Kaç kere izlenirse izlensin birçok kişiye moral ve mutluluk veren bir sürü bariz film vardır: “Grease”, “Amelie” ya da bizim “Tosun Paşa”, “Mavi Boncuk” gibi filmler… Ama ben size bu kadar bariz filmlerden oluşan bir liste yapmadım. Muhtemelen yine bildiğiniz ya da izlediğiniz bazı filmler olacaktır. Ama olabildiğince farklı ülkelerden farklı dönemlerden ve türlerden mutluluk verici filmleri sizin için bir araya getirmek istedim. Eminim bu 20 filmin içinde daha izlemediklerinizin yanı sıra, izledikleriniz için de ‘bunu bir kere daha izlesem iyi olacak' diyeceksinizdir…

1. Yağmur Altında / Singin in the Rain (1952)

Amerikan sinemasının en bilinen müzikali diyebileceğimiz “Yağmur Altında”, rengarenk görüntüler eşliğinde Gene Kelly, Donald o'Connor ve Debbie Reynolds'ın güleryüzlü dansları, ünlü “Good Morning” ve “Singin' in the Rain” şarkılarının koreografileriyle birlikte hem akılda kalıcı hem de çok eğlencelidir. Çocuğunuzla beraber izleyebileceğiniz en güzel aile filmlerinden biri olan “Yağmur Altında”, sessiz sinemanın ünlü oyuncu çifti sevimli Don ve kibirli Lina'nın sesli sinemaya geçiş sırasında yaşadıkları büyük krizi ve Don'un gerçek aşkla tanışmasını anlatıyor.

2. Neşeli Günler / The Sound of Music (1965)

Yedi çocuklu, Avusturyalı dul bir deniz subayı olan Georg Von Trapp'ın deniz seferleri sırasında evle ve çocuklarla ilgilenecek biri lazımdır. Çok güzel şarkı söyleyen ve iyimserliği, nezaketi ve anaçlığı ile şahane bir kadın olan Maria gelir eve. Çocukların bazıları en başta ona alışamasa da Maria hepsiyle doğru frekanslarda buluşup, şarkılarla ve danslarla onlara ulaşır… Sadece çocuklar değil babaları Von Trapp da ondan çok etkilenir… Sonrasında da Nazi Almanya'sının ülkeye olan ters etkisi onları doğada yepyeni ve mutlu bir yaşama doğru harekete geçirir. Biz de bu anlamlı hikayede umutla ve iyimserlikle doluyoruz.

3. Bazıları Sıcak Sever / Some Like It Hot (1965)

Joe ve Jerry adlı iki müzisyen arkadaş, hiç istemedikleri bir şekilde bir mafya hesaplaşmasının ortasında kalıp bir katliama tanık olurlar. Peşlerine düşen mafyadan kurtulmak için kadın kılığına girip kendilerine Josephine ve Daphne isimlerini takarlar ve kızlar orkestrasına karışırlar. Orkestra bir konser organizasyonu için Florida'ya yolculuğa çıkıyordur. Grubun en cazibelisi Sugar adlı şarkıcı kıza aşık olan Joe, Florida'ya vardıklarında onun karşısına kılık değiştirip zengin bir erkek olarak da çıkmaya başlayınca işler kızışır. Finalde peşlerindeki mafyanın da aynı otele gelmesiyle ortalık iyice şenlenir…
Usta yönetmen Billy Wilder'ın yönettiği “Bazıları Sıcak Sever” Marilyn Monroe'nun en iyi filmlerinden biri olmakla kalmayıp sinema tarihinin en eğlenceli filmlerinden de biridir ayrıca…

4. Harold ve Maude / Harold and Maude (1971)

Harold zengin bir ailenin 20 yaşındaki oğludur. Ama daha ilk göründüğü sahnede onu yaşıtlarından hemen ayıran bir özelliğiyle tanırız. “Ölüm” konusuna takıntılıdır ve sık sık intihar girişimlerinde bulunmaktadır. Ama aslında Harold'ın niyeti dikkat çekmektir. Burjuva ailesinin ve çevresinin içinde yalnızdır ve kendisine ilgi gösterilmesini sağlamak istiyordur. Annesinin bulduğu bütün genç kızlara bu takıntısı yüzünden uzaklaştırır kendisini. Sonra günün birinde ölüme çok yakın yaşlı bir kadına âşık olur… Maude'un planı 80. yaşgününde intihar etmektir… 1971 yapımı bu kült film “Harold ve Maude”, Amerika'nın morali çok bozuk yıllarında çekilmiş umut saçan, tuhaf bir aşk filmi olup geç keşfedilmiş bir hazinedir…

5. Elveda Güzelim / The Goodbye Girl (1977)

Beraber yaşadığı adam tarafından terkedilen işsiz kalmış bir kadın olan Paula, 10 yaşındaki kızı Lucy ile başbaşa kalmıştır artık. Ancak beklenmedik bir gelişmeyle genç bir tiyatro oyuncu Elliot ile tanışırlar. Elliot bir süre Paula ve kızıyla aynı dairede yeni bir kiracı olarak yaşamak zorundadır. Büyük sürtüşmelerden ve bir dizi tatlı atışmadan sonra birbirleriyle giderek yakınlaşırlar. Ünlü oyun yazarı Neil Simon'ın en iyi eserlerinden biri olan “Elveda Güzelim”deki samimi performansıyla Richard Dreyfuss En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı…

6. Prenses Gelin / The Princess Bride (1987)

Ülkemizde pek bilinmese de Amerika ve Avrupa'da çok sevilen, çeşitli ‘en İyiler' anketlerinde kendisine hâlâ yer bulabilen, pek eğlenceli, kült bir masal filmidir “The Princess Bride”. Dünyanın en güzel prensesi olan Buttercup, kötü bir prensle nişanlanıyor ama gerçek aşkını ondan yıllar önce tanımış ve onu savaşa gönderdiği için de kaybetmiştir aslında. Kötü prensle olan düğününden hemen önce üç haydut tarafından kaçırılır ama tam o sırada gizemli bir maskeli adam onu kurtarmaya çalışır. Ünlü aktris Robin Wright'ın en güzel zamanını da içinde barındıran film, bugünün dev bütçeli macera/aşk filmlerinden çok daha sakin bir tonda ama komik diyalog ve durumlarla süslü enteresan bir masal film.

7. Bugün Aslında Dündü / Groundhog Day (1993)

“Bugün Aslında Dündü” aynı berbat günün içinde sıkışan bir hava durumu muhabirinin son derece keyifli ve sonuçta bir mesaja ulaşan eğlenceli hikayesini anlatıyor. Huysuz, benmerkezci, cinsiyetçi ve eleştirel bir yapıya sahip gayrımemnun bir insan olan Phil, kasabanın birindeki küçük bir şenliğe hiç istemediği bir canlı yayın yapmak için gider. Niyeti bu angarya işi bir an önce halledip geri dönmek. Ama hiç beklenmedik bir şekilde bu aynı günü tekrar tekrar yaşamaya mahkum olur. Ne yaparsa yapsın bu kısırdöngüden kurtulamıyordur. Oysa çözüm kasabada ona yardımcı olan Rita adlı güzel bir kadındır. “Bugün Aslında Dündü”, ünlü komedi oyuncusu Bill Murray'nin rol aldığı en iyi filmlerden biri olup hayranı çok olan unutulmaz bir filmdir.

