Karayolları Dairesi yetkilileri ile Telekomünikasyon Dairesi yetkilileri küs mü?
02/09/2020
Ali Baturay
ükümetin online olarak eğitimi başlattığını açıkladığı 1 Eylül’de, yani dün, Karayolları Dairesi’nin Lefkoşa-Girne anayolundaki çalışmaları sırasında yeraltı kablolarının koptuğu açıklandı.
Zaten Kuzey Kıbrıs’ın internet altyapısı yetersiz, bir de üstüne Girne bölgesinin büyük bölümünü internetsiz bırakan bir kaza yaşandı.
Adeta “bu ülkede online eğitim olmaz” demek ya da bunu tartıştırmak ister gibi…
Kablolar kopmasa da bu ülkede ya da kazanın olduğu Girne bölgesinde sağlıklı online eğitim olmazdı ama bu kaza üstüne tuz biner ekti.
Kablo koparma kazası dün oldukça konuşuldu.
Bugün bir haber daha; Girne- Lefkoşa anayolundaki çalışmalar nedeniyle yeraltı kabloları bir kez daha koptu…
İki gün üst üste Karayolları Dairesi’nin çalışması sırasında yeraltı kabloları koparıldı.
“Yok artık” dedirten bir durum…
Bu olaylar geçmişte de yaşandı, bir değil, iki değil…
Karayolları Dairesi, Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığına bağlı değil mi?
Evet bu bakanlığa bağlı.
Telekomünikasyon Dairesi de Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı değil mi?
Evet bu bakanlığa bağlı.
Yani be kardeşim aynı bakanlığa bağlı iki daire, koordinasyon içerisinde çalışamaz mı?
Karayolları Dairesi ekipleri, kazmaya başlamadan önce Telekomünikasyon Dairesi ekiplerinden yardım alamaz mı?
Karayolları yetkilisi, kazmayı vurmadan önce, “Be gardaş nerededir bu kablolar?” diye soramaz mı?
Telekomünikasyon Dairesi yetkilisi de “Aha burasına vurmayın kablo var be gardaş, şuraya vurun?” diyemez mi?
Zor mudur aynı bakanlığa bağlı iki dairenin işbirliği yapması ve ondan sonra bu kazmanın vurulması?
Nasıl çalışır bu Karayolları Dairesi, gider ve “ya karnı ya sırtı” ya da “ya herrü ya merrü” diyerek rastgele kazmayı mı vurur?
Bu kadar basit mi yani bu işler?
Sonra da iki satır açıklamayla; “Girne’deki yol çalışması sırasında yeraltı kablolarının kopması nedeniyle Girne'de internet hizmetinde kesinti yaşanıyor” denildiğinde iş bitiyor mu?
Binlerce insanın mağdur olabileceği düşünülmüyor mu?
Mağdur olanların mağduriyetini kim giderecek?
Bir daire çalışanı “ya herrü ya merrü” deyip kazmayı vuracak, bir kent halkı ve çevresi mağdur olacak ve bu da normal bir şey sayılacak, öyle mi?
Hade dün kabloları kopardınız, insan demez mi yahu; “Bugün dikkatli olalım, aynısı olmasın. Çağırın Telekomünikasyon Dairesi’nden bir uzman, söylesin bu beytambal kablolar nerededir de yine koparmayalım” diye…
Yok, sanki dün kablo koparmamışlar gibi bugün de koparıyorlar, hiçbir şey olmamış gibi.
Bu kadar sorumsuzluk olur mu?
Ayıp değil midir yahu?
Bunun bir bedeli yok mu yani, vur kazmayı ondan sonra da “Bardon be gardaş” de bitsin, ta ki tekrar koparana kadar.
Tek kelimeyle “ciddiyetsizlik” derim ben bu yapılana…
Haaaa, UBP’li bakanların televizyon ekranlarında “kopan kablolar” ve “gerçekleştirilemeyen fiber optik yenilenmeyle” ilgili hafif serzenişli ifadelerine tanık oldum, biraz alçak sesle söylüyorlar ama anlayan anlıyor…
Niye sitem esiyorlar ki?
Hükümetin UBP kanadı, HP’li bakanlık hazırladı diye ısınamadıkları, “Telekomünikasyon Dairesi'nin Dönüştürülmesi Projesi/ Kamu-Özel Ortaklığı/Altyapı Devletin Mülkiyetinde Kalacak Şekilde Üst Yapı-Servislerin Özel Tarafından İşletilmesi Projesi”ni çöpe attı.
Tabiatıyla bu projenin bir parçası olan “ülkeye fiber optik döşeme işini” de engellemiş oldular, şimdi niye ve kime sitem ediyorlar ki?
Bu arada şunu söyleyeyim; yarın sabah kalktığımızda yine aynı gerekçeyle kabloların koptuğu haberini alırsanız sakın şaşırmayın, bu ülkede bu işler böyle…
Bu toplum 10 yılı aşkın bir süredir, çağdaş bir internet hizmeti için ülke geneline fiber optik ağ döşenmesini ya da yenilenmesini bekliyor…
Bu bekleyiş, nafile bir bekleyiştir ve de biz şu anda mevcut yeraltı kablolarını bile koruyamıyoruz.
Sanırım iki konuyu birbirine karıştırmamak gerekiyor, yani “çağdaş internet için fiber optik döşemek” başka bir şey “yeraltı kablolarını koparmak” başka bir şey, çünkü biz yepyeni bir ağ döşesek de muhtemelen onları da koparacağız bir şekilde.
Rastgele kazma vurup yeraltı kablolarını koparmak artık bu ülkede sıradan bir şey oldu çünkü.
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız