşağıladığını ve horladığını yaşayarak gördük;

-Onlar, Rum saldırılarından canımızı korumak için soğukta, yağmurda uygunsuz koşullarda sabahlara kadar nöbet tutmanın ne kadar zor olduğunu bilemez;

-Biz Rum saldırıları karşısında savunmasız ve çaresiz kalmanın ne kadar acı olduğunu yaşadığımız için biliyoruz;

-1960 anlaşmalarında mevcut anayasal haklarımızın en önemlilerinin uygulamada verilmediğini unutmadık;

-Devlet kuruluşlarında, Türklere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını gördük ve biliyoruz;

-1963’te binlerce Türk memurun devletteki görevinden silah zoru ile atıldığını unutmadık;

-1963-74 döneminde dar bölgelere hapsedilmemizi ve yapılan insanlık dışı uygulamalar henüz belleğimizden silinmedi;

Halen güneyde yapılan açıklamalar; geçmişte bize yapılan haksızlık ve insanlık dışı uygulamalardan pişmanlık duyulmaması bir yana, bize karşı haksızlık yaptıklarını bile kabul etmediklerini gösteriyor. Hatta olayları bizim başlattığımız ileri sürülüyor.

Biz çektiğimiz acılar nedeniyle kimseye kin beslemiyoruz ve geçmişe sünger çekmeğe hazırız. Ancak, güneyden yansıyan gerçekler geçmişte yaşananlardan gerekli derslerin alınmadığı ve bizi eşit ortak olara kabullenmediklerini ortaya koyuyor.

Kuşkusuz bu koşullarda da,iyimser davranarak sırf birleşmek uğruna taviz vermek, yeniden eski karanlık döneme dönmemize sebep olacak.

16/10/2016 11:40
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: orhan aydeniz
MANŞETLER

HK Orhan Aydeniz

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.