8. Fırlama Kızlar / Clueless (1995)

“Fırlama Kızlar” çok fazla ciddiye alınan bir film değildir belki oysa onun dünyasına kapılırsanız şurup şeker tadında geçen bir 97 dakika sizi bekler. Aslında hikayesi ünlü romancı Jane Austen'in “Emma” adlı romanından bir serbest uyarlamadır. Filmde etrafında herkesin işine karışan Cher adlı liseli bir genç kızın hikayesi anlatılmakta. İşleri arasında bir arabuluk meselesi, okula yeni gelen bir kıza makyaj ve moda dersleri vermek bulunmaktadır. Kendi aşk hayatı ise karmaşıktır. Ne istediğini bilemez bir halde olduğunu keşfettiğinde artık kendisi için harekete geçmenin zamanı geldiğini de anlar. Rengarenk ve güzel erkek ve kızlarla dolu bir filmdir “Fırlama Kızlar”. Başrol oyuncusu sevimli ve seksi kız Alicia Silverstone'u bütün dünyanın gözdesi yapmıştı bir anda.

9. Benden Bu Kadar / As Good As It Gets (1997)

Eğer hâlâ tanışmadıysanız “Benden Bu Kadar”da Jack Nicholson'ın canlandırdığı Melvin'le artık tanışmalısınız. Yerdeki çizgilere basmadan yürüyen, her sabun kalıbını sadece bir kere kullanan, yemeklerini plastik tabakta yiyen, insan temasından uzak yaşamaya çalışan romantik romanlar yazarı obsesif kompülsif Melvin'in hikayesi darpedilen eşcinsel komşusu Simon ve hasta bir çocuğa annelik yapan garson kadın Carol ile kesişir. Üçünün de birbirleriyle sorunları vardır, ama bir dizi komik ve beklenmedik olaylar onların birbirlerine empati yapmalarını sağlar. “Benden Bu kadar” sadece iyi bir film değil, insanın içini ısıtan, ruhunu da iyileştiren filmlerden biri.

10. Temmuz'da / Im Juli (2000)

Genç bir erkek olan Daniel, Hamburg'da bir akşam bir Türk kızı olan Melek'le tanışır. Ve daha hemen o an ona ilk görüşte aşık olur. Ancak Melek ertesi gün İstanbul'a yola çıkmıştır. Daniel onu mutlaka bulmak ve ona aşkını itiraf etmek zorundadır. Hamburg'tan İstanbul'a çıktığı yolculukta bir sürü ilginç insanla ve olayla karşılaşır. Yolda tanıştığı Juli adlı bir genç kızla da güzel bir arkadaşlık yaşamaya başlar. Almanya'da yaşayan ünlü Türk yönetmen Fatih Akın'ın 2000 yılında çektiği bu neşeli, komik ve samimi aşk ve yol filmi “Temmuz'da” izleyenlerin içini aşkla dolduruyor.

11. Şımarık Sevgilim / My Sassy Girl (2001)

Genç bir Güney Koreli erkeğin kız arkadaşıyla yaşadıklarını internette anlatmasıyla oluşan bir kitap ve çok sevilen bir film “Şımarık Sevgilim”. Kitabı da filmi de o kadar sevildi ki birçok ülkede sinemaya uyarlandı. Filmde genç bir erkek genç bir kızla kör randevu sonucunda tanışıyor. Kızın o gece sarhoş olması ve çok acayip bazı durumların içinde kalmaları giderek daha eğlenceli bir hale sokuyor filmi. Dilerseniz Amerikan versiyonu da var ama en iyisi Güney Kore yapımı olan 2001 tarihli bu film.

12. Aşk Her Yerde / Love Actually (2003)

Eğer hâlâ izlemediyseniz “Aşk Her Yerde”yi hemen bu akşam izleyin. Yıllar önce izlediyseniz de farketmez, bu film her zaman kaçıncı kez izleseniz de her koşulda insana kendisini iyi hissettiren bir romantik komedi. Londra'da bir yılbaşı öncesinde her yaş ve farklı sosyal sınıftan bir grup insanın aşkla buluşmasını anlatan yumuşacık bir film bu. Hugh Grant, Liam Neeson, Colin Firth, Emma Thompson, Keira Knightley ve Alan Rickman gibi yıldız oyuncuların yeraldığı film tam bir mutluluk ilacı…

