Karpaz’daki sahipsiz eşekler ölüme terk edilmemeli

ads ads ads ads
02/02/2017

ads

Orhan Aydeniz Orhan Aydeniz


Barış harekatından sonra güneye göç edenlerden kalan keçi, koyun, at, domuz gibi evcil hayvanlar kısa zamanda sahiplendirilmişti. Fakat eşekleri isteyen olmadığından Dipkarpaz kırsalında başıboş kalmışlardır.

1974’lü yıllarda sayılarının, birkaç bin olduğu ileri sürülürdü. Halan birkaç yüz eşek kaldığı söylenir.

Barış harekatından sonra kaynakların sahiplendirilmesinde görev yaptığım dönemde, eşeklerin de isteyenlere verilmesini ve sahiplendirilmesini önemiştim. Fakat isteyen olmamıştı. Bunun üzerine anavatana ihraç edilmeleri düşünüldü. Sivil Toplum Örgütlerinin tepkisi üzerine, vazgeçilmişti.

Sonuçta ihraç edilmeyen ve bazılarına göre ‘hür’ kalan eşekler; açlık , susuzluk, hastalık, yağmur ve soğuk havalarda barınacak yer bulamadıkları için, hastalanıp yıldan yıla telef olup azaldılar.

Aslında eşekler ve diğer tüm evcil hayvanlar, yaşamlarını insanların sağladığı yem, su, barınak ve sağlık hizmetleri sayesinde sürdürebilmektedir.

Bu nedenle yaban hayvanlar gibi doğada kendi kendilerine yaşamlarını dürdürmeleri oldukça zordur .Eşeklerin yıldan yıla sayısının azalması, bu gerçeği kanıtlamaktadır.

Yaklaşık 42 yıl doğada başıboş kalan eşekler yabanileşmemiştir. Halen Apostol Andrea Manastırı avlusunda dolaşan eşekler, yoldan geçen arabalara yanaşarak yiyecek verilmesini bekler. Ayrıca yiyecek verilmesi umudu ile kiliseyi ziyaret eden insanların yanına yaklaşırlar.

Eşeklerin başıboş olması, hayvanların yaşamlarını sürdürebilmeleri , tarım alanları ile makilik alanlardaki alçak bitkilere zarar yapmaları ve Manastırın avlusunu dışkıları ile kirletmeleri bakımından sürdürülebilir bir çözüm şekli değildir.

Gerçi yapılan demir bariyer sayesinde, eşeklerin bir kısmı tarımsal üretim yapılmayan Karpaz yarım adasının uç kısımda kaldı. Ancak yine de bariyerin dışında kalanlar da vardır.

Şimdiki durumun sürdürülmesi halinde eşekler açlık, susuzluk, hastalık ve barınacak yer olmaması sonucu, zamanla telef olacaklar.

Kişisel görüşüme göre Karpaz’ın simgesi haline gelmesi nedeniyle ve turistik amaçla bir miktar eşeğin bariyer ile tecrit edilen alan içinde tutulup, su, yem barınak ihtiyaçları karşılanması isabetli olacak. Yalnız sağlık sorunları için de zaman zaman veteriner tarafından kontrol edilmeli. Geriye kalanlar da Türkiye’ye ihraç edilmeli.

Son yıllarda Türkiye’de eşek sütü üretim çiftlikleri kuran girişimcilerin eşeklerimize ilgi duyabileceği inancındayım. Çünkü Türkiye’dekilerden daha cüsseli olan eşeklerimizin, süt verimi de daha fazladır. Bu girişimcilerle temas ederek, ihracat olanaklarının araştırılmasında yarar vardır.

Ayrıca, Tarım bakanlığının, KKTC’de de eşek sütü üretimini özendirmesi ve böylece bu hayvanların ekonomiye kazandırılması isabetli olacaktır.

Kuşkusuz ülkemizde taş taş üstüne konulmasını istemeyen engelleyiciler, eşeklerin ekonomiye kazandırılmasına da karşı çıkacak. Fakat onlar karşı çıkacak diye, zavallı eşekler ölüme terk edilmemeli.

Eşeklerin şimdiki durumda, yani aç ve susuz bırakılması insancıl bir seçenek olamaz. Çünkü aç kalıp telef olacaklar. Üstelik ekili arazilere girip zarar da yapacaklar.

Sonuç olarak Karpazdaki eşeklerin yaşamalarını sürdürebilmeleri için, sahiplendirilene kadar, bariyerlerle sınırlanan alan içinde birkaç yere soğukta ve yağmurda sığınabilecekleri üstü kapalı çardaklar yapılmalı. Yem ve su ihtiyaçları karşılanmalıdır. Hayvan severler ve STÖ’de yem ve su temini ve barınak yapılmasına katkıda bulunmalı. 

02/02/2017 19:39
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: orhan aydeniz
MANŞETLER

HK Orhan Aydeniz

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.