13. Milyonlar / Millions (2004)

İngiltere'de yaşayan iki küçük erkek kardeş Damian ve Anthony, annelerini yeni kaybetmişler ve babalarıyla yeni bir eve taşınmışlardır. Küçük kardeş Damian azizlerin hayatlarını takıntı haline getirmiştir. Demiryolunun yakınlarında kendisine kolilerden bir mabed bile oluşturmuştur. Bir gün trenden düşen para dolu bir torba bulunca bu paranın tanrıdan geldiğine inanmaya başlar Damian ve kardeşini de bu sırra ortak eder. Damian bu parayla fakirlere yardım etmek isterken Anthony hızla harcamak taraftarıdır. Ancak iki tane sorun vardır: İngiltere bir hafta sonra avroya geçecektir ve bu paralar değersizleşecektir. Diğer sorun da parayı düşüren hırsızlar ortaya çıkacaktır. 10 yaşından büyük çocuklarla birlikte ailece keyifle izlenebilecek bir film “Milyonlar”

14. Küçük Günışığı / Little Miss Sunshine (2006)

Çıktıkları bir yolculukta aile olmayı öğrenen bir grup insan. Umutsuz dünyaları içinde yılmadan çıkış noktası arayan Hoover ailesi sarı Volkswagen minibüslerine doluşup evin küçük kızı Olive'i güzellik yarışmasına yetiştirmeye çalışırlar. Hepsi bütün kaybetmişliklerini yanlarına alarak bir nevi bir umut yolculuğuna çıkıyorlar aslında. Sık sık tekleyen sarı minibüs de bu umuda yolculuğun bir sembolü. “Küçük Gün Işığım” safkan bir komedi filmi değil. İçinde komedinin de olduğu acı-tatlı bir dram. Ama çok güzel çekilmiş, iyi yazılmış diyaloglarla süslü bir an bile sıkılmayacağınız anlamlı bir film.

15. Bütün Çocuklar Özeldir / Taare Zameen Par (2007)

Algı problemi yaşayan 8 yaşında bir çocuk olan Ishaan bu problemi yüzünden sayı ve harfleri tam olarak algılayamamaktadır. Harflere her baktığında onları dansediyor gibi görmektedir. Bu yüzden hayal dünyası çok güçlü olmasına rağmen dersleri çok kötüdür. Ailesi ve okulunda herkes onun tembel bir çocuk olduğunu düşünür. Oysa Ishaan bir disleksi hastasıdır. Etrafındakilerin aşağılayıcı tavırları onu derin bir yalnızlığa iter. Sonunda ailesi onu bir yatılı okula yazdırır. Bu okulda ona diğer herkesten daha anlayışlı yaklaşan Shankar adlı bir resim öğretmeni Ishaan'ın gerçek sorununu anlar ve ondaki resim yeteneğini de keşfeder. Bu yaklaşık 3 saat süren Hint filmi ülkemizde de sevilen Hintli sinemacı Amir Khan'ın hem oynadığı hem de yönettiği türünün nitelikli ve çok anlamlı filmlerinden bir tanesi.

16. Mamma Mia! (2008)

İsveçli pop müzik grubu ABBA'yı sever miydiniz bilmem. Ama illa ki en ünlü şarkılarını bilirsiniz. İşte o şarkılardan yapılan sahne müzikali “Mamma Mia!”nın sinema filmini de izlemelisiniz. Şahane bir Yunan adasında, iyi oyuncular, güzel müzikler ve dans sahneleriyle dolu rengarenk bir film “Mamma Mia!”. Sophie adlı 20 yaşındaki genç kız düğününe hazırlanırken annesi Donna'nın eski sevgilisi olan üç adamı da davet eder. İçlerinden bir tanesi onun babasıdır. Sophie bunun kim olduğunu evlenmeden önce bulmak niyetindedir. Merly Streep, Colin Firth, Pierce Brosnan, Amanda Seyfield'dan oluşan yıldızlar kadrosu ABBA müzikleri, deniz, güneş ve komedi, neşe… hepsi bu filmde…

17. Daima Mutlu / Happy Go-Lucky (2008)

Ünlü İngiliz yönetmen Mike Leigh'in 2008 yapımı filmi “Daima Mutlu”da Kuzey Londra'da okul öğretmenliği yaparak yaşayan son derece iyimser, renkli bir kişliğe sahip değişik bir genç kadın olan Poopy'nin hikayesi anlatılıyor. 30 yaşındaki bu neşeli kadının biriyle iyi anlaştığı diğeriyle hiç analaşamadığı iki kızkardeşiyle, asabi direksiyon hocasıyla, ders için gittiği flamenko sınıfındaki arkadaşlarıyla ve etrafındaki diğer insanlarla anlaşma çabalarını anlatan sevimli ve iyimser bir komedi. Sally Hawkins'in dinamik performansı da çok akılda kalıcı.

18. Kim'in Adası / Castaway on the Moon (2009)

Hem çok borcu olduğu hem de sevgilisi tarafından terkedilmiş olduğu için intihar etmek isteyen Kim adlı genç bir adam kendisini bir köprüden şehrin içinden geçen nehire atlar. Ancak uyandığında kendisini ıssız bir adada bulur. Bu ada şehrin tam ortasındaki küçük bir kara parçasıdır aslında. Hayattan hiçbir beklentisi kalmayan Kim burada yeniden hayata tutunmayı öğrenir. Bu arada şehirde teleskopu ve internetiyle kendisini bir odaya kilitleyen genç bir kadın da uzaktan onu gözetlemektedir. Bu adam bu genç kadın için de yeni bir umut olacaktır. Çok sevimli bir Güney Kore filmi.

19. Çılgın Aptal Aşk / Crazy Stupid Love (2011)

“Çılgın Aptal Aşk”ın odağında ortayaşlarında çoluklu çocuklu evli bir çift var. Cal ve Emily'nin evlilikleri, birbirlerine olan alışkanlıklarıyla yürüyen tekdüze bir ilişki biçimine dönüşmüş. Gidişata dur deme cesaretini biraz can yakıcı bir şekilde de olsa Emily gösterir. Her zaman ziyadesiyle ‘düzgün' bir adam olmaktan gurur duyan Cal kafa çekmek için gittiği barda kendi kendisinin muhasebesini yaparken tek gecelik ilişkiler konusunda ustalaşmış zengin çapkın Jacob'la tanışır. Jacob, Cal'ın haline üzülür, onu ‘arzu edilebilir' bir hale sokmak için bütün taktiklerini ona öğretmeye başlar… Steve Carrel, Julianne Moore, Ryan Gosling ve Emma Stone'dan parlak oyuncu kadrosuyla ilişkiler konusunda keyifli bir seyirlik “Açılgın Aptal Aşk”.

20. Tersyüz / Inside Out (2015)

“Ters Yüz”de çok parlak ama zor bir fikirden neredeyse kusursuz bir hikaye yaratmayı başarmışlar. Hikaye, kafamızın içinde neşe, üzüntü, öfke, tiksinti ve korku hislerimizi yöneten küçük canlıların yaşadığı düşüncesinden yola çıkıyor. Bu küçük canlılar temsil ettikleri hislere ve ait oldukları kişilerin yaşlarına uygun şekillerde tasarlanmışlar. Ailesiyle Minnesota'da yaşayan Riley'nin kafasının içindeki bu sesler, onun bütün duygu dünyasını o 11 yaşına gelene kadar arızasız bir şekilde düzenlemişlerdir. Hiçbir aksilik beklenmiyordur, ta ki Riley'nin ailesi bir gün San Francisco'ya taşınmaya karar verene kadar…